Bir dokunuşa bin ah!

Bir dokunuşa bin ah!

27.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Şehvetle denizi anlatan -anladınız herhalde- Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’den başkası değil. Daha bitmedi:

“Denize dalarken, sanki bir aynayı şangır şungur kırar ve altına geçerdim. Parıltılı, yeşil bir cennetti.” (Her iki alıntı da okumaya doyamadığım “Mavi Sürgün” kitabından.)

Sevgili okurlar, bugün pazar. Ülke yanıyor. Ciğerimiz yanıyor. Yangın sadece ormanlarda değil, hukukta, haksız yere doldurulan ülkem hapishanelerinde, eğitimde, gençlerin umutsuzluğunda, yönetimlerin liyakatsizliğinde, denetimsizliğinde... Bütün bu konularda gece gündüz bilgileniyoruz. Bugün pazar ben ısrarla size yine de güzelliklerden söz açacağım.

YİNE GÜMÜŞLÜK

Bodrum Yarımadası’nın en batı ucunda antik Myndos kentinin arkasındaki tepelerden sonraki burnun ucunda fi tarihinde gümüş ocakları yer alırmış. Gümüşlük denmesi ondan. Maden ocaklarının yerini günümüzde bohem ve sanatçı ruhlu insanlar almış. Bu yıl Gümüşlük Festivali’nin klasik ve caz konserlerini bir arada harmanlaması, ayrı bir zenginlik...

İki akşam üst üste izlediğim iki caz konseri de denize uzanan sahilde yer alıyordu. Tam da günbatımında.

Sahnenin gerisinde kumsal, kumsalın gerisinde “mavi/ menekşe” deniz ve muhteşem bir şölen gibi ufukta sulara gömülen kıpkızıl bir güneş.

İşte bu doğal fonda, bir akşam Adem Gülşen Trio (piyanoda Adem Gülşen, davulda Serkan Alagöl, kontrbasta Mikhail Pashkov); ertesi akşam ise aynı üçlüyü İpek Göstepe’nin duru sesiyle birlikte dinledik. İlk konserde elektrikleri kesilmesiyle yıldızların coşkusu, ikinci konserde ise İpek Göztepe’nin klasik caz öğeleriyle kendine özgü yorumları, doğal ortama eşsiz bir büyü kattı.

Image

Festival bu akşam (pazar) Antik Taş Ocağı’nda Macaristan’dan gelen MAV Cellists&Özcan Ulucan (keman) klasik konseriyle devam ediyor. Bu konser “resmi açılış” niteliğinde ve tiyatro sanatçısı Ahmet Levendoğlu’nun anısına gerçekleşecek. Neden? Çünkü geçen nisan yitirdiğimiz ülkenin önemli tiyatro insanı (yönetmen, oyuncu, tiyatro eğitmeni, çevirmen, yazar) Ahmet Levendoğlu, Gümüşlük Müzik Festivali Sanat Yönetmeni Eren Levendoğlu’nun da babası.

Image

HAK ARAYIŞLARI

Elbet Gümüşlük’te sadece konser izlemedim. Bol bol “Yetti gayrı” isyanlarına da tanıklık ettim. İşte birkaç satırbaşı:

- Gümüşlük sakinleri, özellikle tepeden tırnağa gönüllü Gümüşlük Forum Grubu arkasına aldığı halk desteğiyle mayıstan beri bıkmadan usanmadan her hafta sonu “Kıyılar halkındır, işgali sonlandır” protestoları yapıyor. Söz konusu Çayıraltı Halk Plajı’nın Bodrum Belediyesi’nin kararıyla sahili küçültmesi, halktan alınan bölümün bir işletmeye verilmesi.

Image

- Önceki başkan Ahmet Aras’ın “Çevre ve Sanat Derneği”ne verdiği Gümüşlük Sanat Evi (ki yarımadada yaşayan sanatçıların sergileriyle bir kültür merkezi işlevi görüyordu) bu yıl belediyeden gelen “fuzuli işgal” yazısıyla ellerinden alındı ve zabıtaya verilmek isteniyor.

- Çocuk Müzesi olarak açılmış ve Kocadon zamanında çocuklara atölye olarak verilmiş, günümüzde “halk evi” işlevini gören, el becerilerini geliştiren, yine gönüllülerin verdiği yabancı dil kursları, arkeoloji, felsefe konferansların verildiği bir merkez de Gümüşlük Forum’un elinden alınmak isteniyor.

- Arıtmanın yetersizliği... Kıyıda denize akan derenin koli basili kaynaması...

- Tavşan Adası’nda kazıların durdurulması. Oysa devam etmeli. 1. derece sit antik kent alanının imara açılması. (Bu belediyeye değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı) Kazı durdurulunca kazı evinin satılıp restorana dönüştürülmesi...

Bu “ah”lardan sonra hep aynı tümceyi duydum: “Tamer Mandalinci bir kez olsun Gümüşlük’e gelip bizi dinlemedi. Sesimizi duyurmak için biz ona gittiğimizde ise mikrofonları kestirdi. Konuşma imkânı tanımadı.”

Ve ardından “CHP sosyal demokrat, halkçı ilkeleri olan, kültürü ve sanatı savunan bir parti değil mi?” diye kinayeli bir soru sormaktan da geri kalmıyorlar.

Yazarın Son Yazıları

Yok etmek/Yaratıcılık

Bir yanımda yaratıcılık, bir yanımda yok edicilik. İkisi de çekiştirip duruyor iki kolumdan.

Devamını Oku
04.12.2025
Tiyatro hazinemize yolculuk...

Duvardaki dev afişten fırlayıp kucaklaşacakmışız gibi bana bakan genç kadın, Suna Pekuysal.

Devamını Oku
30.11.2025
Hukuk bitti

Dünkü gazetemizde, “Korkma Biz Kadınız!” başlığını görmek çok hoşuma gitti.

Devamını Oku
27.11.2025
Çocuklar için...

Çocuklarımız için neler neler yapmayız ki...

Devamını Oku
23.11.2025
Grup Yorum’dan mektup var

Ülkemin hapishaneler coğrafyasından sık sık mektup gelir.

Devamını Oku
20.11.2025
BACH, Diyarbakır'da...

Neredeyse 30 yıldır Hakan Erdoğan Prodüksiyon “Bach İstanbul’da” başlığıyla klasik müzik konserleri düzenler.

Devamını Oku
16.11.2025
Oktay Ekinci kitabı

Oktay Ekinci... Bu isim Cumhuriyet okurlarının hiç ama hiç yabancısı değil.

Devamını Oku
13.11.2025
Paris’ten Diyarbakır’a

Paris ve sonbahar.

Devamını Oku
09.11.2025
Her daim muhalif

“Ve sonunda Joan Baez hastalığı yendi, sağlığına kavuştu!”

Devamını Oku
06.11.2025
Susmak onaylamaktır

“Hava kurşun gibi ağır/ Bağır bağır bağırıyorum/ Koşun. Kurşun eritmeye çağırıyorum...”

Devamını Oku
02.11.2025
Küllerden doğan ışık

Cumhuriyetin 102. yıldönümünü dün kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
Bodrum Cup: Kuşaktan kuşağa ileri!

Ege’nin ortasında bir sabah...

Devamını Oku
26.10.2025
Tiyatro sorgulamaktır

Daha 29. Uluslararası İstanbul Festivali başlamamıştı.

Devamını Oku
23.10.2025
Filler ve Karıncalar

Prag Tiyatro Festivali’nden ayağımın tozuyla dönüp tüm gördüklerimi sizinle paylaşmaya hazırlanıyordum ki sevgili arkadaşım Genco Erkal’ın sesi kulağımın dibinde bitiverdi: “Çekya’yı bırak önce Cihangir’e bak!”

Devamını Oku
19.10.2025
Prag’dan sevgiler

Sevgili okurlar Prag’dayım.

Devamını Oku
16.10.2025
Jandarmalı-jandarmasız günler

Sabah 6.30’da kapı tekmeleniyor. Jandarma içeri dalıyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Tiyatro ve siyaset

Bu yazının başlığı “Afife Jale Ödül Töreni’nin düşündürdükleri” olacaktı.

Devamını Oku
09.10.2025
Celladına âşık olmak...

Olmayan suçlar... Yazılmayan iddianameler... Yazılıp uygulanmayan kararlar... Ve hukuk ile guguk arasında yaşamaya devam çabası... Tamam yakınmayı bırakıp sadede geliyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Travmalarla yaşamak...

Nasıl yaşamak bu! Kâh gökyüzünde kanat çırpıyoruz kâh en dipsiz kuyuların derinliğinde kayboluyoruz.

Devamını Oku
02.10.2025
Yaşar Kemal’e adanan bayram

26 Eylül’de Ankara’da 93. Dil Bayramı’nı kutladık. Dil Derneği ve Çankaya Belediyesi’nin ortaklaşa etkinliği Yaşar Kemal’e adanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025
Ellerinde Toprak

“Sömürü bir bütündür. Bütün insan değerlerinin sömürülmesiyle, doğa değerlerinin hoyratça sömürülmesi bir arada gidiyor. Türkiye toprakları yıkıma uğratılıyor, hopur ediliyor. Biz Türkiye üstünde mirasyedileriz. Yıkımımızdan Türkiye’nin hiçbir insanı ve doğa değeri kurtulamıyor.”

Devamını Oku
25.09.2025
‘Üç Ayaklı Kedi’ İstanbul’da

İstanbul dolu dizgin.

Devamını Oku
21.09.2025
Nice yıllara Hrant Dink

15 Eylül, arkadaşımız, yoldaşımız, omuzdaşımız, ülkemin en aydın, en dürüst, en yararlı, en barışçı insanlarından Hrant Dink’in yaş günüydü.

Devamını Oku
18.09.2025
Düşme var düşüş var

Bundan önceki yazım şöyle bitiyordu: “Yeryüzü muhteşemdi. Türkiye’nin asla uygarlıktan, yaratıcılıktan, aydınlıktan ve gelecekten vazgeçmeyeceğine dair umutlarımız tazeleniyordu.”

Devamını Oku
07.09.2025
Büyülü aydınlık bir gece

Elbe Nehri’nin kıyısında görkemli mi görkemli o yapı bir mucize gibi yükseliyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Hapishane ve ödül: Vicdan ve haysiyet

Hafta içinde hapisteki iki çok değerli insanımıza yine uluslararası ödüller verildi.

Devamını Oku
31.08.2025
Paramparça ve umut

Bunalıyorsunuz, kahroluyorsunuz, her yerde haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diyorsunuz...

Devamını Oku
28.08.2025
Dünyanın sesleri İstanbul’daydı

Bu başlığı yazdım. İstanbul’da bir haftadır süren o muhteşem coşkuyu paylaşacağım diye düşünürken birden bir suçluluk duygusuna kapıldım.

Devamını Oku
24.08.2025
Edremit Kitap Fuarından...

Edremit Kitap Fuarı’ndayım...

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet suç işliyor!

Diyanet İşleri Başkanlığı suç işliyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Tiyatro durakları...

Adaletten eğitime, sağlıktan beslenmeye, her şeyin sahtesine, zehirlisine mahkûm edildiğimiz, yalanlarla kuşatıldığımız şu günlerde kimi alanlarda hakikatle, sahici olanla karşılaşmak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
14.08.2025
Bodrum’un markasına dönüşen bale festivali

Son yıllarda adeta Bodrum’un kültür markasına dönüşen Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nden söz edeceğim.

Devamını Oku
10.08.2025
Algılamanın sınırsızlığı

20. ve 21. yüzyıl tiyatrosuna damgasını vuran dâhi Robert Wilson tedavi olmak istemeyerek New York Long Island’da kurmuş olduğu Watermill Eğitim ve Üretim Merkezi/okul/ müze/kültür merkezinde son ana dek çalışarak 31 Temmuz’da öldü.

Devamını Oku
07.08.2025
Türkiye’nin Aydınlık Yüzü / Belleğimizin Bekçisi: Metin Sözen

Metin Sözen: (24 Mayıs 1936, Harput, Elazığ-31 Temmuz 2025, İstanbul)...

Devamını Oku
03.08.2025
Herkes için sanat: Anadolu Sergileri

Yılın belki de en sıcak gününde deniz kıyılarını bırakıp Milas’ta kapalı bir mekânda bir sergi görmeye gideceğimi söyleseler pek inanmazdım.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir dokunuşa bin ah!

“Ayakucumda deniz, kaynayarak yanan bir zümrüt, sonra mavi, sonra menekşe, ne var ki üzerine tuzla buz edilmiş milyonlarca ayna parçaları yağmış, alev alev yanıyor, çakıyor, çakıntıdan göz alıyor.”

Devamını Oku
27.07.2025
Tüm iyilerin Altan ağabeyi

Altan Öymen aramızdan ayrılıp sonsuzluğa göçerken bile hepimize bir ders verdi...

Devamını Oku
24.07.2025
Bodrum’da doludizgin sanat

Ah bilmez değilim. Bu başlığı okur okumaz delirdiğimi sanacaksınız...

Devamını Oku
20.07.2025
Günler geçerken...

Pınar Kür... Edebiyatımızın cesur kadınlarından biri daha sonsuzluğa göçtü.

Devamını Oku
17.07.2025
Hikmet Çetinkaya

Yaş almanın en kötü yanı eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız hepsi gidiyor.

Devamını Oku
13.07.2025