Olaylar Ve Görüşler

ABD ve Irak’ta olanlar

30 Ekim 2019 Çarşamba

YAZAR: Murat TULGA

Emekli Kurmay Albay

Asıl önemli soru: Vukuatı Irak ile sabit ABD, bu silahları antlaşmaya aykırı olarak geri almazsa ne olacaktır? Süreç atlanılmadan takip edilmelidir. Geçmişten ders alınmalıdır.

Yıl 2004’tü. NATO İstanbul Zirvesi’nde önemli kararlar alındı. Bu zirvenin en somut kararlarından birisi de; NATO'nun Irak güvenlik güçlerinin eğitimine karar vermesiydi.

NATO’nun, Irak güvenlik güçlerinin eğitimini üstlenme kararı, geçici Irak hükümetinden gelen resmi yardım talebi ve BM Güvenlik Konseyi kararından (BMGKK) sonra alınmıştı.

Bu karar NATO’nun Irak’taki Eğitim Misyonu (NATO Training Mission Iraq - NTM-I) olarak adlandırıldı. Bu misyon iki bacaklı olacaktı, bunlardan birincisi ABD’nin Irak’a müdahalesi sonrası yok edilen Irak Güvenlik Güçleri’nin (Askeri ve polis gücü) yeniden oluşturulması kapsamında eğitim ve eğitici desteği verilmesiydi. İkincisi ise, Irak Ordusu’na silah, mühimmat ve teçhizat desteğinde bulunulmasıydı. Müttefik ülkeler, mali yardım veya doğrudan silah ve teçhizat yardımı yaparak Irak Ordusu’nun teçhizat ve silah açığını karşılamak amacındaydılar. Bu “iyi niyetli” bir yaklaşımdı, NATO bünyesinde Irak Ordusu’nun ihtiyaçlarını ortaya çıkarmak, bu ihtiyaçları yerel yöneticilerle koordine etmek ve bu yardımları yerine ulaştırmak maksadıyla bir birim oluşturuldu (NTECG - NATO Training and Equipment Coordination Group), bu birim vasıtasıyla müttefik ülkeler Irak’a silah ve teçhizat bağışlamaya başladılar.

Buraya kadar her şey iyi görünüyordu. Lakin destekler Irak’a ulaşıyordu fakat envanteri iyi tutulamıyor ve bu silahlar buhar oluyordu bir süre sonra. Bu silah, mühimmat ve teçhizatın Irak’ta yerleşik terör örgütlerinin eline geçtiğinden bahsedilir oldu. Tabii ki bu örgütler arasında PKK terör örgütü de bulunmaktaydı. Yani NATO’nun “iyi niyetle” başladığı misyondan kötü kokular gelmeye başlamıştı.

Takvimler 12 Şubat 2009’u gösterdiğinde Amerika'daki Washington Post gazetesi “Irak’ta kaybolan silahların bazılarının, PKK'nin eline geçtiği” iddiasında bulunuyordu.

Bu konuda daha sonra Pentagon kaynaklı soruşturma raporlarında da bu durum teyit edildi. Gerçek şuydu: Irak’ta, NATO müttefiklerinin ve ABD’nin silah, mühimmat ve teçhizat desteğinin sağlıklı bir envanteri tutulamamış, bazıları kaybolmuştu.

ABD’den özel ilgi(!)

Gel zaman git zaman 2011 yılında NATO’nun Irak’taki Eğitim Misyonuna (NATO Training Mission Iraq NTM-I) son verildi. Misyon; Irak'ta yaklaşık 5 binden fazla asker ve 10 bin polisi eğitilmesi ile son buldu.

Müttefiklerin kimisi silah ve mühimmat verdi kimi para, kimisi de eğitim ve eğitici desteği ile çorbaya tuz kattılar. ABD hem eğitimde yer aldı, hem de bol miktarda silah, teçhizat ve mühimmat verdi Irak’a. Özellikle Irak Ordusu’nun Kürt Bölgesindeki yapılanması ve buraya eğitim ve eğitici desteğinde daha bir ilgili davrandı, nedense?

Türkiye’de eğitim ve eğitici desteği ile Irak Silahlı Kuvvetleri ve Polis gücünün eğitimine katkı sağladı.

Irak’a hibe edilen silah ve mühimmat buharlaşıyor!!!!

ABD ile yapılan antlaşma sonrası

Şimdi günümüze dönelim.

Suriye’de, Fırat’ın doğusunda yürütülen Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin Türkiye - ABD arasındaki görüşmelerin ardından 13 maddelik bir antlaşma yapıldı. Bu on üç maddenin her biri hakkında söylenecek çok şey var, fakat ortak açıklamanın 9'uncu maddesi terör örgütü YPG’nin elinden alınacak ağır silahlarla yani tam da konumuzla ilgili. Bu bağlamda bu konu özelinde devam edeceğim. Şöyle deniyor bu maddede;

“... Her iki taraf Türkiye'nin, YPG (PKK) ağır silahlarının toplanması ve YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzilerinin kullanılmaz hale getirilmesi dahil, milli güvenlik kaygılarının giderilmesini teminen bir güvenli bölge kurulmasının devam eden önemi ve işlevselliğinde mutabık kalır...”

Bu maddenin Türkiye açısından önemli sonuçları var. Önce bardağın dolu tarafına bakalım. ABD’nin YPG’ye ağır silah verdiğini teyit ettirmek ve bunları toplamasını kayıt altına aldırmak bir başarıdır. Ancak yapılan bir anlaşmadır. Takibi sıkı olarak yapılmalıdır.

Irak’ta daha önce kaybolan silahlar düşünüldüğünde Suriye’de de bu silahların ABD tarafından toplanamaması, toplanmaması! Veya buharlaşması olasıdır. Bu da bardağın boş tarafı!

Cevap bekleyen sorular

Bu kapsamda, aşağıdaki soruların cevaplarının verilmesi iktidarın sorumluluğundadır;

• ABD, YPG’ye kaç adet ve hangi özelliklerde ağır silah vermiştir? Bu konuda bir envanter var mıdır? Türkiye bu konuda bilgilendirilmiş midir?

• ABD, YPG’nin elindeki ağır silahları nasıl toplayacaktır? Türkiye, bu konuyu nasıl izleyecektir?

• ABD, bu silahları ne kadar zaman içerisinde toplayacaktır?

• ABD, bu silahları nereye ve nasıl tahliye edecektir? Bu silahlar bölgeden nasıl çıkarılacaktır?

• Bu konuda Türkiye ile nasıl bir eşgüdüm sağlanacaktır? Sürecin raporlanması nasıl olacaktır?

• Asıl önemli soru: ABD, bu silahları antlaşmaya aykırı olarak geri almazsa ne olacaktır?

Yoksa bu silahlar başka bir piyonun elinde yine Türkiye’ye döner. Yeni acılara neden olur.

ABD’nin vukuatı Irak ile sabittir. Süreç atlanılmadan takip edilmelidir. Geçmişten ders alınmalıdır. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları