Çocuktan al haberi

22 Aralık 2019 Pazar

Sekiz yaşlarında bir oğlan çocuğu annesinin yanında kıvranıyor, anne soruyor, “Ne oldu oğlum?” Çocuk yanıtlıyor, “Anne çişim geldi.” “Tamam gel şuradaki kahveye girelim, orada çişini yaparsın.” Oğlu birden ağlamaya başlıyor, “Hayır anne yapamam, çünkü okulda öğretilen tuvalet duasını unuttum,giremem.” Anne donup kalıyor.

Aile anne, baba, iki çocuk, halalarının evine gitmişler. Yaşlı hala torunu yerine koyduğu bir kız bir erkek çocuğu görünce seviniyor, “Hadi bakalım bayram değil ama elimi öpüverin, bakalım size ne sürprizim var?” Sekiz yaşındaki kız hemen halanın elini öpüyor ama on yaşındaki erkek çocuk çekingen. Hala, “Ne oldu evladım neden elimi öpmüyorsun” diye soruyor. Çocuk, “Bana öğrettiler, kadınların elini tutarsam günaha girmiş olacağım. Hala sen de kadınsın!” Anne, baba ve hala donup kalıyorlar.

Sekiz yaşındaki kız çocuğu ağlayarak annesine sarılıyor: “Anne ne olur beni seviyorsan beni öldür. Çünkü büyüyünce mutlaka günah işleyeceğim, cehennemde yanmaktan korkuyorum.” Kızına sarılan anne donup kalıyor.

Anne oğluna sesleniyor, “Evladım, çabuk hazırlanıp odandan çık, okul servisine geç kalacaksın.” Oğlundan ses yok. Anne usulca kapıyı açıp odaya giriyor, oğlu namaz kılar gibi yerde ama sessizce ağlıyor. Anne soruyor “Evladım nen var ?” Oğlan ağlayarak annesine sarılıyor, “Anne ben duaları ezberleyemiyorum, namaz kılamıyorum, öğretmen zayıf verecek, bugün gitmesem olur mu?” Anne çocuğuna sarılıp, donup kalıyor.

Aile, çocuklarıyla dışarı çıkmış, bir lokantada iskender yiyorlar. Küçük oğlanları çatalı sağ el eliyle tutmaya çalışıyor, et parçası çatala gelmiyor, çocuğun kucağına düşüyor. Çocuk ağlamaya başlıyor, “En güzel pantolonum kirlendi.” Anne soruyor, “Evladım sen solaksın neden sağ elle yemeğe çalışıyorsun?” Çocuk annesine dik dik bakıyor, “Sen hiçbir şey bilmiyorsun” diyor, “Sol elle şeytan hükmediyor, sağ da ise melekler var. Benim bu sağ eli mutlaka kullanmam gerekiyor. Yoksa hep günahım olacak, cehennemde zebaniler beni bekleyecek!” Anne, donup kalıyor.

Çocuk babasına yalvarıyor, “Baba ne olursun bana bu uzun entariyi giydirme. Sokağa çıktığımda mahalle çocukları, ‘kız Muhammed ,kız Muhammed!’ diye benimle alay ediyorlar.” Baba oğluna bir şamar indiriyor, “Ulan sen kimin oğlusun, ailemizin yüz karasısın! Sen hoca olacaksın, ağaç yaşken eğilir, giyin hadi, başına da namaz başlığını tak, camiye gidiyoruz.” Oğlan ağlamaya başlıyor, baba daha da sertleşiyor, çocuğa zorla elbiseyi giydiriyor, başına takkesini takıyor ve sürükleyerek mahalleden geçiriyor. Oğlanın yüzü kıpkırmızı, babası yanında olduğu için mahallenin çocukları onun kızdırmıyorlar. Sessizce gidişini izliyorlar.

11 yaşındaki kız çocuğu koşarak annesine geliyor, “Anne ben kanıyorum, donum kanlanmış.” Anne, kızına şiddetli bir tokat atıyor. Kız şaşırıyor, “Ben ne yaptım?” Bu kez anne kızına sarılıyor, “Artık kadın oldun” diyor, “Çarşafa girmelisin.” O gün anne, kızıyla birlikte çarşıya çıkıyor, bir dükkânda kız, küçücük bedenine bol ve uzun gelen bir çarşafın içine giriyor. Aynaya baktığında korkuyor, sadece gözlerini görüyor. O gözler ölü balık gözleri.

Anaokulunda yıl sonu gösterisi var. En büyüğü 6 yaşında olan kızlar ve oğlanlar ayrı bir odada kümelenmişler. Kızların sırtında dantelli uzun gelin elbiseleri, elbisenin beline kırmızı kurdele bağlanmış, başları sıkı sıkı örtülmüş ve örtünün üstüne dantelden duvak konuşmuş. Oğlanlar uzun beyaz entari giymişler, başlarında takkeleri. Az sonra müzik çalıyor ve bir taraftan kızlar, öbür taraftan erkek çocuklar sahneye yürüyorlar. Sahneye geldiklerinde öğretenleri tarafından onlara öğretilmiş bir ilahi okumaya başlıyorlar. Anneler, babalar çocuklarını çılgınca alkışlıyorlar.


Ben ne anlatıyorum. Sadece ülkemin çeşitli yerlerinde pıtrak gibi biten din eğitimi ağırlıklı okullardan, çocukların hayal gücünü hesaba katmadan günah kavramını o küçücük beyinlere pervasızca işleyen öğretmenlerden söz ediyorum. Ben hiçbir şey katmadım, sadece duyduklarımı ve gördüklerimi alt alta yazdım. Ve 12 yaşından küçük çocukların din eğitimi almasının insan haklarına aykırı bir durum olduğunu belirtmek isterim. Çocukların mutluluğunu yok etmek, en büyük günah olsa gerek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları