Şeriat bir kadının daha canını aldı!

18 Eylül 2022 Pazar

Mahsa Amini... İran’da 22 yaşında bir kadın...

Kıyafetinin “İslami örtünme kurallarına uygun olmadığı” gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınırken şiddet gördü, komaya girdi ve cuma günü yaşamını yitirdi.

Gözaltına alınmadan bir saat önce çekilmiş, gülümsediği bir fotoğrafı var. Sadece iyi duygular yansıtan güzel yüzündeki o içten gülümseme yok edildi; 21. yüzyılda bir devletin görevlileri, saçı gözüktüğü için bir kadını döverek katletti!

Cuma akşamı bu cinayete isyan edenlerin Amini’nin kaldırıldığı hastanenin çevresindeki protestolarını gösteren videolar yayıldı. Sokaklarda halkın “Diktatöre ölüm!”, “Kız kardeşimi öldüreni öldürürüm!” sloganları yankılanırken bir grup kadın başörtülerini çıkararak “IŞİD’li şerefsizler!” diye bağırıyordu.

Ahlak polisi, protestoya katılan kadınları çığlık çığlığa, tartaklayarak gözaltına alırken çevredekiler ise sadece izliyordu. Bir korku/gerilim filminden sahneler değil, İran’da gerçek hayattan görüntülerdi bunlar...

Devlet görevlileri, Amini’nin polis aracında dövüldüğünü inkâr etse de olayın tanıkları var. Yapılan resmi açıklamada, genç kadının kalp krizi geçirerek öldüğü söyleniyor. Oysa ailesi, hiçbir sağlık sorunu olmadığını belirttiği Mahsa’nın gözaltına alınıp hastaneye getirildiğinde koma halinde olduğunu ve yetkililerin beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediklerini belirtiyor. 

Kalp krizi geçiren bir hastanın kulağının yanından kan akar mı? Amini’nin hastanedeki odasında kulak ve boyun çevresinin bandajla sarıldığı ve solunum tüplerine bağlandığı görülüyor.

İran Devlet Başkanı İbrahim Reisi, 15 Ağustos’ta kadınların kamusal alanda ve internetteki görüntülerinde kıyafetlerinin İslami kurallara uygun olması için daha katı cezalar getiren bir yasa imzaladı. Göreve geldikten hemen sonra, “ahlak polisi” olarak bilinen din polisini canlandırdı.

Kadın hareketi, İran’da ulusal güvenliğe tehdit olarak görülürken; Mahsa Amini, Reisi’inin İran toplumu üzerindeki “Batı etkisine” karşı “sıfırdan İslamlaştırma programının” kurbanlarından biri oldu. 

Bu olayın olduğu gün Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Takva, haya ve tesettür” başlıklı cuma hutbesinde ise “Örtünmenin sadece kadını ilgilendirdiği ve başörtüsünden ibaret olduğunu zannetmek ciddi bir yanılgıdır” denildi. 

Buradan bir kez daha söyleyelim: Kadınların bedeni ile uğraşmayın!

SİYASAL İSLAMIN YARATTIĞI CEHENNEM

Siyasal İslam işte budur; sokaklarda dövülen, itilip kakılan, hakaret edilen, yerlerde sürüklenen kadınlar gösterir size.

Siyasal İslam budur; “din adına” kadınları ve farklı düşünenleri katlettirir.

Siyasal İslam budur; yaşam tarzınıza, kimliğinize, cinsel yöneliminize, düşüncelerinize, inancınıza karışır.

Siyasal İslam budur; erkeği “efendi” ya da “sahip”, kadını “köle” gibi görür.

Siyasal İslam budur; yobazlığı şahlandırırken yaşam sevincini öldürür.

Siyasal İslam budur; din tüccarları kesesini doldururken, yoksul halkı sömürür.

Siyasal İslam budur; ahlakı kadınların saçı ve bedeni üzerinden tanımlarken katilleri, tecavüzcüleri, soyguncuları korur.

CAN ALAN KARANLIĞA KARŞI LAİKLİK!

Laiklik, işte bunlara karşı var! Bu yobazlığı, kadını erkekten aşağı gören gericiliği önlemek için var.

Kadının toplumsal hayatta hak ettiği saygınlığı elde etmesi için var. 

Yasaların referanslarını dinden değil, evrensel hukuk normlarından alması için var.

Halkın kimsenin “tebaası” değil, bu ülkenin eşit yurttaşları olması için var.

Devlet, kimseye inanç, düşünce, yaşam tarzı, cinsel yönelim üzerinden müdahale edemesin diye var.

Laiklik, insanca çağdaş bir yaşam için var.

Her şeyden önce kadınlar için var! 

Bakmayın siz, “Burkanın karanlığını seviyorum” diyerek Fransa’dan gazel okuyan sosyolog unvanlı Nilüfer Göle gibilere, “burka” ile simgelenen karanlık, Mahsa Amini gibi kadınları yaşarken hapseden ve bir gün canını da alan karanlıktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları