Sokağa icbar

Sokağa icbar

26.04.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Melih Cevdet Anday, her biri deneme türünün başyapıtları arısında yer alabilecek olan, Cumhuriyet’teki eski cuma yazılarından birinde Kral 16. Louis’nin 14 Temmuz 1789 tarihinde günlüğüne şunları yazdığını anlatır:
Bugün kayda değer bir şey olmadı.
Oysa 14 Temmuz 1789 daha sonra, insanlığın gördüğü en büyük devrimin simgesi olarak tarihin en önemli günlerinden biri olacaktır.
Çoğu zaman tarih gözlerimizin önünden akar geçer de, içindeyken farkında olmayız.
Korkarım, ileride politikanın sokağa tesliminin simgesi olarak anılabilecek olan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun saldırıyı uğradığı 21 Nisan 2019’da öyle günlerden biri olmaya adaydır.
Son seçimlerde, Türkiye nüfusunun yüzde 45’ini, üretiminin üçte ikisini oluşturan büyük kentlerde sandıkta öne geçen muhalefetin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan organize saldırının sonrasında, gelişmeler 21 Nisan’da yeni bir dönemin başladığı izlenimini güçlendiriyor.
Tweet atan ellerin yargı yoluyla kırıldığı Türkiye’de yumruk atan eller AKP’liler tarafından öpülüyor.
İktidarı ellerinde tutanlar ile çevresindekiler, yeni kışkırtmaları caydırmanın en etkili yolu olan, olayı kesin ve sert biçimde kınamaktan ve benzeri girişimleri önlemeye kararlı olduklarını belirtecek davranışlardan kaçınıyorlar.

***

Öyle açıklamalar yapılıyor ki, neredeyse Sayın Kılıçdaroğlu’nun saldırganın sinirini bozduğu için özür dilemesi istenecek.
Saldırının hoş görüldüğünü ihsas eden bu tavır ve davranışların yarın öbür gün durumdan vazife çıkarmak için alesta bekleyenlerde ne gibi hevesler doğuracağını kestirmek hiç de güç değildir.
Üstelik saldırı olayı, AKP’nin “benden yana olmayan irade milli irade değil, fesattır” tavrıyla “kutsal sandık” kavramını bir yana fırlatıp attığı bir döneme rastlıyor.
Bir zamanlar, demokrasinin zorunlu koşulu olduğu halde aynı zamanda tek başına yeterli koşulu olmayan sandığı özgürlüğün tek güvencesi olarak göstermeye çalışan AKP, artık seçimi de tanımamak aşamasına gelmiş görünüyor.
Kuvvetler ayrılığının reddi, yargı bağımsızlığının ilgasıyla adil yargının iptali yolunu tutmuş olan AKP, demokrasinin bütün kurum ve kavramlarını yıkarak, siyaseti sokağa teslim aşamasına girmiş bulunuyor.
Türkiye’de siyasetin bütün temel taşlarını teker teker ortadan kaldıran AKP’nin hakkını arayanı sokağa icbar eden (mecbur bırakan) bu tutumu herkes için tehlikelidir.

***

Sokağa icbar edilen bir ülkede kimse “devletin yasama yürütme ve yargı erkleri elimin altında, ordu kayıtsız şartsız yanımda, hazır bindirilmiş kıtalarım ve paralel güçlerim de var; bu durumda bana bir şey olmaz!” diye düşünmemelidir.
Devleti ilgilendiren konularda iş bir kez ayağa düştü mü, ne olacağı hiç belli değildir.
Kuralların belli olmadığı, demokrasinin esamisinin okunmadığı toplumlarda sağlam ekonomik yapı kurmak, hele hele dışarıdan kaynak akışını sağlamak mümkün değildir.
Sokağa mecbur edilen toplumda, ne ekonomik, ne sosyal, ne politik ve de diplomatik alanda istikrar ve dengeden söz edilebilir.
Olayın en güç yanı da, iktidarın sorumsuzluğu karşısında, oyunu demokrasinin çerçevesi içinde tutma çabası muhalefete düşmesidir. Zira oyunun kurallarını belirleyen erk onun değil iktidarın elindedir.
Yine de siyaseti sokağa icbar edenlere karşı demokratik direniş tüm demokratların görevidir.  

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023