Aykut Küçükkaya

PekerGate!..

24 Mayıs 2021 Pazartesi

Türkiye artık güne bir çete liderinin videosuyla, o videolarda ortaya attığı önemli iddialarla uyanıyor. İktidar kanadı demokratik bir ülkede hükümetleri götürecek söylemler karşısında “Bir çete liderinin sözlerini mi dikkate alacağız” savunmasıyla kamuoyuyla sanki dalga geçiyor. Sedat Peker’in mafya lideri, çete lideri olduğu bir gerçektir. Ne var ki bu çete liderinin çok değil birkaç yıl önce, hem de Erdoğan’ın memleketi Rize’de AKP için seçim çalışması yaptığı da bir gerçektir. Boy boy fotoğraflarla yandaş medyanın desteği de!.. Muhalefeti tehdit ettiğinde Peker, iktidar kanadı için makbul bir şahsiyet değil miydi? Peker’e Emniyet koruması verilmesi, gittiği kentlerde kendisine jammer ciplerle eşlik edilmesi işte bu desteğe karşı verilen “prim” olarak okunabilir...

***

Ne zaman bir çıkar çatışması yaşanır, saflar netleşir, işte o zaman “satıldığını düşünen” isim tarafından “derin ilişkiler” deşifre edilmeye başlanır... Eskiden de böyleydi, günümüzde de böyle, gelecekte de böyle olacak... Ne zaman “siyaset-mafya-ticaret-derin devlet ilişkisi” oluştuysa bir süre sonra “para kavgası, iktidar kavgası” kirli ilişkiyi bir lağım patlaması misali yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Çete lideri Sedat Peker’in yaptığı da tam budur...

Çete liderinin hedefindeki, iddiaların odağındaki en önemli isimler eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’la, şimdinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dur. Ağar, -sonradan yaptığı açıklama nedeniyle Emniyet teşkilatından özür dilese de- “Ben Bodrum’da olmasam bu marinaya mafya çöker” sözleriyle 2021’de 19 yıllık AKP iktidarında gelinen tabloyu özetlemiştir. Hatta bu özeti verirken marina önünde bir başka mafya lideriyle verdiği pozu bile unutuyor!.. İçişleri Bakanı Soylu ise hakkındaki iddialara kamuoyunu tatmin edecek yanıtlar veremiyor.

***

Çete lideri Peker’in dün yayımladığı video, eski ve bugünün İçişleri bakanları için önemli olmayabilir. Bu iki isim yine “Bir çete liderinin iddiasını mı dikkate alacağız, alacaksınız” savunmasının arkasına saklanabilir. 28 yıl önce bombalı suikastla katledilen yazarımız Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili “bir kelime” bile bizim için önemlidir. Hele hele şu anki iktidarla, siyasetçilerle ilgili iddialar “bir çete liderinin hezeyanları” olarak okunamaz. Halkın böylesi vahim iddiaları öğrenmesini hiçbir güç engelleyemez. Olanı biteni muhabirlerimiz haberleriyle, yazarlarımız yorumlarıyla halkımıza duyurmaya devam edecek... 

“PekerGate” skandalının boyutlarının daha da büyüyeceği anlaşılıyor. İktidarın sessizliği tercih etmesinin yanı sıra kamuoyu yargı ayağına da kuşkuyla bakıyor. Siyasallaşan yargıyla ilgili “Böylesi önemli iddiaların üzerine gidilmiyor, soruşturulmuyor, araştırılmıyor” havası hâkim... Evet... Kimi isimler hem siyaseten hem derin devlet adına dokunulmazlık zırhına sahip olabilirler. Ne var ki kamuoyu vicdanında birer birer mahkûm ediliyorlar, edilecekler!..


O BÖREĞİN TADI...

Geçen Şeker Bayramı’nı hastanede geçirdim... Ağır bir enfeksiyon durumu... Prof. Dr. Semih Ayan, “Beş gün misafirimizsiniz, sekiz saat arayla damardan antibiyotik tedavisi uygulayacağız” demez mi... Teknoloji ilerledi, böylesi durumlarda daha da işe yarıyor... Pandemiden dolayı da tecrübeliyiz... Ekibimle, arkadaşlarımla gazetedeki gibi gündemi değerlendiriyoruz, birinci sayfayı çiziyoruz... Ankara’dan Selda Güneysu’nun kulis haberini anlatıyor yazıişlerindeki arkadaşlar. Kulisin özeti: Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa Akşener’in uzlaşıya sıcak bakacağı konuşuluyor...” Bir de son yapılan anketin sonucu var: “Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı geçti.” Kulisi manşetten veriyoruz, gazetecilik deyimiyle anket de manşetin kutusu!.. O da ne! Bizim manşetin yayımlandığı gün evinde mutfağa giren CHP lideri Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla bayram “böreği” açıyor!.. Börek fotoları da gündeme bomba gibi düşüyor! Hastane odasında TV’yi açıyorum, ünlü bir tartışma programında Cumhuriyet’in manşetiyle, börek fotolarını “ortak PR çalışması” olarak yorumlamıyorlar mı? Aynı kıvamda yazılar da kaleme alınıyor... Hastanede yattığımı duyan Kılıçdaroğlu, “geçmiş olsun” telefonu açınca sohbeti “böreklere” getiriyorum. “Nasıldı börekler, güzel olmuş muydu” diye soruyorum, Kılıçdaroğlu bir kahkaha atıyor, “Çok güzeldi” diyor. Eee... Bize de “ellerinize sağlık” demek düşüyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bitsin bu işkence!.. 29 Kasım 2021

Günün Köşe Yazıları