Ahmet Güvener

Bir Kâğıt Parçası mı?

27 Kasım 2013 Çarşamba

Sergen Yalçın Gaziantepspor Teknik Direktörlüğü görevine getirildiğinde gerekli diploması olmadığını hatırlatan gazetecilere “Diploma sadece bir kâğıt parçasıdır” diye cevap vermiş. Bu “kâğıt parçası” olayını biraz irdeleyelim. TFF yıllarca uğraştıktan sonra 2006’da UEFA JIRA konvansiyonuna üye oldu. JIRA Konvansiyonu üye ülkelerde çalıştırıcı eğitimini düzenleyen ve standartlaştıran bir düzenleyici paneldir. Bu sayede Türkiye’de UEFA çalıştırıcı lisansı alan bir kişi Almanya’da antrenörlük yapabilir. 2006’dan önce Türkiye’de yalnız Türkiye’de geçerli olan TFF antrenör lisansları veriliyordu. JIRA Konvansiyonu’na girmemizin en büyük faydası çalıştırıcı eğitimimizin çağdaşlaşması olmuştur. Daha önce eğitimci merkezli ve teorik ağırlıklı olan eğitim, öğrenci merkezli ve sahada uygulama ağırlıklı olan bir eğitime dönüşmüştür. Şu anda konvansiyona göre 3 çeşit çalıştırıcı diploması vardır. UEFA B, UEFA A ve Pro Lisans. UEFA B lisansına sahip çalıştırıcılar altyapı takımlarını çalıştırırken Pro Lisans sahipleri her düzeyde takımı çalıştırabilmektedir. Her Süper Lig takımının bir Pro Lisanslı çalıştırıcıya sahip olması gerekmektedir. Şu anda Süper Lig takımlarından 3’ünün teknik sorumlusunun Pro Lisansı yoktur, bunlardan biri de Sergen Yalçın’dır.
TFF bu sene Sivasspor’un anlaştığı ve Pro Lisansı olmayan Roberto Carlos’un sahaya çıkabilmesi için “Teknik Adamların Eğitimi ve Sınıflandırılması” talimatının 13 maddesinin 4 ve 5. fıkralarını değiştirmiştir. 4. fıkra ile Roberto Carlos’un 5. fıkra ile ise Okan Buruk ve Sergen Yalçın’ın müsabakalarda sahaya çıkması sağlanmıştır. Daha önce de 2002 yılında Dünya Kupası 3.’sü olan tüm milli takım oyuncularına hiç eğitim almadan TFF A çalıştırıcı lisansı verilmiş idi.
Dünyada farklı uygulamalar vardır bu “kâğıt parçası” ile ilgili. Örneğin dünyanın en gelişmiş profesyonel spor ligi olan NBA’de hiçbir çalıştırıcı diploması mecburiyeti yoktur. Orada çırak - usta yöntemiyle “head coach”lar yetişir. Avrupa futbolunda ise düzenleyici kuruluş olan UEFA’nın normları geçerlidir. Ama örneğin Mancini Fiorentina’yı çalıştırdığında gerekli “kâğıt parçası” yok idi ve İtalya Federasyonu’nun özel izniyle Fiorentina’yı çalıştırabilmiştir.
Her iyi futbolcudan iyi teknik adam olacak diye de bir kural yoktur. Ülkemizdeki önde gelen teknik adamları bu üst noktaya değişik biçimde varmışlardır. Mustafa Denizli ve Fatih Terim usta teknik adamların (Derwall ve Piontek) yanında kendilerini geliştirmişlerken, Şenol Güneş futbolu bıraktıktan hemen sonra Trabzonspor’un başına geçmiştir. Ersun Yanal alttan yukarı liglerde kendini geliştirerek buraya gelmiştir. Ama hepsinin o “kâğıt parçası” vardır. İstisnalar yapılabilir aynen İtalya Federasyonu’nun Mancini’ye yaptığı gibi. Bu istisnayı yaparken de bazı koşulları o kulübe dikte ettirmek gerekir. Ama bu istisnaları ihtiyaç duyulduğunda talimatlaştırmak Türkiye’ye özgü bir garabettir.
Üst düzey olan hiçbir teknik adam, eğitimi ve onu belgeleyen diplomayı asla bir “kâğıt parçası” diyerek aşağılamamıştır. Bu da Sergen Yalçın’a özgü bir garabettir.
Düzeltme: Geçen haftaki Olimpiyatlar ile ilgili yazımda İstanbul’un adaylığı için “Olimpiyat tarihinde 5 defa aday olup 5 defa kaybeden başka bir kent yoktur” demiştim. Sevgili dostum Yiğiter Uluğ hatırlattı Detroit kenti bu rekoru kırmış. Tam 7 kez aday olmuş (1944-1972 arası) ve hiç kazanamamış ve de sonunda vazgeçmiş.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hakem lobisi 9 Temmuz 2016
Kardiac Kids 17 Kasım 2015
Yeter artık (29.09.2015) 29 Eylül 2015

Günün Köşe Yazıları