Affet İsmet Paşa!

Affet İsmet Paşa!

26.12.2013 01:58
Güncellenme:
Takip Et:

Dün İsmet İnönü ölümünün 40’ıncı yılında anıldı.
Kırk yıl önce İnönü’yü kaybettiğimizde, çoğu kişi şaşkınlıkla aynı soruyu soruyordu:- Şimdi ne olacak?
Oysa olacak olan bir şey yoktu. Her şey olduğu gibi devam edecekti ve etti de...
Zaten İsmet Paşa bir süredir siyaseti bırakmıştı.
Ama Cumhuriyet elli yıldır, iki kurucusunun güvencesine dayanıyordu.
1938’e kadar Atatürk vardı, kötü bir şey olacak olsa o müsaade etmezdi.
Ardından da 1950’de muhalefete düşmüş olsa bile İnönü...
Evet İnönü 1950’de muhalefete düşmüştü ama yine de güvenceydi.
Zaten tek partililikten, herhangi bir darbe yemeden çok partililiğe geçişin büyük hamlesi onun güvencesi ve öncülüğünde gerçekleştirilmişti.
İsmet İnönü’nün Cumhuriyet tarihi boyunca birçok büyük hizmeti olmuştur.
Garp Cephesi komutanı, İnönü savaşlarının muzaffer kumandanı, Lozan baş delegesi, Cumhuriyet’in ilanında, Atatürk’ün en yakın mesai arkadaşı ve sırdaşı, Atatürk’ün Başbakanı, Atatürk’ten sonra TC’nin 2. Cumhurbaşkanı, 1950’den itibaren demokrasinin savaşımının ödünsüz muhalefet lideri...

***

Yukarıda saydığım hizmetlerin herhangi biri tek başına İsmet Paşa’yı tarihi kişilik yapmaya yeter.
Ama o hepsini birden başardı.
Acaba içlerinden en önemlisi hangisiydi?
Çeşitli kaynakların belirttiğine göre, 14 Mayıs 1950 seçimlerini kaybedip muhalefete düşmesini, yani Cumhuriyet’in ilanının 27. yılında iktidarın demokratik bir seçimle el değiştirmesini kendinin en büyük zaferi olarak kabul etmekteydi İsmet Paşa.
Valilerin tek partinin il başkanı İçişleri Bakanı’nın tek partinin genel sekreteri olduğu, savaşla ilgili haberlerin hangisinin, nerede kaç sütun ve nasıl bir içerikle verileceğinin bile iktidar tarafından kararlaştırıldığı bir dönemde tek partinin liderinin iradesiyle, rejim tek partililikten çok partililiğe yani kendi tersine dönüşebiliyordu ve bu da İnönü’nün en büyük başarısı oluyordu.
Demokrasinin en önemli kriterlerinden birinin dönüşebilme yeteneği olduğu düşünüldüğünde, bu açıdan İnönü’nün ne kadar başarılı figür olduğunu görmek mümkündür.

***

Tek partililikten çok partililiğe geçişteki başarının sonra tekrar edilememiş olmasının suçu tek partililiğin simgesi kabul edilen İsmet Paşa’nın değil, daha sonra kendilerine nahak yere demokrat denenlerindir.
Zaten, Menderes’ten başlayıp bugüne, Erdoğan’a kadar uzanan çakma demokratların saldırıları da bu kompleksin dışavurumundan başka bir şey değildir.
Nitekim İnönü 27 Haziran 1956 günü TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada, bu tür suçlamalara cuk oturan tarihi bir cevap veriyordu.
On yıllık devri iktidarının ikinci yarısında, yarım yamalak var olan demokratik kurumların kırıntılarını da ortadan kaldırmak için elinden geleni ardına koymayan Menderes yönetiminin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine kısıtlama getiren yeni düzenlemesi TBMM’nin 27 Haziran 1956 günkü oturumunda tartışılıyordu.
İsmet İnönü o gün kürsüden konuşurken bu tasarının demokrasilerdeki hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu söylüyordu. Bu sırada DP Sivas Milletvekili Nurettin Ertürk oturduğu yerden laf attı:
- Vatandaşın hak ve özgürlüğü lafı senin ağzına yakışmıyor İsmet Paşa. İsmet Paşa’nın tarihe geçen yanıtı ise müthiştir:
Aramızdaki farkı bilelim, biz mutlakiyetten bugüne geldik. Siz ise bugünden mutlakiyete gidiyorsunuz.
İsmet Paşa’yı, eldeki son demokrasi kırıntılarının da tasfiye edilip tekrar mutlakiyete yönelindiği Menderes iktidarı günlerine benzer bir ortamda ölümünün kırkıncı yılında anarken herhalde şöyle bir özür de dilememiz gerekiyordu:
- Mutlakiyetten demokrasiye yönelen Cumhuriyet’i, demokrasiden tekrar mutlakiyete sürüklemeye çalışan Tayyibizmin batağına sapladığımız için, affet bizi İsmet Paşa!

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023