Tarihi Seçimler

16 Mart 2015 Pazartesi

Yarın, İsrail’de 25 yıllık bir dönemi kapatabilecek, tarihi bir genel seçimler yaşanacak. Son seçmen eğilimi araştırmaları, Parlamento’da İsaac Herzog (İşçi Partisi) ve Tzipi Livni (Hatnuah) ortak liderliğindeki Siyonist Birlik’in, Başbakan Netanyahu’nun partisi Likud’dan 4-5 iskemle daha fazla elde edebileceğini gösteriyor. Jarusalem Post’un bir araştırması göre, seçmenin yüzde 72’si bir değişimden yana, ancak yalnızca yüzde 41’i Netanyahu ile devam etmek istiyor (03/13/15).
Bu, geçen aralıkta hükümeti dağıtarak erken seçim sürecini başlatan Başbakan Netanyahu’nun hiç hesaba katmamış olduğu bir gelişme. Kimi yorumcular, İsrail seçmeninin, 25 yıldır siyaset sahnesinin yılmaz bir parçası olarak gördüğü Netanyahu’nun artık olmadığı bir dönemi, ilk kez düşünmeye başladığına inanıyorlar (Forward, 12/03). Netanyahu şimdilik en fazla 21 temsilci kazanabilecek gibi görünüyor; 20 temsilciden az çıkarırsa siyaseti bırakacağına inanılıyor (Caspit, Al-Monitor 12/03).
Bu seçimlerin özelliği de ilk kez bir blok kurarak seçimlere katılan Arap partilerinin son 60 yıldır ilk kez parlamentoda 120 iskemlenin 15’ni kazanarak, 3. büyük güç olma olasılığı.
Bu, çok parçalı İsrail parlamentosunda koalisyon pazarlıkları sırasında, Arap partilerinin bugüne kadar olmayan bir etkiye sahip olabileceklerini düşündürüyor (Los Angeles Times, 12/03/15).
Bu seçimlerin, ABD ile İsrail arasındaki ilişkilerin en gergin olduğu bir dönemde yaşanıyor olması da ayrıca önemli. Bu seçimlerin bir boyutu da, seçmenin kaygısının, Netanyahu’nun en güçlü olduğu “güvenlik” konusundan hayat pahalılığına, konut sorununa kaymış olması (The Indepenent 12/03/15). Siyonist Birlik esas olarak bu konu üzerine yoğunlaşıyor.

Netanyahu zor durumda
Güvenlik Şahini imajını korumaya çalışan Netanyahu ve Likud, kampanyalarında ekonomik sorunları da kapsamaya çalışırken, bu kez, Mossad ve Şin Bet (İstihbarat örgütleri) eski başkanlarının, “ABD ile ilişkileri bozdun, İsrail’nin güvenliğini zora soktun” eleştirileriyle karşılaşıyor (Yedioth Ahranot 14/03/15). Birçok gözlemciye göre Likud kampında bir panik havası var.
Bu hava, diğer daha sağ partilere kaymış Likud seçmeninin, Netanyahu’nun “bütün dünya bana karşı” iddialarını ciddiye alarak, “Bibi kaybederse solcular gelir” korkusuyla Likud’a geri dönmesine yol açabilir. Böylece Netanyahu bir fırsat daha yakalayabilir.
Diğer taraftan İsrail halkı bu kez güvenlik yerine ekonomik koşullara odaklanır, “bütün dünyanın karşı olmadığı birini”; karizmatik, ama geçen hafta The Economist’in aktardığı gibi sözüne asla güvenilmez bir siyasetçi olan Netanyahu yerine, soğukkanlı, sakin, sağduyulu, barıştan söz eden, “Kazanırsam ilk işim uçağa atlayıp Amerika’ya gidip ilişkileri düzeltmek olacak” diyen Isaac Herzog’u tercih edebilir (Haaretz, 13/03/15).
Ancak, benim sayabildiğim kadarıyla en az 14 partinin katıldığı seçimlerin gerçek sonuçları, oy sayımı bittiğinde değil, koalisyon pazarlıkları tamamlandığında belli olacak.
Brooking Institute’ün araştırması, Netanyahu liderliğinde, yedi partili bir koalisyonun 120 iskemlenin 65’ini alabileceğini, buna karşılık, Siyonist Birlik liderliğinde, 5 partili (Arap Bloku’nun da katılımıyla) bir koalisyonun payının 54’te kalacağını düşündürüyor. Ancak yedi partili bir sağ koalisyonu oluşturmanın, bir arada tutmanın zorluğu ortada. “Bütün Yahudiler aynı” anlayışının hâkim olduğu Arap Bloku ise bir Siyonist Blok koalisyonuna katılmaya istekli görünmüyor (Forward, 12/03). Buna karşılık, Yedioth yazarlarından Benjakob, Siyonist Birliğin, Shas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği isimli iki sağ partinin katılmasıyla oluşacak yedi partili bir koalisyonda 64 iskemleye ulaşarak hükümet kurabileceğini düşünüyor. İsrail’in siyasi iklimini değiştirebilecek bu seçimlerin bir başka özelliğini de belirsizlik oluşturuyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları