Meraklanmayın o garabet olmayacak

Meraklanmayın o garabet olmayacak

22.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

İstinaf işlevi gören İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Cumhuriyet davası”nda verdiği kararı onadı. Bu durumda, davada 5 yıl ve altında ceza alanların hakkındaki kararlar kesinleşti. Şimdi Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve Emre İper mahkûm oldukları cezaların infazlarını tamamlamak üzere yeniden hapishaneye dönecekler. Kadri Gürsel tutuklu yattığı süre çarptırıldığı cezanın infazını karşıladığından, tekrar hapse girmeyecek. Haklarında 5 yılın üstünde hapis cezası verilmiş olan Akın Atalay, Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Murat Sabuncu, Ahmet Kemal Aydoğdu ve Ahmet Şık haklarında verilen onama kararını 15 gün içinde Yargıtay’a götürebilecekler.
Yargıtay’ın bu başvuruları kabul edip, kararı bozması halinde ise daha ağır cezaya çarptırılanlar, serbest dolaşırken, daha hafif ceza almış olanlar hapis yatacaklar.
Hukukçular, böyle garip bir durumun ortaya çıkması halinde ne olacağı konusunda sorularla karşı karşıya şimdi.
Gerçekten de, böyle bir olasılığın gerçekleşmesi halinde tam bir garabet ile karşılaşacağız.

***

Sorunun yanıtını vermek için hukukçu olmaya bile gerek yok. Şimdiden rahatlıkla söyleyebiliriz ki hiç merak etmeyin, öyle bir garabet olmayacak.
Bu güvencenin hukuki gerekçelerini sormayın çünkü yok.
Bir süreden beri, yargı erki, tedip (cezalandırma) erkine dönüşeli beri, artık mahkemelerden sadır olan kararlarda hukuk aramak gibi nafile bir uğraştan vazgeçilmiş bulunuluyor.
Yukarıda adı geçen arkadaşların, FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardımcı oldukları gerekçesiyle mahkûm olmaları kimsenin içine sinmemiş, kamu vicdanını yaralamış bir olaydır. Bu olay başlı başına bir garabet olup, bir olay iki garabeti birden kaldıramayacağına göre, böyle bir durumun ortaya çıkmaması için yetkililerin kendilerine düşeni yapacaklarından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Bu karar üzerine yeniden hapse girecek olan meslektaşlarımız da, basın özgürlüğünü ve demokrasisini koruyamayan bir toplumun adına, yani hepimiz adına hapis yatmak durumunda kalmış olacaklardır.
En garibi ise, ceremeyi, basın özgürlüğü ve demokrasiyi koruma konusunda üzerlerine düşeni yapmaktan geri kalmayanların çekme durumunda kalmalarıdır.

***

Yargı erki, iktidara biat etmeyip, onu rahatsız edenleri cezalandıran bir mekanizma haline gelip, tedip erkine dönüşünce, ileri sürülen hukuki görüş ve savlar da anlamlarını yitiriyor. Örneğin tutuksuz yargılanmanın esas olduğu görüş, ancak yargının adil olduğu zamanlarda anlam taşıyor. Yoksa yargı yürütmeden bağımsız ve adil değilse, o zaman vatandaşın ister tutuklu ister tutuksuz yargılansın, o ya da bu harhangi bir aşamada, salt iktidarın hoşuna gitmeyen davranışta bulunduğu için, adil olmayan bir kararla özgürlüğünden yoksun kılınması söz konusu olabilecektir.
Karar adil olmadıktan sonra, yargılanmanın tutuklu veya tutuksuz yapılmasının bir farkı kalmayacaktır.
Yargının bağımsız olmadığı, kanıt-delil aramadan, iktidarın hoşuna gitmeyenleri salt bu nedenle mahkûm ettiği, yani adil olmadığı yerleşik kanaatinin illa gerçek olması da şart değildir. Toplumda bir kez böyle bir algının yaygınlaşması, korkunun egemen olmasına yeter.
Oysa demokrasiler, yurttaşların her türlü korkudan azade yaşadığı toplumlardır.
Cumhuriyet davasından hapis yatanlar, artık bu toplumda herkesin FETÖ’cülükle suçlanabileceği korkusunun egemen olması için yatmışlar ve de yatacaktırlar.
Onları hapse gönderen irade, kalan vatandaşların hapishanelerini de yüreklerine ve beyinlerine yerleştirmiş, böylelikle herkesin şu ya da bu, bir türlü hapiste olduğu bir toplumu yaratmıştır.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023