Demirören'den Ünal Aysal'a eleştiri

Öncelikle Fatih Terim'le yapılan anlaşmanın detaylarını bir kez daha açıklamak istediğini belirten Yıldırım Demirören, "Fatih Terim'le kişisel ilişkimiz tabii ki vardı ama Fatih Terim ismi için onu seçtik. Ben Ünal Aysal'la 3 defa konuştum. Eğer Ocak ayında alacaksan, şimdiden alabilirsin dedi. Her başarızlığı TFF'ye ve Fatih Terim'e bağlamaya çalıştılar. Ama şimdi o yönetimin hali de ortada. Bıraktılar ve gittiler" dedi.

"BU MAÇ ÖNCESİ KONUŞULMASI DOĞRU OLMADI"

Son günlerden medyadan yankı bulan Gökhan Töre-Hakan Çalhanoğlu arasındaki 'silah' olayına da değinen Demirören, "Olayların detayları beni hiç ilgilendirmiyor. Ben medya sahibiyim. Bunun yanında TFF Başkanı olarak konuşuyorum. Bu haber 6 ay önce benim gazetemde çıkmıştı. Ama bu maç öncesi bu haber yapılmaz. Çek basını anca yapardı bu haberi. Futbolcumuzun babası benim gazeteme de geldi konuyla ilgili. Biz kullanmadık. Doğru olmadı bu maç öncesi konuşulması. Biz ilkelerimizi hocamıza söyleriz, o gereğini yapar. Terim, Gökhan Töre'ye 1 yıl ceza verdi. Olayı bildiği halde kimseyle paylaşmadı. Milli mesele olduğu için içeride sakladı ve gerekli cezayı kendisi verdi. Habercilik olarak bu yapılan doğru değil. Olayda kasıt var. Bu maçtan önce bunlar yapılmaz. Ben bugün öğrendim. Gazetelerimin spor müdürleri birkaç hafta önce bu haberi bize geldiği halde kullanmamışlar. Milli Takımımızın başarısı için uğraşıyoruz. Galibiyet, mağlubiyet her şey olacak. Önemli olan bu yolda birlik olmak..." diye konuştu.

"HAKEM HATALARINDA ART NİYET ARANMASIN"

Spor Toto Süper Lig'in ilk haftalarında ortaya çıkan hakem hatalarında, art niyet aranmaması gerektiğini ifade eden TFF Başkanı Yıldırım Demirören, "Hakemlere yönelik açıklamaları, kulüp başkanı olduğumda zamanlarda ben de yaptım Ama bundan pişman oldum. Şimdi, kulüp başkanlarına bunu söylüyorum, hiçbir federasyon art niyetli hareket edemez. Hakem yanlış düdük çaldı, tamam ama futbolcu da golü kaçırdı, atamadı. Onun için de şu nedenle kaçırdı deniyor mu? Federasyon, futbolun içinde taraftarı, camiası olmayan tek kurumdur" şeklinde konuştu.

"BAŞLADIĞIM İŞİ BIRAKMAM"

Bundan sonraki dönemde aday olup-olmayacağı konusunda gelen soruya ise Demirören, "Gelecek Bu kısmet işidir. Hayatta hiçbir şey, kısmet olmadıkça olmaz. Biz, devam edecekmiş gibi çalışıyoruz ve bırakacakmış gibi yatırım yapıyoruz. Ben ve arkadaşlarım, elimizden gelen bütün yatırımları yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki demokratik bir ülkeyiz, adaylar çıkacaktır. Ama ben yapı olarak başladığım işi bırakmam" diyerek yanıt verdi.

"BİRÇOK KULÜBÜMÜZ UEFA LİSANSI ALAMAYACAK"

Artık birçok kulübün UEFA lisansı alamayacağını ve ülke futbolunu çok zor günlerin beklediğini söyleyen Demirören, "Türk futbolunun en büyük sorunu marka değeri. Maalesef marka değerimiz geriye gitti. Herkes elini taşın altına koymalı. Kulüplerimiz önümüzdeki sezonlar finansal olarak çok zor zamanlar yaşayacaklar. Bir çoğu Avrupa'ya gidemeyecek, UEFA lisans vermeyecek. Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ ile görüştük, kademeli olarak bir denetleme başlatacağız ve bu kriterlere uymayanlara biz bile lisans vermeyeceğiz. Bu ülkede Orduspor ne hale geldi. Bir Sakaryaspor, bir Kocaelispor nerelerdeler. Önümüzde o kadar zor bir yokuş var ki, biz de artık buna tölerans tanımayacağız. Bilançoların makyajlarını kabul etmeyeceğiz. UEFA'nın kriterlerini uygulayacağız. Artık lüks futbolcu transferi, devre arası onu aldım, bunu aldım, bitti. Zamanında ben de yaptım ama bitti..." dedi.

"YABANCI SAYISINI KULÜPLERLE BERABER BELİRLEDİK"

Ligde uygulanan ve sürekli eleştiri alan yabancı kısıtlamasıyla ilgili de açıklmalarda bulunan Demirören, "TFF yabancı kısıtlaması kararını, tek başına almadı. Kulüpler birliği ile aldık. Geçen sezon oynayan yabancı sayısı ortalaması, 4.7'de kaldı. Yani getiriyorlar oynatmıyorlar. FIFA'da birçok takımımızın dosyası var. 130 oyuncudan yaklaşık 200 davamız var. Bize sürekli, bu kulüplerin puanlarının silindiği yazıları geliyor. Buradaki en büyük argüman, yerli oyuncuların fiyatlarının yükseldiği... Bunu engellemek için altyapıya yatırım yapılmalı. Kulüpler bir araya gelse, Türk oyuncuların fiyatları artmaz. Konuşsalar "Biz gereksiz bonservisler veriyoruz" diye, bu kadar para harcamazlar. Kontrolsüz şekilde getirilen yabancı oyuncular, Türk futboluna zarar veriyor" diye konuştu.