Diliniz Kaba Vicdanınız Taş
Özgür Mumcu
Son Köşe Yazıları

Diliniz Kaba Vicdanınız Taş

07.03.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Der Stürmer, Nazi hareketine destek veren bir gazeteydi. Parti ve dolayısıyla devlet destekliydi. Gazete o kadar pespayeydi ki partinin önemli isimlerinden Göring, kendi sorumluluğundaki birimlere sokmuyordu.
Birçok Nazi bile gazetenin yalanlarına, ahmakça üslubuna ve seviyesizliğine katlanamıyordu. Buna rağmen Der Stürmer’in ilkelliğinden faydalanılabileceğini düşünen birileri vardı. Bunların başında ise Hitler geliyordu.
Hitler’e göre “sokaktaki adama” etki eden bir yayındı ve gazetenin hizmetleri çoktu.
Hitler, yalanın en zavallı halinin nasıl işe yarayabileceğini, hayali düşmanlar yaratıp kitlesini o yalanlara karşı nasıl kenetleyebileceğini görmüştü. Varsın Nazilerin arasında dahi gazeteden iğrenenler çıksın.
Amaç totalitarizm olunca bütün yollar mubahtı. Hitler’in aslında ayaktakımı olarak gördüğü toplum kesimlerini yalan bombardımanıyla kendi tarafına çekmesi gerekiyordu. İçlerinde bulundukları buhranın sorumlusunun Hitler’in düşmanları olduğuna inandırılmaları şarttı. Bunu da yalansız, hilesiz ve sakince yapmanın yolu olmadığından adı “Atılgan” anlamına gelen bir gazeteye ihtiyaç vardı.
Kutsal bir misyonunuz olduğuna kendinizi ikna etmiş ve herkesin size düşman olduğu fikrindeyseniz kendinize alternatif bir gerçeklik yaratmak zorundasınız.
Var olan gerçekliğe sığamayacak kadar şişen ego kendine bir koza örmeli. O koza ise ilmek ilmek yalandan oluşmalı.
Öylesine büyük olmalı ki koza içine bütün memleketi alsın. Hatta mümkünse dünyanın bir kısmını da...
Bu sebeple yalanlar da ne kadar büyük olursa o kadar iyi.
Hitler benzetmeleri kötüdür. Devasa bir şeytanlık figürü olarak hafızalara kazındığı için onunla mukayese edilen neredeyse herkes temize çıkar.
Gelgelelim bu kendinden geçen liderlerin kendilerine ve böylece memleketlerinin başına ördükleri yalan kozaları olduğunu değiştirmez.
Bush, kutsal bir misyonu olduğuna inanıyordu. Irak’ta toplu imha silahları olduğu yalanıyla savaşına genişçe bir koalisyon bulabildi.
Yani Der Stürmer’ler ya da yalan taktikleri Hitler dönemine özgü değil.
Kabataş meselesinde iktidar medyasının canhıraş bir şekilde aynı basit kelime oyunundan başlıkla birbirinden manasız yazılarla tek ses olması boşuna değil.
O yalana muhtaçlar.
Sarayında yalnız kalan Erdoğan’ın yalnızlık korkusunu yenmesi için sürekli konuşması gerek. Bazıları da onun sesine yankı olmalı ki yalnızlık korkusunu yensin.
Neticede devasa bir saraya çekilmiş ve yanına Yiğit Bulut’u almış, kendi MİT başkanından kendi Merkez Bankası başkanına kadar herkesten korkan birinden bahsediyoruz.
En pespaye yalan köpürtülmeli ki toplum kamplaştırılmalı. Kamplaşan toplumun büyükçe bir kesimi de reisin ardında toplanmalı.
Erdoğan giderse onunla beraber kaybolacağını bilenlerin hep beraber aynı başlıkla aynı yalanı ısıtmalarını anlamak güç değil.
Bir yalan yoklamasında ellerini kaldırıp “burada” dediler.
Zavallı bir yalan haricinde sarılacak bir dostu kalmayanların birlikteliğini izliyoruz. Gerçeğin çelik soğuğundan korunmak için birbirlerine sığınıp yalanlarından yaktıkları ateşle ısınıyorlar.
Nafile çabadır ve fakat izlemesi acıklı olsa da az biraz eğlencelidir.
Devam etsinler. Tedavi edemedikleri yaralarını kaşıyarak daha da açsınlar.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklu yargı

Tutuklu yargı

Devamını Oku
05.09.2018
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor

Devamını Oku
30.08.2018
Kimiz biz?

Kimiz biz?

Devamını Oku
29.08.2018
Trump gidiyor mu?

Trump gidiyor mu?

Devamını Oku
23.08.2018
Milli birlik (22.08.2018)

Milli birlik

Devamını Oku
22.08.2018
Gemi ve kaptan

Gemi ve kaptan

Devamını Oku
15.08.2018
Yazık ettiniz efendiler

Yazık ettiniz efendiler

Devamını Oku
11.08.2018
Krizin faturası (08.08.2018)

Krizin faturası

Devamını Oku
08.08.2018
Trump, Erdoğan, Brunson

Trump, Erdoğan, Brunson

Devamını Oku
04.08.2018
Brunson meselesi

Brunson meselesi

Devamını Oku
02.08.2018
Yapalım yargıda şeyini...

Yapalım yargıda şeyini...

Devamını Oku
28.07.2018
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken

Devamını Oku
25.07.2018
Anayasa yok

Anayasa yok

Devamını Oku
14.07.2018
Afrika tipi başkanlık

Afrika tipi başkanlık

Devamını Oku
11.07.2018
Muhalefet partilerinin hali

Muhalefet partilerinin hali

Devamını Oku
07.07.2018
Yılgınlık

Yılgınlık

Devamını Oku
04.07.2018
Soylu ne yapıyor?

Soylu ne yapıyor?

Devamını Oku
30.06.2018
Nasıl olacak? (28.06.2018)

Nasıl olacak?

Devamını Oku
28.06.2018
Demokrasi. Şimdi!

Demokrasi. Şimdi!

Devamını Oku
23.06.2018
Büyük uzlaşmaya doğru

Büyük uzlaşmaya doğru

Devamını Oku
20.06.2018
Bir hafta kala

Bir hafta kala

Devamını Oku
16.06.2018
Az kaldı

Az kaldı

Devamını Oku
13.06.2018
İhtimaller

İhtimaller

Devamını Oku
09.06.2018
Adayı alkışlamak

Adayı alkışlamak

Devamını Oku
06.06.2018
En tuhaf seçim

En tuhaf seçim

Devamını Oku
31.05.2018
Akıldışı

Akıldışı

Devamını Oku
30.05.2018
Nedir bu ‘senaryo’?

Nedir bu ‘senaryo’?

Devamını Oku
26.05.2018
Gençlik Bayramı

Gençlik Bayramı

Devamını Oku
19.05.2018
Tekme

Tekme

Devamını Oku
17.05.2018
Seçime damgasını vuranlar

Seçime damgasını vuranlar

Devamını Oku
16.05.2018
Bir umut

Bir umut

Devamını Oku
12.05.2018
T A M A M derken

T A M A M derken

Devamını Oku
10.05.2018
Sıkıcı manifesto

Sıkıcı manifesto

Devamını Oku
09.05.2018
Devlet imkânı

Devlet imkânı

Devamını Oku
03.05.2018
100 bin imza?

100 bin imza?

Devamını Oku
02.05.2018
Teşhis ve tedavi

Teşhis ve tedavi

Devamını Oku
28.04.2018
İlk tur, ikinci tur

İlk tur, ikinci tur

Devamını Oku
26.04.2018
Biraz dinlen

Biraz dinlen

Devamını Oku
25.04.2018
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi

Devamını Oku
21.04.2018
Cin şişeden çıktı (18.04.2018)

Cin şişeden çıktı

Devamını Oku
18.04.2018