Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mercedes-Kuran kardeşliğinde seçim

31 Mayıs 2015 Pazar

Bir hafta kaldı. Türkiye Cumhuriyeti’nde, benim ülkemde haftaya bugün seçim var.
Nasıl bir ortamda, hangi duygu ve düşüncelerle seçime gidiyoruz? Bu sorunun yanıtı çok çok acı. İnsanı delirtecek, kahredecek kadar acı. Bu korkunç acının kaynağında bir adamın, “Ben, ben, illaki ben” tutkusu, doymayan iştahı, dinmeyen kini ve “ya istediğim olmazsa” korkusu var...
Ve koskoca bir ülke bu korkuya mahkûm edilmiş halde, şu seçim bir an önce olsa da kurtulsak diye bekliyoruz...
En kısadan ve en açık seçik belirtmem gerekirse... Önem sırasına aldırış etmeden sıralıyorum:
- Devletin tüm olanaklarının iktidar partisinin emrine verildiği...
- Haber alma özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı...
- Gerçeği açıklayanların “terörist” ya da “casus” ilan edildiği...
- Cumhurbaşkanı’nın “tarafsızım” dedikten sonra tüm muhalefet partilerine hakaret edip öfke kustuğu...
- Bir an sonra taraf değiştirip “elbet tarafım” deyip, kendisini “millet”, tüm muhalifleri “düşman” ilan ettiği...
- Başka hiçbir partiye ve parti başkanına tanınmayan saatler ve sürelerin televizyonlarda AKP lideri Erdoğan’a verildiği... Ve RTÜK’ün buna seyirci kaldığı...
- Başka hiçbir parti ve parti liderine ayrılmayan miting alanlarının ve belediye araçlarının iktidara verildiği...
- Meydanlarda Kuranıkerim sallayarak, dindarlık pazarlığına, kim kimden daha dindar yarışına girildiği...
- Yüksek Seçim Kurulu’nun görevini yerine getirmediği...
- Anayasanın sürekli ihlal edildiği...
- Yargı kararlarının, bu arada Danıştay kararlarının yok sayıldığı. (Bakınız: Kaçak Saray Danıştay kararı)
-İktidarın suçlarını ve yalanlarını göz önüne serenlerin, hükümeti eleştirenlerin tehdit edildiği...
- Muhalif partilere saldırılar düzenlendiği...
- İşadamlarını, iş dünyasının önde gelenlerini bir araya toplayıp tümüne ayar verildiği... (Ayar vermek / eleştirmek / tehdit etmek... Seçim size kalmış!)
- Açılmış tesisleri yeniden ve yeniden açarak milletin aptal yerine konulduğu...
- Yalnız tesis, fabrika açılışlarında değil, her fırsatta, her konuşmada seçmenlerin ve seçmen olmayanların aptal yerine, geri zekâlı yerine konduğu...
- Söylenen her yalana inanmamızın beklendiği...
- Hırsızın değil, “Hırsız var” diyenin suçlandığı, cezalandırıldığı...
- Milletin yarısının, oyların çalınacağından kuşku duyduğu...
- Seçimde bir sahtekârlık yapılacağından, trafoya kedi gireceğinden, sandıkların kaybolup yakılacağından korkulduğu... Bir seçime gidiyoruz...
Haydi hayırlısı.
Siz buna demokratik seçim mi diyorsunuz? Yüzde 10 barajı bir yandan, bütün bu saydıklarım ve daha sayamadıklarım öte yandan...
Bu seçim elbet demokratik falan değil. Buna olsa olsa “Mercedes-Kuranıkerim kardeşliğinde seçim” denebilir...
Ama yine de oy vermekle kalmayıp, oylarımıza sahip çıkacağız.
Hatırlatayım: Oy ve Ötesi’nin hâlâ tüm Türkiye çapında, oyları korumak için gönüllülere ihtiyacı var. Yani size, hepimize...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın tiyatro 15 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları