Çiğdem Toker

Türkiye IŞİD raporunu niye hatırlatmıyor?

05 Aralık 2015 Cumartesi

Son üç gündür, epey merak ettiğim, bir o kadar da şaşırdığım bir durum var. Rusya Savunma Bakanlığı’nın IŞİD kontrolündeki bölgelerden yapılan yasadışı petrol ticareti toplantısından söz ediyorum.
Bu toplantıda Türkiye, uydu görüntüleri eşliğinde ağır ifadelerle suçlandı.
Ortalık amiyane tabirle, “yıkılıyor”...
O günden beri bekliyorum ki, Türk makamları, “iftira” gibi duygusal tepkileri aşıp elindeki güçlü, somut kanıtları göstersin.
Mesela desin ki:
- Türkiye olarak biz ABD ile birlikte IŞİD’in finansman kaynakları konusunda önemli bir rapora imza attık. IŞİD’in hangi petrol kuyularını nasıl gaspettiğini, ucuza aldığı petrolü nasıl pahalıya sattığını belgeledik.
- Ve bu rapor, Şubat 2015’te yayımlandı. Üyesi olduğumuz OECD nezdindeki FATF, yani Karaparayla Mücadele Grubu, “Terör Kuruluşu IŞİD’in Finansmanı” başlıklı raporu bütün dünyaya ilan etti.
- Raporun “Yönetici Özeti” başlıklı 9. sayfasında çalışmanın Türkiye ile ABD liderliğinde ve FATF’ye üye ülkelerin kurumlarının verileriyle hazırlandığı belirtiliyor.

***

Evet, ağır suçlamalara muhatap olan Türkiye bunu nedense yapmıyor.
Bu köşeyi sürekli izleyenler raporun iki kez irdelendiğini anımsayabilir.
İlki: Rapor yayımlanınca; 28 Şubat 2015’te. (O yazıda, rapora atfen, Türkiye’den yardım adı altında üç kamyon gittiği bilgisi de vardı.)
- Sonra da The Observer gazetesinde “Türkiye’nin IŞİD’e, yasadışı petrol ticareti konusunda kolaylık sağladığına ilişkin belgelerin ABD’nin elinde olduğu” iddiasına yer veren makale yayımlanınca. 28 Temmuz 2015’te.
Rapordaki bazı veriler:
- Petrol kuyusu yakınındaki kabzımaldan varilini 25-30 dolara aldığı petrol, biraz uzaktaki marketlere ve diğer tüketicilere, rafineri derecesine göre 60-100 dolara satılıyor. Bir kamyoncu, 150 varil aldığını, ortalama kazancının 3-5 bin dolar arasında değiştiğini söylüyor.
- “Petrol Kaçakçılığı ve Satışı” başlıklı 33. sayfada ise şu veriler yer alıyor: “Türkiye’nin sunduğu istatistiklere göre Suriye sınırındaki petrol kaçakçılığı 2012’den bu yana büyük artış gösterdi. IŞİD’in petrol sahalarını ele geçirmesinin ardından, Irak ve Suriye sınırında yedi Türk vilayetinde saptanan kaçak petrol, 2014 yazı itibarıyla 20 milyon litreye ulaştı.
Türkiye’de 2013’te yakalanan kaçak petrol 73 milyon litreyken bu rakam, 2014’te 79 milyon 238 bin litreye ulaşıyor.
- Diğer yandan 2012’de 4 bin civarında olan petrol kaçakçılığı vaka sayısı, 10 bine yükseliyor.”
Raporda Türk yetkililerinin, kaçakçılığa karşı çabalarından övgüyle söz ediliyor. Irak Merkezi Hükümeti ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin şüpheli petrol tankerlerine el koyma çabalarının ve attığı diğer etkin adımların anlamlı olduğu vurgulanıyor.
IŞİD’in finansmanı raporunda altı çizilen ve bugüne de ışık tutan tespit ise şu:
“IŞİD’in yasadışı petrol ticaretinin trafiği, güzergâhı ile aracıların, taşıyıcıların, kabzımalların, tüccarların kimler olduğunun daha iyi tanımlanmasına ihtiyaç var... Bu sadece IŞİD’in gelirleri açısından değil, yarattığı yerel ekonomik bağımlılıklar açısından da önem taşıyor.”
Rapor FATF sitesinde dururken; yaz aylarından bu yana Batı basınında yer alan iddiaların üstüne Rusya’nın ithamları eklendiğinde ortaya hayli tuhaf bir tablo çıkıyor.
Türkiye, IŞİD’e yasadışı petrol ticaretinde yardımcıysa, nasıl olup bu işle mücadele eden uluslararası bir örgütün raporuna öncülük etti?
Yok eğer söylendiği gibi, tüm iddialar iftiradan ibaretse, o vakit neden bu raporu göğsünü gere gere anlatmıyor?
Ortada bir iletişim beceriksizliği mi var, korku mu, yoksa gerçekten bu raporun ardında bilmediğimiz gelişmeler mi var?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları