Aydın Engin

‘Oh be’ dedik ve ‘oh be’ bitti

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Uzun bir tatildi. Dinlenen dinlendi. Bizcileyin medya amelesi ise siyasetçi tatilde olduğundan siyasal haber de ortalıktan elini ayağını büyük ölçüde çekti. 
Oh be dedik. 
Düşünsenize “cumhurumuzun başkanı”nın kaç gündür sesini duymadık, yağıp gürlemesini işitmedik. Azımsanacak bir mutluluk mu bu? 
Dahası Meclis’te “Salı naralanmaları” da tatil yaptı. 
Bir başkanlı, dört başkan adaylı MHP “siyasal komedisi” de rölantide çalıştı… 
Neredeyse on günlük tatile sade suya tirit “Otoyollarda tatile gidiş çilesi” haberleri ile girdik; tatili “Otoyollarda tatilden dönüş çilesi” haberleriyle bitiriyoruz. 
Nasıl “oh be” denmezdi. 
Yazık ki o “oh be” bitti. 
Annem “Sayılı gün çabuk geçer” derdi. 
Haklı çıktı…

***

Siyasetin gündemi yoğun olacağa benzer. 
Başkanlık sistemi”, olmazsa “partili cumhurbaşkanı” ara çözümü için AKP saflarında sıkı bir hazırlık sürüyor. “Nasıl olsa yeni yasama yılına kalır” hesabıyla kulağımızın üstüne yatamayız. Testi kırılmadan hazır olmak gerek… 
Bitmedi. Suriyelilere -henüz topluca mı, tek tek mi olacağı bilinmeyen- vatandaşlık hakkı tartışması yaz aylarının daha da kavurucu geçmesine yol açacak. 
Yine bitmedi. Milletvekili dokunulmazlığını paçavraya çevirerek kendi özüne kurşun sıkan siyasetin bıraktığı yerden savcılar ve yargıçlar kolları sıvadılar bile. Kürt siyasal hareketini Meclis, yani parlamenter siyaset dışına iterek “İsterseniz dağa çıkın, size burada yer yok” diyerek HDP milletvekillerini hedef alan antidemokratik saldırı, onların yanına CHP’nin dili sivri, sözleri can acıtan bazı milletvekillerini de katarak “siyasal linç”in bir sonraki aşamasına geçiyor. 
Sakın “Ama o siyaset değil. Artık söz yargıda” diye çocuksu itirazlar sıralamayı n. Yargının artık siyasetten bağımsız olduğuna inanacak kadar safdil olmayalım. 
Üstelik Rusya ve İsrail ile el sıkışmaya, onlara ekleneceği belli olan Mısır ilişkilerine, “Ey Obamaaaaa… Ey AB” naralanmalarının hız keser gibi olmasına kapılıp tuhaf ve yersiz bir iyimserlik esintisi başladı. Trafikteki yüzlerle sayılan ölümleri, binlerle sayılan kazaları “trafik canavarı”nın, tırmanan şiddet sarmalını HDP’nin, ülkede elbirliği ile işledikleri marifetleri “Cemaat”in, sırtına yükleyip ellerini yıkayıp, kendi sorumluluk ve suçlarını örtmeyi yol bellemiş AKP iktidarının ve onun “başı”nın yumuşamaya yöneleceğine, ülkedeki gerilimi azaltmayı yeğleyeceğine ilişkin kimi -çocuksu- yorumlar, temelsiz beklentiler boy göstermeye başladı.

***

Kalıcı bir “Oh beye ulaşmak için kolları sıvamak hepimizin hem boynunun borcu, hem umarı, çıkarı.
Demokrasi ortak paydasında buluşabiliriz. Aramızdaki siyasal, ideolojik ayrımları, ayrımcıkları buzdolabına koyabiliriz. Bunun için yaz sıcaklarının ve rehavetinin geçip sonbahar serinliğine bekleme tembelliğine kapılmayabiliriz… 
Geleneksel emperyalist politikalardan uzaklaşmayacağını, uzaklaşamayacağını bile bile, sadece bir karaderilinin, Obama’nın ABD’ye başkan seçilmesini hedefleyen ve milyonları buluşturan o ünlü sloganı hatırlayın. Yes we can demişlerdi, “Evet başarabiliriz” 
Biz de… 
Evet, başarabiliriz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları