Demirel
Ahmet Yavuz
Son Köşe Yazıları

Demirel

19.06.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Demirel: “Köprülerin altından daha çok su akar.”

Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başlıktaki sözü ve devamı belleğimde mıh gibi çakılıdır. Kendisiyle hayatım boyunca bir kere yüz yüze geldim. Ölüm yıldönümünde (17 Haziran 2015) tarihi değeri olduğunu düşündüğüm bir anımı paylaşmak istedim.

1987 yılı eylülü ülke ve biz askerler için çok önemliydi. Ülke için önemliydi çünkü 12 Eylül askeri darbesiyle yasaklı hale getirilen liderlerin yasaklarının kalkması için halkoylaması yapılacaktı. Halk kadar askerleri de iki nedenle özel olarak ilgilendiriyordu. 12 Eylül’ün mirasçılarıydık ve kendimizle ilk hesaplaşmamız olacaktı zira TSK’nin koyduğu halkın da yüzde 92’sinin onayladığı anayasada yer alan yasak konusunda tercihte bulunacaktık.

Biz askerleri bölgesel olarak ilgilendiren ikinci neden ise halkoylamasının yapılacağı tarihte 3. Ordu bölgesinde yapılması planlanan büyük manevranın oy vermemizi engelleme olasılığıydı. Ama manevra alanı kışlamıza yakın olduğu için bizim kıtamızın subay ve astsubayları oy kullanabilecekti.

Erzurum Kandilli’de konuşlu ancak manevra için 100 km kadar doğuda bulunan Pasinler civarında arazideydik. Yüzbaşı rütbesindeydim. Tugay komutanımız (rahmetli Tuğgeneral Yılmaz Serttürk hoş sohbet bir komutandı, hafifçe bozuk ağzından kimse alınmazdı) oy vermek için Kandilli’ye nasıl gidilip dönüleceğini düşünüp düşünmediğimi sordu. Ben de, demiryoluyla çok kolay olacağı söyleyince rahatladı. O rahatlıkla, “Ulen Adanalı bari ne oy kullacağımızı da söyle” dedi.

Hiç beklemiyordum. Mayınlı bir sahaya girmiştik. Kendisine soracağım soruyu yanıtlarsa kullanacağım oyun rengini açıklayacağımı belirttim. O da “Sor” dedi.

Sordum: “1960 ihtilaline katılmış mıydınız?” 

Evet, yanıtını alınca devam ettim: “1984’te Celal Bayar öldüğünde TBMM’de başında nöbet tuttunuz mu?”

Cevabı ironikti: “Bir gün biri bana bu soruyu sorar diye istirahat aldım ve nöbet tutmadım, o gün izin aldım.”

Bunun üzerine, “Sizin düştüğünüz duruma düşmemek için yasaklar kalksın diye oy kullanacağım” dedim ve devam ettim: “Ben ilkesel olarak yasaklara karşıyım ama belki de daha önemlisi, bir gün Demirel’in bu ülkeye önce başbakan sonra cumhurbaşkanı olacağını biliyorum. Herhangi bir rütbede onu selamlamak durumunda kalacağımdan eminim ve o an sizin yaşadığınız çelişkiyi yaşamak istemiyorum”.

“O halde sen 12 Eylül’e de karşısın” dedi.

Mayınlı sahadaydık üstelik bir ayağım da parmak ucuyla bir mayına temas etmişti. Sustum...

Aradan yıllar geçti. Cumhurbaşkanı Demirel’i 1999 yılında Paris’te resmi olarak karşılayan heyetin içindeydim. Selamladım, elimi sıktı. O anda içimden bu anımı ona anlatmak geçti. Kendimi tuttum ve anlatmadım. Askerce bir tavır olmazdı.

Aradan yıllar geçti.

Balyoz davası kumpasıyla (1) demir parmakların ardındaydık.

Silivri’deydim. Hakkımızda cezalar verilmişti.

Süleyman Demirel’in hasta olduğu haberleri basında yer alıyordu. Hastaneden çıkmıştı ve Balyoz davası hakkında ne düşündüğü sorulduğunda “Köprülerin altından daha çok su akar, dünyanın sonu değil” demişti (2).

Büyük bir deneyimi vardı ve söyledikleri sahteliği her yanından akan bir davanın mahkûmları için değerliydi.

Bir süre sonra Yargıtay mertebesine kadar yükseltilmiş hukuk cellatları kahir ekseriyetimizin cezalarını onayladı.

Demirel’in hastalığına dair haberlerin artması üzerine yukarda aktardığım anımı, 2014 baharında, biraz da kendisine moral olması düşüncesiyle yazdım. Mektubum eline geçti mi, geçmedi mi, emin olamadım. Belki aldı ama rahatsızlığı yanıtlamasına mani oldu.

Köprülerin altından çok su aktı ve akmaya devam edecek...

Kavga devam ediyor...

Kavga Cumhuriyeti kötürüm kılma kavgasıdır.

Bu noktaya siyasi ve askeri elitin çeşitli dönemlerde yaptığı hatalarla gelinmiştir.

Son seçim sonuçlarıyla daha da kötümser bir ortam oluşmuştur.

Ama unutmayalım...

Önemli olan muharebeleri kaybetmek değil, savaşı kaybetmemektir. Rahmetle andığımız Demirel’in yaşamı göstergedir.

Cumhuriyetin özgür ve eşit birey, egemen halk, bağımsız ülke yaratma ülküsü devam ediyor.

Kimse aktüel değerleri değişmez sanmasın! Zamanın gerisine düşüldüğü açıksa da tarihin tekerliği ileriye doğru akışını sürdürüyor ve sürdürecektir.

Ama bunun için mevcut kutuplaşmayı aşma becerisine sahip cesur liderlik, donanımlı ve adanmış karargâh ve gövdeye ilişkin doğru bir hazırlığa ihtiyacın acil olduğunu unutmadan...


(1) Balyoz davası AKP’nin palazlandırdığı ABD’nin Türkiye’yi dönüştürme planıyla yükümlü FETÖ eliyle sürdürüldü ancak AKP eliyle devam ettiriliyor zira 6 suçsuz arkadaşımız için Yargıtay eliyle uydurulmuş “suç için anlaşma” suçlamasıyla maalesef devam ediyor.

(2) https://www.aa.com.tr, 23 Eylül 2012.

Yazarın Son Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a

Sakarya’dan Afyon’a

Devamını Oku
28.08.2023
Stratejik körlük

Stratejik körlük

Devamını Oku
14.08.2023
Adem Huduti’nin suçu ne?

Adem Huduti’nin suçu ne?

Devamını Oku
31.07.2023
Yeni vesayet odağı

Yeni vesayet odağı

Devamını Oku
17.07.2023
Wagner dersi

Wagner dersi

Devamını Oku
03.07.2023
Demirel

Demirel

Devamını Oku
19.06.2023
Yanlış tasarımın bedeli

Yanlış tasarımın bedeli

Devamını Oku
05.06.2023
Seçimi kazanmak mümkün

Seçimi kazanmak mümkün

Devamını Oku
18.05.2023
Fanteziye yer yok

Fanteziye yer yok

Devamını Oku
01.05.2023
Küçük dilimi yutacaktım

Küçük dilimi yutacaktım

Devamını Oku
17.04.2023
Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Deprem, devlet ve TSK: Birkaç stratejik sonuç

Devamını Oku
03.04.2023
18 Mart’ın anlamı

18 Mart’ın anlamı

Devamını Oku
20.03.2023
Aktif fay hatları

Aktif fay hatları

Devamını Oku
06.03.2023
Yetkin aklı egemen kılmak

Yetkin aklı egemen kılmak

Devamını Oku
20.02.2023
Millet İttifakı’nın beyanları

Millet İttifakı’nın beyanları

Devamını Oku
06.02.2023
Seçimde ne oylanacak

Seçimde ne oylanacak

Devamını Oku
23.01.2023
Suriye-Ukrayna aksı

Suriye-Ukrayna aksı

Devamını Oku
09.01.2023
Kocatepe’yi saran ruh

Kocatepe’yi saran ruh

Devamını Oku
26.12.2022
Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Tercihlerin ve dayatmaların bedeli

Devamını Oku
12.12.2022
Dış politika dönüşümü

Dış politika dönüşümü

Devamını Oku
28.11.2022
Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devletin yeniden yapılandırılması ihtiyacı

Devamını Oku
14.11.2022
Mahir Ünalgiller

Mahir Ünalgiller

Devamını Oku
31.10.2022
Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Devamını Oku
17.10.2022
Dolaylı savaş

Dolaylı savaş

Devamını Oku
03.10.2022
Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Kürt sorunu ve uluslararası boyut

Devamını Oku
19.09.2022
Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Kürt sorununda AKP’nin yıkıcı adımları

Devamını Oku
09.09.2022
Kürt sorunu var mı?

Kürt sorunu var mı?

Devamını Oku
08.09.2022
Kahramangiller!

Kahramangiller!

Devamını Oku
05.09.2022
Suriye’den çıkış stratejisi

Suriye’den çıkış stratejisi

Devamını Oku
22.08.2022
‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

‘Büyük Savaş’ kaçınılmaz mı?

Devamını Oku
08.08.2022
Lozan’ı anarken

Lozan’ı anarken

Devamını Oku
25.07.2022
Sağım solum ezber

Sağım solum ezber

Devamını Oku
11.07.2022
Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Sığınmacıları kaldıraca dönüştürmek

Devamını Oku
27.06.2022
Çatışmadan kaçınmak

Çatışmadan kaçınmak

Devamını Oku
13.06.2022
28 Şubat algısı ve yargısı

28 Şubat algısı ve yargısı

Devamını Oku
30.05.2022
"Biz ideali ve imanı götürüyoruz” diye başlayan yolculuk

.

Devamını Oku
19.05.2022
İçerde ve dışarda savaş

İçerde ve dışarda savaş

Devamını Oku
16.05.2022
Dip dalga büyüyecek

Dip dalga büyüyecek

Devamını Oku
11.05.2022
Savaşın gidişatı

Savaşın gidişatı

Devamını Oku
02.05.2022
İki büyük sorun

İki büyük sorun

Devamını Oku
18.04.2022