Yalanların öcü
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Yalanların öcü

04.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin yalanları, Türklerin tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk imparatorluğu olduğu öğretilir bize. Oysa Osmanlı, İslamiyetin zorla kabul ettirildiği Hıristiyan çocuklarının devlet adamı ya da asker yetiştirildiği; yani yönetimin vurucu gücünü ve seçkinlerini oluşturduğu, zaten sultanlarının çoğu da Hıristiyan analardan doğmuş ve Türk insanını hakir gören bir ümmet devletidir.

İmparatorluğun son yüzyılında, yine Batı’da ortaya çıkan milliyetçilik akımına koşut doğan Türkçülüğün ulus kavramına dönüşmesi için, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni beklemek gerekmiştir. Çünkü “millet” anlayışının temelidir, laiklik. Dinler değişik, ulus aynı olabilir.

Bugün kara çarşafları, sarıkları, poturları ve takkeleriyle kendilerinin olmayan bir dilde, Arapça söylemli bir ideolojiyi savunanlar; din bayrağını sallayarak aslında “millet” kavramını yıkmak için yola çıkmışlardır.

ÖZENTİ OLAN KİM, KİMLİKSİZLİK NE?

Laik Türkleri “Batı özentisi” ve “kimliksiz” olmakla suçlayan bu kendini bilmezler, dillerini inkârla yabancı bir dilde dua etmekte ve Arapmış gibi davranmakta beis görmezler.

Yani Batı’yı ölçü almak özenti ve kimliksizliktir de Arapları ölçü ve Arap ülkelerini örnek almak, mürtecinin özü ve kimliğidir. Bu insanlar, kimlik ve özentiye dair “Batıcı” suçlamasıyla kendi Arapçı söylemleri arasındaki çelişkiyi göremeyecek kadar beyni yıkanmış, zekâsı sınırlı kişiler midir? Yoksa Araplaşmayı Türklüğe yeğleyen ulus ve yurt düşmanları mıdır?

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda geçireceği çalkantılı dönemin nasıl sonuçlanacağı, bu teşhisin doğru konulmasına bağlıdır.

DÜŞMANINI ÜRETEN DEVLET

Türkiye Cumhuriyeti, 1970’li ve 80’li yıllarda Süleyman Demirel ve Kenan Evren’in de mimarları arasında yer aldığı bir politikayla “milliyetçi” saymadıkları sol ideolojiyi yurt sathından silebilmek amacıyla Osmanlı’yı örnek aldılar: bugünkü “ümmetçilik” ideolojisine yaşam veren “din” eğitimini desteklediler.

Devlet eliyle beslenen imam hatip okullarından üniversiteye atlayan köşeli kafalar ve o yıllarda sokaklara “milliyetçi Müslüman” olarak sürülen paramiliter mangalar, işte bu politikanın yarattığı gudubetlerdir.

Ancak canavarlar, yaratıldıkları biçim ve sınırlarla yetinmezler. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını korumak için besleyip büyüttüğü dindar milliyetçiler, günümüzde ümmetçi ve milletçi Müslümanlar olarak ayrışmış; birinci grup bizzat yaratıcısının, devletin varlığını tehdit etmektedir.

İLK YALAN

Yukarıdaki satırlar, 1 Mart 1998 tarihli Radikal gazetesinde yayımlanan bir yazımdan alıntıdır. Bazen 20, 30 yıl önce düşündüklerimle kendimi bile şaşırtıyorum. Astrolog ya da falcı olmadığıma göre, perşembenin gelişi çarşambadan belliymiş; bugün yaşadığımız ölümcül atmosfere göz göre göre, adım adım giriş yapılmış.

Tüm dünyada insan kitlelerini ezmek, sömürmek, uyutmak ve hatta yok etmek için kurulan kumpas bir yalan, İLK yalanla başladı. Onları Adem ve Havva’nın soyundan olduklarına inandırdılar.

Yalanı, dünya yalan ölüm gerçek yalanı izledi.

YAŞAYANA GÜNAH, ÖLENE SEVAP

İnsanları yeryüzündeki güzellikleri koruyarak, doğayla uyum için yaşamaktan koparıp canlıyken “günah” diye yasakladıklarını ölünce istedikleri kadar yapabileceklerine inandırdılar.

Onları inandıranlar, güç ve paradan başka hiçbir şeye inanmıyordu. İnsanları soydular, sömürdüler, çaldılar, karşı geleni hapsettiler, işkence ettiler, öldürdüler.

Ezilen halklar arasında ancak ilk yalanı, Adem ve Havva’dan türediklerini reddedip bilime yönelenler ayaklandı, yalancıları alaşağı edebildi ve özgürleşti.

Aklın özgürlüğü, bayındırlık, laik ahlak ve daha adil bir düzen demekti. Başardılar.

Türkiye’de de son yalanlar söyleniyor. Acı çekeceğiz, bedel ödeyeceğiz ama yalanların sonu göründü gibime geliyor.

***

ÇIKAR BİR KÖROĞLU

Yüzyıllardır yoksul

iftarımız, sahurumuz.

Yakışır Ramazan’a

fakirliğimiz.

Osmanlı’dan beri

şükrümüz kaplar alemi

beş vakit.

Saraylar hiç bilmez

halimiz.

Teravihden sonra

geçim kavgamız.

Bayram sabahları

bükük boynumuz.

Hepsinin üstüne

ne kadar çoğaldı

Bolu Beyleriniz!

Çıkar bir Köroğlu.

Kalkar ayağa yer sofralarımız.

Ezer geçer zulmünüzü

sonsuz özgürlüğümüz.

A.Kadri Ergin

Yazarın Son Yazıları

Hemingway’in Türklerle imtihanı

Kurtuluş Savaşı’nın Cumhuriyetle taçlanmasına bir yıl var ve İstanbul işgal altındaydı.

Devamını Oku
21.12.2025
Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025