Rıza Türmen - Direnmek haktır
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Rıza Türmen - Direnmek haktır

20.06.2017 08:48
Güncellenme:
Takip Et:

RIZA TÜRMEN

 

 

Demokrasilerde, yurttaşların, iktidarın hukuk dışı uygulamalarına boyun eğmeyi reddetme hakkı vardır. Yurttaşların bu haklarını kullanmaları demokrasiyi canlı tutar. Direnme hakkı da işleyen bir demokrasinin ayrılmaz bir unsurudur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüş içine düştüğümüz karanlığı aydınlatan bir ışık oldu. “Büyük yürüyüş” halk desteğini aldığından, Türkiye’de yürütülen demokrasi mücadelesi bakımından bir dönüm noktası oluşturacak.
İçinde bulunduğumuz OHAL rejimi, başkanlık sistemiyle birleşince, ortaya insanları umutsuzluğa, çaresizliğe sürükleyen karanlık bir tablo çıktı. Mevcut iktidar bir yandan baskıyı artırıp demokrasiyi değersizleştirirken, öbür yandan devletin olanaklarıyla toplumsal alanı kuşatıyor, elindeki medya gücüyle toplumda bir tehdit ve güvenlik algısı yaratıyor. Böylelikle baskılar, kitlesel insan hakları ihlalleri, adaletsizlikler haklı gösterilmek isteniyor.

Büyük sessizlik
Buna karşılık toplumda büyük bir sessizlik var. Giderek OHAL düzeni, adaletsizlikler, baskılar normalleşiyor, gündelik yaşamın bir parçası haline geliyor. Toplumsal bir depolitizasyon yaşanıyor. Muhalefet etmek vatana ihanet olarak gösteriliyor. Lidere bağlılığı sergilemek serbest, itiraz etmek ise tehlikeli.
Toplumun depolitizasyonunda korkunun önemli bir rolü var. Güce dayanan bir iktidarın sürdürülmesinde korku yönetimi önemli bir araç. Korku ikili bir rol oynuyor: Bir yandan “bekamızı” sürekli olarak tehdit eden düşmanlara karşı birleşmeyi, iktidarın siyasetine toplumsal destek sağlamayı, öbür yandan sulh ceza hâkimlikleriyle ve yandaş savcılarla korku salarak muhalefetin sesini kısmayı hedefliyor. Demokrasinin ortadan kalktığı noktada, önemli olan demokratik olmayan bir zeminde birleşmek değil, güçlü bir demokrasi talebini seslendirmek.

Hakikatin etiği
Böyle bir ortamda bir itiraz sesi yükseltmek etik bir yükümlülük. Etik eylemler haklı bir talep ileri sürmeye ve bu talebin kabulü için çaba göstermeye dayanır. Fransız düşünürü Badiou’ya göre etik, soyut bir kavram değil. Somut bir duruma ilişkin bir kavram. Etik bir birey, kendini belirli bir durumdaki adaletsizliği düzeltmeye adar. Ancak bu çaba sadece bu durumla sınırlı kalmaz. Bütün benzer durumları içerir. Düzeltme talebi herkese yöneltilmiştir. O nedenle de evrenseldir. Badiou buna “hakikatin etiği” diyor. Örneğin, Enis Berberoğlu’na yapılan haksızlığın düzeltilmesi talebi ve Kılıçdaroğlu’nun bu amaçla başlattığı eylem, haksızlığa uğrayan herkesi kapsıyor. Burada hakikata ulaşmak için, demokrasinin ve adaletin evrensel değerlerinin geçerli olması yönünde çaba göstermek gerekir.
Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü her şeyden önce etik bir davranış. Türkiye’deki bütün adaletsizliklere ve baskı rejimine karşı bir protesto, bir direniş. Bir demokrasi talebi. Bu nedenle yürüyüşün sivil toplum örgütleri, bütün ezilenler, haksızlığa uğrayanlar tarafından desteklenmesi önemli. Yürüyüşün geniş bir toplumsal destek görmesi, toplumun üzerine çöken sessizlik ve umutsuzluk perdesinin de kalkmasına yol açıyor.

Yasallık ve meşruiyet
Yürüyüşle ilgili olarak iktidar tarafından yapılan “Adalet sokakta aranmaz” eleştirisi, yanlış bir görüş. Devlet yasalarının üstünde başka yasalar olduğu eskiden beri kabul gören bir düşünce. Devletin yasalarının ve politikalarının üstünde demokrasinin, adaletin evrensel ilkeleri ve etik değerler vardır. Günümüzde bu değerler ve ilkeler uluslararası anlaşmalarda hukuk normu niteliği kazanmıştır. Adalet duygusunu, insan haklarını çiğneyen bir iktidara karşı direniş, adaletin evrensel ilkelerine ve etik değerlere bağlılığın bir göstergesi. Yasallık ve meşruiyet her zaman örtüşmez. Devletin yasaları ve uygulamaları, demokrasi ve insan haklarının evrensel ilkeleriyle çelişiyorsa, yasallık ve meşruiyet birbirinden ayrılır. Direniş meşruiyet kazanır. Demokrasilerde, yurttaşların, iktidarın hukuk dışı uygulamalarına boyun eğmeyi reddetme hakkı vardır. Yurttaşların bu haklarını kullanmaları demokrasiyi canlı tutar. Demokrasi ve hukukun kuralları içinde kalmak isteyen bir iktidara yanlışlarını düzeltme olanağı verir.

Direnme hakkı
Direnme hakkı, işleyen bir demokrasinin ayrılmaz bir unsuru. Direniş sivil itaatsizlik gibi bireysel bir eylem ya da toplu yürüyüşler, gösteriler gibi kollektif bir eylem olabilir. Adaletsizlik, hukuksuzluk karşısında bireysel ve kollektif vicdanlar ortak hareket ederler. Amaç aynıdır: Yetkilerini kötüye kullanan bir iktidara karşı insan haklarının, hukuk devletinin korunması.
Direnme hakkının kabul edildiği uluslararası belgeler pek çok. Örneğin, 1215 Magna Carta Bildirisi, 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirisi, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, 1945 Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirisi baskıya karşı direnme hakkından söz eder. Bunun yanında Alman Anayasası gibi birçok anayasada direnme hakkını görebiliriz.
Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü bir sivil itaatsizlik eylemi değil. Sivil itaatsizlik, bir hukuk kuralını, şiddet içermeyen yollarla, suç işlemenin sonuçlarına katlanma iradesine sahip olarak, ihlal etmek. Kılıçdaroğlu’nun eyleminde ise bir hukuk kuralının ihlali söz konusu değil. Barışçı gösteri ve yürüyüş, Anayasamızda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve başka uluslararası insan hakları metinlerinde yer alan bir temel insan hakkı. Şiddete başvurulmadığı sürece, devletin yükümlülüğü, müdahale etmemek ve bu hakkın kullanılmasını güvence altına almak. Cumhurbaşkanı’nın bu yürüyüşü 15 Temmuz darbesine benzettikten sonra, “Yollarda yürümeniz hükümetimizin bir lütfudur” demesi, Türkiye’de egemen olan insan hakları ve demokrasi anlayışının açık bir yansıması. Bunun anlamı şu: Türkiye’de bireylerin hak ve özgürlükleri hükümet izin verdiği takdirde ve izin verdiği ölçüde mevcuttur. Başka bir deyişle, insan haklarının kaynağı insanın kendisi değil, hükümettir. İnsan hakları hak değil, hükümetin lütfudur. Böyle bir zihniyetin egemen olduğu rejimlerin adı demokrasi değildir.
Ne olduğuna siz karar verin.

RIZA TÜRMEN Eski AİHM yargıcı-CHP milletvekili

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025