Adem Huduti’nin suçu ne?

31 Temmuz 2023 Pazartesi

Yıldönümü nedeniyle 15 Temmuz darbe girişimi yine üstünkörü tartışıldı. Bir kısmımız yaşananları sorgulamadan kabul ederken bir kısmımız da o gece yaşanan dramı komedi olarak niteledi. O geceye ilişkin gri alanlar var ve aydınlatılmak yerine üstü örtülmeye çalışıldı. Sorunun kaynağı bu tutumdur. Bunun gerekçesi de darbe girişimini engelleme olanağı varken bunun tercih edilmemiş olması gibi duruyor.

Ancak bütün bunlar bazılarının zihninde o geceyi komedi olarak niteleme hakkını kimseye vermez. Girişim bal gibi iktidarı devirmeye yönelik bir darbeydi. Ancak darbeciler, planları bir türlü manipüle edildiği için başarısızlığa uğratıldılar.  

ÇÖKEN TEZ: ATATÜRKÇÜLERİN DARBECİLİĞİ 

O meşum gecenin ertesinde malum çevreler ki bunlar 17/25 öncesinde FETÖ’nün kumpas döneminin suç ortaklarıydılar, hemen bir yaygaraya giriştiler ve darbe girişiminin dinci bir yapıya ait olduğu gerçeğini örtebilmek maksadıyla ezberlerinde tuttukları “Atatürkçülerin de darbeye katıldıkları” tezini yürürlüğe koydular. Oysa darbenin başarısızlığa uğramasında onlar başat rol oynamışlardı... 

Ancak bu tez zaman içinde tersine işlemeye başladı. Atatürkçü subayların darbe girişimi esnasında oynadıkları rolün ne olduğu zamanla görüldü. Kurmay Albay Sait Ertürk o asil askerlerden biriydi. Hiç kimseden emir almadan ama bir grup vatanseverle birlikte hareket ederek canı pahasına darbecilere karşı koydu. 

Bu iflas eden tezin ipine en son kendini Atatürkçü olarak lanse ederek darbeye FETÖ’nün giriştiği gerçeğini örtme rolü üstlenmiş eski hava tuğgeneral darbeci Gökhan Sönmezateş sarıldı. Darbe yerine de sanki halk da kendilerine katılmış gibi “ihtilal” ifadesi kullandı. Hızını da alamadı hadsiz bir şekilde vatansever kalemler Orhan Bursalı ve Mehmet Ali Güller’i İran ajanı ilan etti!

TEMEL KURAL 

Darbeciler FETÖ’cülerdi. Bir kişi FETÖ’cü değilse darbeci de değildi. Bunun birkaç istisnası olabilir ama 15 Temmuz’un esas kuralı budur.

O gece direnen başkaları da vardı. Önemli rolleri oldu. Hatta bir kısmı sanık olmaktan kurtulamadı. Haksız şekilde hükümlü olanları, yargılamaları devam edenleri biliyoruz. 

Özellikle İslahiye, Adapazarı, Lüleburgaz, Şanlıurfa, Manisa, Kartal 2. Zırhlı Tugay davalarında kamuoyuna yansıyan kısmen bildiğim örnekler var.

Bazı hatalı kararlardan Yargıtay düzeyinde dönülmüş olması kamu vicdanı adına sevindiricidir. Resmi rakamlara göre 289 fiili darbe davasında toplam 8 bin 724 kişi hakkında karar verilmiştir. 2 bin 870 sanık beraat etmiş, 964 sanık hakkında ceza verilmesine gerek olmadığına hükmedilmiştir. Sonuç olarak ceza almayan toplam 3 bin 834 kişidir ki sanıkların yüzde 44’ünü kapsamaktadır. General/amirallerin de yüzde 18’inin davası beraat ile sonuçlanmıştır. Bu kararların bir kısmı Yargıtay tarafından düzeltilmiştir.

Ama haksızlığa maruz kalanların vicdan yaralayan durumları devam etmektedir. Bu yargılamalarda genel olarak emekli subaylardan özel olarak Kumpas Mağdurları Derneği’nden bilirkişi hizmeti alınmamış olması hataları artırmıştır. 

ADEM HUDUTİ’NİN DURUMU

Hendek çatışmalarının yeni yeni sönümlendiği günlerde Huduti, Malatya’da 2. Ordu 

komutanıydı. O gece ordu karargâhında yaşananlar dolayısıyla ilk derece mahkemesi hakkında anayasayı ihlal suçuna yardımdan 15 yıla hükmetmiş ancak iyi hal indirimi uygulanmadığı için karar Yargıtay tarafından bozulmuştu (YCG Kurulu, 2021/523). 

Kararda ilgilinin FETÖ ile bağının tespit edilemediği yazılıdır. O halde darbeci değildir ve darbecilere yardım etmiş de olamaz. Ancak dönemin ruhu farklı bir uygulamayı gerekli kıldı ve halen hapiste yatıyor! 

Mahkeme kararında yer aldığı gibi o gece Huduti: Genelkurmay’dan gönderilen darbe mesajını yasal bulmamış. İl valisiyle görüşerek devletin yanında olduğunu belirtmiş. Ana ast birlik komutanlarına emir komuta dışında hareket edilmemesi gerektiğini içeren darbe karşıtı emrini sözlü olarak vermiş. Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Temel’in Şırnak’tan Ankara’ya darbeye katılmak için intikal ettirilmek istenen Jandarma Komando Tugayı’nın Cizre’deki Tank Tabur Komutanlığı’nca vurulması amacıyla verdiği emri uygun bulmuştur. 

O gece ordu komutanı olarak ordu bölgesinde vermesi gerekli emirleri vermiş ve darbe girişimine karşı açık tavrını sahaya yansıtmıştır. Yani darbecilere yardım etmemiş aksine önleyici rol üstlenmiştir. Kanaatimce darbecilere karşı esas tavır ordunun genel sorumluluk sahasındaki tutumudur. Oysa mahkemeler Huduti’nin Malatya’daki karargâhta olup bitene bakarak hüküm oluşturmuştur.

Huduti’nin ordu karargâhındaki tutumu eleştirilebilir. Bazı hataları olduğu da ileri sürülebilir ama bu, onun darbecilere yardım ettiği anlamını çıkarmaya yetmez. Bu kanıya, mahkeme kararında yer alan suç tanımlamalarından ulaştığımı belirtmek isterim.

O gecenin kaotik ortamında muhakemesinin merkezine meseleyi kan dökülmeden çözmeyi koymuş olması kararlarını etkilemiştir. Kime güvenileceğinin bilinmediği bir ortamda darbeci oldukları açığa çıkmış kişilere karşı daha erkenden zecri tedbirler aldırması gerekirdi. Kararda yer almasa da bazı tanık ifadelerinden darbecilerin tutuklanması için askeri savcıyı ve adli müşaviri göreve çağırması, hukuki davranma hassasiyetinin bir parçası olsa gerektir. Öte yandan birileri için vur emri verseydi durum daha iyiye mi evrilirdi? Bu sorunun cevabı yok... 

Mülki ve idari makamlarla daha sağlıklı iletişim kurulamaması önemli kusur olabilir. Bunda hatanın ne kadarı kendisine aittir, saptamak zor. Ancak karargâhtaki her şey taktik düzeydeki hatadır ve onun darbecilere yardım ettiği sonucunu çıkarmamıza yetmez! 

Dava dosyasında 2. Ordu’nun stratejik önemine yerinde vurgular var ama bu önemin özel olarak ordunun karargâhıyla sınırlı tutulması karar vericileri yanlışa götürmüştür. Stratejik olanla taktik olanı ayırt etmek karar vericiler için olmazsa olmazdır; özellikle yargıçlardan beklenen budur.

Sonuç olarak FETÖ’nün darbe girişimi, 15 Temmuz gecesinin üzerindeki örtü kaldırılmadığı için gri alanlar abartılı yorumlara çanak tutmakta; sonrasında yaşananlar ve bir kısım yargılamalar vicdan kanatmaya devam etmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sakarya’dan Afyon’a 28 Ağustos 2023
Stratejik körlük 14 Ağustos 2023

Günün Köşe Yazıları