Ayşe Emel Mesci

Hudutta bir değirmen

19 Haziran 2023 Pazartesi

21. yüzyılın ilk çeyreği sona ererken göç ve kimlik problemleriyle birlikte hudut sorunu bütün dünyada en önemli konulardan biri haline geldi. Ait olduğumuz topluma kim mensuptur kim değildir, bizi “biz” ve “öteki” yapan nedir sorularına verilen yanıtlar içimizdeki hudutların çizgilerini belirliyor. Akdeniz ve Ege sahillerine vuran göçmen cesetleri de bu sorunun ne kadar yakıcı bir önem kazandığının altını kanlı bir çizgiyle çiziyor.

Ankara’da BİLT bünyesinde ocak ayından bu yana çalıştığım “Değirmen” bir hudut oyunu. “Biz” ve “ötekiler” diye tanımlananlar arasına çekilen hudutlarla, diğer taraftakileri “hayaletleştirip” görülmez kılan, değerlerini soyup saydamlaştıran hudutlarla, o hudutlar üzerine bina edilen yapılarla, insan öğüten sistemlerle ilgili bir oyun...

BİLKENT ULUSLARARASI LABORATUVAR TİYATROSU

BİLT (Bilkent Uluslararası Laboratuvar Tiyatrosu) 2019 yılında Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü bünyesinde, bölüm mezunlarıyla birlikte kuruldu. Genel sanat yönetmenliğini bölüm başkanı Jason Hale’in yaptığı BILT’in ilk oyunu Barkın Kenan tarafından yazılan ve yönetilen “77. Şube” olmuştu. Bu ilk oyunun ardından topluluk, 2020 yılında tüm yazarlara açık tiyatro metin seçmeleri düzenledi ve gönderilen oyunlar arasından seçilen 10 özgün metin, okuma tiyatrosu ile ilk defa sahneye taşındı. Bu oyunlar arasından seyirci değerlendirmeleri de alınarak BILT’te sahnelenmek üzere Zana Kılıç’ın yazdığı “Değirmen” seçildi.

Tiyatromuza Zana Kılıç gibi değerli bir yazar kazandıran bir ilk oyun olan “Değirmen”i 2005 veya 2006 yılında okumuştum. Yazarın özgün dili ve yarattığı dünya bana o kadar çarpıcı geldi ki o zamandan beri hep elimin altında tuttuğum, dönüp dönüp okuduğum metinler arasında yerini aldı. BİLT tarafından düzenlenen yarışmada birinciliği kazanan “Değirmen”i yapmam tiyatronun genel sanat yönetmeni Jason Hale tarafından teklif edilince yıllar sürmüş bir yolculuğun son menziline varmış gibi hissettim kendimi.

AÇIK BİR METİN

Zana Kılıç’ın hikâye anlatıcılığı ve serbest çağrışım akışları arasında örülmüş özgün bir dille kaleme aldığı bu distopik tiyatro metni, çeşitli sahnesel çözümlere, farklı reji konseptlerine olanak tanıyan bir açık metin niteliğini de taşıyor. Belki de en önemlisi, “Değirmen”in altı çizili yanıtlar vermekten çok sorular soran, soruların peşinden koşan ve bunu tiyatronun dili içinden yapan bir oyun olması. Söyleyecek sözü, daha doğrusu soracak soruları olan bir metin “Değirmen”.

19 Haziran’da Bilkent Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’ndeki Ana Sahne’de prömiyerini yapacak oyunda özverili bir ekiple çalıştım. Dekor ve kostüm tasarımını Özge Akarsu’nun, ışık tasarımını Yılmaz Ertekin’in, dramaturjisini Ali Berktay’ın, afiş resmini İbrahim Çiftçioğlu’nun yaptığı oyunda Tolga Tuncer, Damla Makar, Koray Alper, Haydar Özkan rol aldı. Sahnedeki yardımcı rollerde ise Eylül Yolcu ve Cem Civan görev aldı. Ses, ışık ve projeksiyon kumandalarını ise beni hiç yalnız bırakmayan Bilkent Tiyatro Bölümü öğrencileri Lara Mayda, Yağmur Demir ve Burak Toptaş üstlendi. Akın Çalışkan da dekorda, ışıkta, sahne gerisinde elimiz kolumuz oldu.

Artık sıra seyirciyle buluşmaya ve hududun neresinde olduğumuzu birlikte sorgulamaya geldi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları