Aleksander Boris de Pfeffel Johnson (1)

06 Ağustos 2019 Salı

Haziran 2008’de, bu köşede tanıttığım ve o hafta bazı gazetelerimize de aynen aktarılan, o günün Londra Belediye Başkanı, sonrasında Dışişleri Bakanı ve bugünün İngiltere Başbakanı, New York doğumlu Aleksander Boris de Pfeffel Johnson’un (55) Türkiye bağlantısını yansıtmışım...

***

Londra Belediye Başkanlığı seçimini, tesadüfen, 2 Mayıs 2008’de Hıristiyanların “Aziz Boris gününde” kazanan Boris Johnson, “seçim yorgunluğunu”, Muğla-Fethiye-Göcek koylarında, 26 Mayıs 2008’de, bir hafta boyunca “mavi yolculuk” yaparak atmıştı...

***

Johnson, 2016’da “Dışişleri Bakanı” olduğunda da, eşi Marina ve 4 çocuğu Lara Lettica, Milo Arthur, Theodore Apollo ve Casssia Peaches ile birlikte, Dalaman Havaalanı’na indikten sonra, yine Fethiye-Göcek koylarında mavi yolculuk yapmış, yörenin doğal güzellikleriyle ünlü koylarını dolaşmış, bu yolculuğu bir yıl sonra da tekrarlamıştı.

***

Bakalım bu kez başbakanlığını kutlamak için Göcek koylarında, “mavi yolculuğa” çıkacak mı? Johnson’un aile kütüğüne göz atalım:

***

Johnson’un dedesinin babası, “balmumcu kalfası (bu meslek kayboldu) olan Hacı Ahmet Riza Efendi, Çankırı’nın Orta ilçesine bağlı Kalfat (halfet-halife anlamında) köyünde 1813’te doğmuş, sonra İstanbul’a göçmüştü.
Hacı Ahmet Riza Efendi’nin ikinci eşi, göçmen Çerkez kızı Hanife Feride’den 1867’de Ali Kemal doğdu. Kalfat köyü, o zaman Çerkeş ilçesine bağlıydı.
“Çerkeş” ilçemizin “Kız sen geldin Çerkeş’ten, pek güzelsin herkesten, farkın yoktur billahi, lepiska saçlı Çerkezden” türküsü ünlüdür! Dolayısıyla, türkünün Hanife Feride için söylenip söylenmediğini bilemeyeceğiz! Bilinen bir gerçek var...
Kalfat köyünün bugün bağlı olduğu Orta ilçesinin Osmanlılar dönemindeki adı “Karı Bazarı” idi! Anlaşılan, Kafkaslardan, Kuzey ülkelerinden gelen, açık tenli, açık saçlı Çerkez kızlarının da saraya, İstanbul’a, Anadolu’ya dağıtımı buradan yapılıyordu.
2008’de, “Karı Bazarı” yazmamdan sonra yöreden, “İlçemizin adı Orta! Siz ahlaksızsınız!” gibilerden çok tepki aldım. Ancak, 1530 tarihli Kanuni Sultan Süleyman dönemi Çankırı haritasını yayımlayınca eleştiriler kesildi!
“Orta ilçesi” ile bağlantılı önemli bir geleneği de bu arada belirtmeliyim. Anadolu mutfağında “pasta” yoktu, o yörelerden göçen erkekler, “pastayı” tanıtıp Türkiye’de “pasta haneler” açtılar! Türkiye’deki usta “pastacıların” kökeni, Çankırı’nın “Karı Pazarı-Orta” ilçesidir...

***

Kalfat köyünün Osmanlı tarihindeki bir başka önemi, Fatih Sultan Mehmet’in eşlerinden, 2. Beyazıt’ın annesi Gülbahar Hatun’un bu köyden oluşudur.

***

Johnson da “saçlarının açık rengini” 1500 yıl önce bu yöreye yerleşen “Kalfat’a gelen Çerkez kızlarına” bağlıyor!

***

Balmumcu kalfasının oğlu, Osmanlı Nazırı Ali Kemal, 1903’te İsviçre’de İngiliz-İsviçreli Vinifred Brun ile evlendiğinde, üzerinde “İstanbulin” denilen giysisi vardı.
Osmanlı başkentinde memurların, Batılı gibi giyinmeleri talimatına uygun olarak, “redingot”tan Türk zevkine uyarlanmış, önü kapalı dize kadar inen bir ceket olan “İstanbulin” ile nikâhta kayınvalidesi Vinifred ve baldızı Viva ile resim çektirmişti.

***

“Jön Türk (Genç Türk)Ali Kemal, Paris ve Cenevre’de siyasal bilgiler eğitimi gördükten sonra İstanbul’a dönmüş, ancak siyasal görüşleri nedeniyle, Halep’e beş yıl sürgüne gönderilmişti.
Halep dönüşü, yine sürgün edileceğini anlayınca İsviçre’ye kaçmış, 2. Meşrutiyet’in ilanı üzerine geri gelmiş, 1913’te Peyam-ı Sabah gazetesinde İttihat ve Terakki Partisi’ne yaylım ateşi açmıştı.

***

Damat Ferit Paşa kabinesinde İçişleri Bakanlığı yaptıktan sonra Artin Kemal takma adıyla Gazi Mustafa Kemal’in Ankara’daki “bağımsızlık savaşına” karşı yazılar yazmış, ayrıca “İngiliz Muhibbi (Sevenler) Cemiyeti’ni” de kurmuştu.
O günlerde, Türkiye’nin egemenliği için önerilen “Amerikan” ya da “İngiliz mandacılığı” tartışmalarında, Ali Kemal “İngiliz mandacılığının” başını çekenlerinden olmuştu!
Ali Kemal, Çankaya’nın talimatı üzerine yargılanmak (belki de idam edilmek!) üzere Ankara’ya getirilmek için kaçırılmıştı.
Ancak İzmit’teki 1. Ordu Komutanı’nın verdiği “yargısız infaz” uygulamasına Albay Rahmi Apak karşı çıkınca, bir yüzbaşıya bir “linç düzenlemesi” ile ölümü gerçekleştirilmişti. New York Times gazetesi, linç olayına 13 Kasım 1922’de geniş yer ayırmıştı.
Not: Sürecek...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları