Özgür Mumcu

İşler karışık

24 Mart 2016 Perşembe

Rıza Sarraf davasının savcısı Preet Bharara, Türkiye’den gelen yoğun ilgiyle bir anda sosyal medya fenomeni oldu. Savcı, bu ilgiyi karşılıksız bırakmadı. Hem esprili bir mesajla, şiş kebabı sevdiğini ancak rüşvet almayacağını açıkladı ve sonrasında cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Twitter hesabını takibe aldı.
Memlekette muhalefetten ve yargıdan umudunu kesen milyonların, Amerikalı bir savcının kararıyla heyecanlanması da içinde bulunduğumuz durumun iyi bir özeti.
Bharara, iktidar çevrelerince pek sevilmeyecek. İktidar medyası önceki gün beceriksizce kendisini photosopla cemaatçi ilan etmeye çalıştı. Fakat kendileri için bile çok acemi bir hamle olduğu için bundan şimdilik vazgeçildi.
İktidara yakın gazeteleri okuyanlar dün Rıza Sarraf’a ilişkin bir şey öğrenemediler. Belli ki tepeden talimat gelene kadar “sus emri” verilmiş. İşleri gazetecilik değil emir erliği olanlar da hemen buna uymuş.
Şu aralar aramızın kötü olduğu Rusya ile ortak bir noktamız var. Savcıyı sevmeyen tek iktidar bizde değil. Bharara’nın Rusya’ya girişi yasak. Bir yolsuzluk iddiasını ortaya atan hukukçu Sergei Magnitsky, Rusya’da hapishanede şüpheli koşullar altında hayatını kaybetmişti. 2009’da uluslararası kamuoyunu bir hayli meşgul eden bu olaydan sonra ABD Kongresi, Magnitsky’nin ölümünden sorumlu tuttukları bazı Rus yetkililerin ülkeye girişlerini yasaklayan bir karar verdi. Rusya da buna tepki olarak aralarında savcı Bharara’nın da olduğu birçok Amerikalı yetkilinin Rusya’ya girişini yasakladı.
Bu listeye Bharara, Rus istihbaratına çalıştığı ileri sürülen silah kaçakçısı Viktor Bout davasının savcısı olduğu için eklenmişti. 25 seneye mahkûm olan Bout davasında görevli Amerikalı yetkililer ise Rusya’nın kara listesine girmişti.
Özetle, Rıza Sarraf’a dokunan savcı, yüksek uluslararası siyaseti ilgilendiren davalara alışık biri. İşlerin ciddileşeceği kesin. Türkiye’nin kendini söz konusu savcı özelinde Rusya ile aynı kampta bulması da ilginç olacaktır.
İttifaklar sürekli değişiyor. Ortadoğu’da beraber hareket eden Rusya ile İran’ın da aralarının eskisi gibi olduğu söylenemez. Ambargonun kalkmasıyla İran, petrol ve doğalgaz piyasasına bu defa altın külçeleri, devlet yetkililerine verilen büyük komisyonlar ve paraları iç eden aracılar olmadan giriyor. Bu da ekonomisi doğalgaz üretimine dayanan Rusya için istenmeyen bir rekabet.
İran da Sarraf’ın ortağı olduğu ileri sürülen Babek Zencani’nin idama mahkûm olması yeni İran hükümetinin Ahmedinejad hükümetinden aldığı bir intikam.
Sarraf’ın tutuklanması belki de ABD’nin sisteme entegre etmek istediği İran’ın yeni iktidarına bir destek.
Ambargoyu delmek için küresel bir yolsuzluk düzenlemiş İran’ın eski hükümetinin ardındaki güçlere karşı nükleer silahtan vazgeçerek ambargoyu kaldırmış yeni hükümetin elinin güçlendirilmesi ve bu yolla Rusya’nın bir müttefikini kaybetmesi de bir amaç olabilir.
Şu var ki dava ilerlemeden çoğu tespit spekülasyondan ibaret kalacak.
Yine de insan, bu dava Türkiye’de kimin elini güçlendirir diye sormadan edemiyor. Kim bilir, belki de iktidar odakları içinde Erdoğan’ın başkanlık zorlamasından rahatsız ve partisini ondan özgürleştirmek isteyenler vardır.
Velhasıl, Suriye savaşında Katar ve İran doğalgazı boru hatları arasındaki rekabetin de rol aldığını hesaba katarsak, bu tutuklamanın uzun süre gündemde kalacağını söylemek mümkün.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları