Silah hepimizin alnına dayandı
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

Silah hepimizin alnına dayandı

08.10.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Diyarbakır’da günlerin sıcağı ardına yağmur boşalmak üzere, dün sabah 11.00. Mor gökyüzünün altında, “Özgür Gazeteciler Cemiyeti” pankartı arkasında Gültan Kışanak diyordu ki “O silah tek bir gazetecinin kafasına dayanmadı. Herkesin haber alma hakkına, hepimizin alnına dayandı”. Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanı, Kürt siyasetinin en bilinen simalarından Kışanak, muhabirlikten genel yayın yönetmenliğine uzanan tecrübesiyle, aslen gazeteci kimliğiyle orada bulunduğunu söylüyordu. Söyleşilerinde hep bunu da ekler, aslen gazeteci görür kendisini.

Silvan’da sokağa çıkma yasağının sürdüğü günlerde, sivil giyimli bir polisin “Çekmeyeceksin” diyerek Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Serhat Yüce’nin başına silah dayadığı anın görüntülerini görmüştü Türkiye. Nasıl? Orada bulunan Özgür Gün TV muhabiri Murat Demir’in kaydetmesi sayesinde. Şaşıranlar oldu. Bu ilk miydi ki? Kışanak’ın dediği gibi herkes alnında soğuk bir namlu hissetmiş miydi hakikaten? Kürt medyası için çalışan Kürt, Türk gazetecilerin mesleklerini yapmaktan dolayı yaşadıkları sistematik psikolojik ve fiziksel şiddet, “dışarıdan” ne kadar kavranabiliyordu?

 

Üç saniyeniz var...

Serhat Yüce ve Murat Demir’e “Ya o görüntüler olmasaydı?” diye sordum. Yüce, “Herhalde biz suçlu çıkardık” dedi gülerek. Hükümete yakın medya tarafından ikisine yönelik yürütülen kampanya ise, bu gazetecilik geleneği kadar eski: Onlar zaten gazeteci değil!

Gazete binalarının bombalanması, tutuklamalar, tacizler, işkenceler, sansür ve hatta faili meçhul cinayetler, “Özgür Medya”nın Türkiye’deki tarihine denk. Konuştuğumuz gazeteciler benzer cümleler kuruyor, bu işe giren herkes kendini neyin içinde bulacağını seziyor baştan. Yüce’ninki gibi “görüntüsü” kaydedilememiş onlarca hikâye biriktirmiş her biri. Özgür Gün TV’nin Türkçe haber editörü Cuma Daş, Özgür Gündem tecrübesiyle birlikte daha üç yıldır gazeteci, çatışmasızlık döneminde bu âleme girmiş yani. Ama diyor ki “İster süreç olsun, ister fanusa koysunlar, fark etmiyor. Farklı düzeyde sana yaşatıyorlar.”

Malum görüntüleri kaydeden kameraman Murat Demir de dört yılda çok şey görmüş. Örneğin “O objektif arkaya dönerse sıkarım” cümlesini daha bir hafta evvel DİHA baskınında, üstelik aynı polislerden işitmiş. Bunun görüntüsü olmadığı için infial uyandırmıyor. Ya da açlık grevleri sırasında Esenyurt’ta, birkaç gencin gözaltına alınışını çektikten sonra yaşadıkları... Belki okuyana aksiyon filmi gibi geliyordur, son dönemde çok duydukları “Üç saniyeniz var, tarayacağım” anonsları... Ama mühim de bir dönüşümü işaret ediyor: “Eskiden ‘önlem al’ anonsuyla gaz maskelerini takardı polisler. Ben artık gaz görmüyorum, bitti. Eskiden gazın çıktığı yerlerde artık silah çıkıyor.”

Altı yıldır gazetecilik yapan 27 yaşındaki Serhat Yüce, o hadisenin yaşandığı gün kendisine Anadolu Ajansı muhabirlerini kerteriz aldığını söylüyor. Onları çalışırken gördükten sonra görüntü almaya karar vermişler. Bu ikili standartın aynı haber için, aynı yerde çalışan gazetecilerin bir kısmına “Lütfenli” anonslar yapılırken, onlara telsizle vurulmasına kadar vardığını söylüyor. Genel bir şikâyet de Kürt medyasının haberlerinin imzasız, logosuz kullanma meylinde olan anaakım medyaya dair. Hatta haberlerini kullandıkları için minnet duymaları hissettiriliyormuş.

 

Baskı birleştiriyor

Geçen haftalarda büroya yakın bir yerdeki çatışma gerekçe gösterilerek, hukuki dayanağı şaibeli, zaten doğrudan silahlarla içeri girilen bir baskın yaşadı DİHA. O gün kırılan dökülenler onarılmış. Telefonda dikkat ederek konuşma, akşam işten çıktıklarında Akrep farıyla yürüme, hep izleniyor olma halleriniyse kanıksamışlar.

DİHA editörlerinden Dicle Müftüoğlu karşımda. 2012’de bir tecavüz haberi için Şırnak’a giderken bulunduğu araç polisin sıkıştırmasıyla kaza yaptı, boynu kırılan Müftüoğlu tam bir yıl yattı. Kasten yapıldığını söylüyor. İyileştiğinde devam etmemeyi değil, Şırnak’ta neden beyin cerrahi bölümü yok, bunun haberini yapmalıyız, diye düşünmüş sadece.

Yedi yıldır DİHA’da, benzer tecrübelerle çalışan Ömer Çelik, “Ne zorunuz var?” diye soranlara, “Hepimizin vicdanı var” diyormuş. Böyle zamanlarda mesleki dayanışmanın önemini vurguluyor, “En azından galiba artık insanlar durup düşünüyor” diye devam ediyor. Ne acı ki bu bile merhale.

90’lardan beri Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat’tan Ferit Köylüoğlu ise, “Yaşadıklarımız Batı’dan biraz daha anlaşılabiliyorsa, Tayyip Erdoğan yüzünden olabilir” diyor kinayeyle, “baskı birleştiriyor.”

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016