Tiyatroantropolojisi ve Metin And
Ayşe Emel Mesci
Son Köşe Yazıları

Tiyatroantropolojisi ve Metin And

03.03.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Yunancada insan anlamına gelen anthropos ve söz, bilgi anlamına gelen logos sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilmiş bir kavram olan antropoloji, insanı ve insan topluluklarını hem fiziksel (anatomik, biyolojik, morfolojik evrimsel vb.) hem kültürel (toplumsal, dinsel, dilbilimsel, psikolojik vb.) tüm yönleriyle inceleyen bir bilim dalıdır. Çeşitli beşeri bilimlerin ve doğa bilimlerinin kesiştiği noktada yer alan bu bilim, “antropolojik olguları”, yani insana ve insan topluluklarına özgü olguları betimlemek ve analizini yapmakla uğraşır. 

SAHNESEL VAROLUŞ

Tiyatro antropolojisi ise Eugenio Barba ve onun kurduğu (1978- 79) ISTA (Uluslararası Tiyatro Antropolojisi Okulu) ile birlikte literatüre girmiş bir kavramdır. Nasıl ki antropolojinin alanını insana ve insan topluluklarına özgü her türlü olgu oluşturuyorsa tiyatro antropolojisinin alanı da oyuncu insanın sahnesel varoluşuyla ilgili olgulardır. ISTA’nın 1980-1985 arasında yürüttüğü çalışmaların bir ürünü olan ve Eugenio Barba ile Nicola Savarese’nin birlikte kaleme aldıkları “Aktörün Anatomisi” adlı kitabın girişinde tiyatro antropolojisi terimi, “bir temsil durumu içindeki insanın, yani fiziksel ve zihinsel varlığını gündelik yaşamı yöneten ilkelerden farklı ilkelere göre kullanan insanın biyolojik ve kültürel davranışlarının incelenmesi” olarak açıklanır. Tiyatro antropolojisine göre oyuncunun sahnesel varoluşuna ilişkin üç farklı düzlem vardır: 

a) Oyuncunun kendi kişiliği, duyarlılığı, sanatsal zekâsı, toplumsal kişiliği, yani onu biricik kılan bireysel özellikleri; 

b) Oyuncunun bu kendine özgü kişiliğini ifade etmesini, dışa vurmasını sağlayan tarihsel-kültürel bağlam ve sahne gelenekleri; 

c) İçinde kültürler ötesi ortak ilkelerin bulunabileceği gündelik-dışı tekniklere göre beden-zihin kullanımı. 

DOĞU-BATI: ORTAK İLKELER

20. yüzyıl tiyatrosunda Meyerhold ile başlayan, sahnesel varoluşu gündelik varoluştan ayırmayı hedefleyen alternatif ve yenilikçi çizginin vardığı son noktalardan biri Eugenio Barba ve ISTA’dır. Barba, Doğulu oyuncuya özgü “sahnesel varoluş” (bios) gücünün kendisini büyülediğini ve “kültürlerüstü bir yaklaşım”la hem Batılı hem Doğulu aktörün eğitiminde ortak bir zemin oluşturabilecek bazı temel ilkeler aradığını söyler. 

Barba’ya göre bu ortak ilkeler, ağırlık, denge, omurganın pozisyonu, bakışların sahnesel mekân içindeki yönü gibi çeşitli fizyolojik etkenlere uygulandıklarında, oyuncunun bedeninde ifade-öncesi gerilimler üretirler. Farklı bir enerji sağlayan bu gerilimler, oyuncunun sahnedeki gündelik-dışı varoluşunu canlı ve inandırıcı kılarlar. 

ANADOLU BİRİKİMİ VE METİN AND

Sahnede gündelik-dışı bir alan yaratmanın “olmazsa olmaz” koşullarından biri, belki de birincisi bedeni dönüştürmektir. Gündelikdışı bir beden yaratmanın en sağlam yollarından biri ise geleneksel teknikleri bu amaçla çözümlemek ve kullanmaktır. Tiyatro antropolojisine göre söyleyecek olursak oyuncunun üzerinde şekillendiği “tarihsel ve kültürel bağlamın ve sahne geleneklerinin” farkında olmaktır. Çünkü bu gelenekler, hem işlev hem de teknik olarak gündelik-dışı bir zemin oluştururlar. Her kültür, dünya tiyatrosuna bu anlamda sunacak bir kaynağa sahiptir gerçi ama Anadolu barındırdığı tüm çeşitlilikle bu alandaki en zengin kaynaklardan biridir. Üstelik elimizde, Anadolu’nun “yaşayan oyun arkeolojisi”ni yıllarca iğneyle kuyu kazarak gün ışığına çıkaran ve “koruma altına alan” Metin And gibi paha biçilmez bir değer bulunduğunu da unutmamak gerekir. Onun Dionysos ve Anadolu Köylüsü, Oyun ve Bügü, Geleneksel Türk Tiyatrosu, Ritüelden Drama. Kerbelâ-Muharrem-Taziye gibi anıtsal çalışmaları, bir yandan Tanzimat’tan beri körü körüne Batı hayranlığı yüzünden koptuğumuz derin kültür katmanlarıyla, ortak çağrışım zeminleriyle bağların nasıl yeniden kurulabileceğinin ipuçlarını verir, diğer yandan kökenlerden çağdaş sahne sanatına uzanan bir yol açmak isteyenlere ışık tutarlar.

Yazarın Son Yazıları

İnsan idrak ettiği ruha benzer

Aleksandr Puşkin, “dramatik büyünün titreştirdiği düş gücümüzün üç telinden” söz eder. Bunlar; gülme, acıma ve dehşettir. Vsevolod Meyerhold ise Charlie Chaplin ve Sergey Ayzenştayn’ı karşılaştırırken, her iki sinemacıda bu “üç tel”in ne denli ustalıkla kullanıldığına değindikten sonra, bir ayrım yapar: “Chaplin’de gülmece ve acımanın ön planda olduğunu, dehşetin gölgede kaldığını söyleyebiliriz oysa Ayzenştayn’da gülmece geri plana kayarken acıma ve dehşet öne çıkar.”

Devamını Oku
24.11.2025
Goethe: İkilem ve Deha

Büyük yazarın kendi yaşam sürecinin de derinlemesine nüfuz ettiği “Faust”un ilk bölümü ise, kendisinden önce Christopher Marlowe’un 16. yüzyıl sonunda oyunlaştırdığı (“Dr. Faustus”) ruhunu şeytana satan Faust efsanesinden yola çıkmakta ama bu bölümde Faust’un Mefistofeles ile macerası kadar, “ayarttığı” Gretchen’in trajedisi de göze çarpmaktadır. Goethe dahi sanatçı duyarlılığıyla içinde yaşadığı toplumun “mahalle baskısı”nı, ikiyüzlü ahlak kurallarını kendi siyasi ve toplumsal kimliğinin çok ilerisinde bir noktadan eleştirir. Viktor Glass’ın “Goethe’nin İnfazı” romanında (çev. Regaip Minareci, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) anlattığı olayda, evlilik dışı hamile kaldığı çocuğu öldürmekle suçlanan genç kadın hakkındaki idam cezasını siyasi kimliğiyle onaylayan Goethe, “Faust”ta konuya bambaşka bir duyarlılıkla yaklaşır. Büyük sanatçı ve düşünürün, “Almanların en büyüğü”nün tüm hayatına yayılan ve “Faust”a da yansıyan bu ikilemi aslında çağının, yükselen modernitenin etkisi günümüz

Devamını Oku
10.11.2025
Mucize 102 yaşında

Böyle zamanlarda geçmişe dönüp bugünkünden çok daha ağır koşullar içinden düze çıkmayı bilmiş, hem memleketin ufkunu kaplayan sisi hem ileriye doğru koşmak isteyenleri engelleyen karanlığı yarıp geçmiş kurucu kuşağın mücadelesini, Kocatepe’den Afyon Ovası’na doğru bakarken sadece biraz sonra cereyan edecek o büyük muharebeyi değil, oradan geleceğe açılan yolu da gören çelik iradeli bir çift mavi gözü, o mucizeyi hatırlamak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
27.10.2025
Bir ödül töreninin ardından

Cumhuriyetin kurucu felsefesinin kültür alanındaki en önemli adımlarından biri tiyatro, opera, bale ve müzik alanlarında modern, kalıcı sanat kurumları yaratarak sanat sevgisini tüm yurt sathına yaymaktı.

Devamını Oku
13.10.2025
Işık, biraz daha ışık

O yıl Doğan Hoca’dan bir gün önce, 21 Eylül 2021’de tiyatro alanından çok değerli bir hocamızı, sevgili Prof. Dr. Hülya Nutku’yu hem de çok vakitsiz yitirmiştik.

Devamını Oku
22.09.2025
Hayatımdaki iki Güney

Gerçekçilik, içtenlik, hayatın sihrini, gizini yakalayıp onu kendi kişisel büyüsünü katarak yeniden yaratmak... Yılmaz Güney’in sinemasının da edebiyatının da en önemli özellikleridir bunlar.

Devamını Oku
08.09.2025
Eğitim ve sanat

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin üzerinde yükselmesi gereken dört sütunu, “mektep, iktisat, sanat, imar” diye sıralamıştı. Bu dört sütundan ikisini oluşturan “mektep” ve “sanat” maddelerine yakın tarih içinde bir arada bakıldığında, yani sanatta eğitim ve eğitimde sanat alanlarında nereden nereye geldiğimize bakıldığında umut verici bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz söylenemez.

Devamını Oku
18.08.2025
Altmış yıl önce altmış yıl sonra

İzmir’de tam anlamıyla “ağır, koyu bir sıcak” vardı. “Kerbela” oyunu 2 Ağustos tarihinde bir zamanların fuar alanı, günümüzün Kültürpark’ı içindeki açık hava tiyatrosunda oynanacağı için İzmir’deydim.

Devamını Oku
04.08.2025
Hatırlamak bir eylemdir

Ergin Yıldızoğlu, 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Faşizm ve kültür” başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.

Devamını Oku
21.07.2025
‘Umutsuz çağın sesi’

'Medea-Material' Romanya'da köklü Sibiu Tiyatro festivalindeydi...

Devamını Oku
30.06.2025
Vahşi bir dünya

Vazgeçilmez dört elementten biri olan havayı yine paramparça ediyor bombalar, füzeler... Doğal yerinden koparılıp insanın elinde oyuncak olmuş ateş, gecenin karanlığını kızıla boyuyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Beyaz gecelerde Medea-Material

23-27 Mayıs tarihleri arasında, Dostoyevski’nin unutulmaz novellasının fonunu oluşturan St. Petersburg “beyaz geceler”indeydik.

Devamını Oku
02.06.2025
İyimserlik önyargısı

İyimserlik önyargısı

Devamını Oku
12.05.2025
Bir kez daha Kerbela

Bir kez daha Kerbela

Devamını Oku
28.04.2025
Bursa ve tiyatro Bursa...

Bursa ve tiyatro Bursa...

Devamını Oku
14.04.2025
Dünyayı sevgi kurtaracak

Dünyayı sevgi kurtaracak

Devamını Oku
31.03.2025
Sonrası gündüz

Sonrası gündüz

Devamını Oku
17.03.2025
Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Devamını Oku
03.03.2025
Tiyatroda eğitimin önemi

Tiyatroda eğitimin önemi

Devamını Oku
10.02.2025
Toplumsal çürüme ve sanat

Toplumsal çürüme ve sanat

Devamını Oku
27.01.2025
Ben bir veri bankasıyım!

Ben bir veri bankasıyım!

Devamını Oku
13.01.2025
Umarım gelen gideni aratmaz

Umarım gelen gideni aratmaz

Devamını Oku
23.12.2024
Bir ödülün düşündürdükleri

Bir ödülün düşündürdükleri

Devamını Oku
09.12.2024
Heiner Müller ile bir kez daha

Heiner Müller ile bir kez daha

Devamını Oku
25.11.2024
Buzdağının altı

Buzdağının altı

Devamını Oku
04.11.2024
Toplumsal çürüme

Toplumsal çürüme

Devamını Oku
21.10.2024
Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Devamını Oku
30.09.2024
'Keşke bir parti olsaydı...'

Yılmaz Güney’in bakışı

Devamını Oku
16.09.2024
Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Devamını Oku
02.09.2024
Issızlaşıyoruz

Issızlaşıyoruz

Devamını Oku
12.08.2024
Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Devamını Oku
29.07.2024
Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Devamını Oku
15.07.2024
Güvenilir olmanın sırrı

Güvenilir olmanın sırrı

Devamını Oku
24.06.2024
Bir döngü daha tamamlandı

Bir döngü daha tamamlandı

Devamını Oku
10.06.2024
Taşın ve tarihin büyüsü

Taşın ve tarihin büyüsü

Devamını Oku
27.05.2024
Cumhuriyet 100 yaşında

Cumhuriyet 100 yaşında

Devamını Oku
13.05.2024
‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

Devamını Oku
29.04.2024
Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Devamını Oku
15.04.2024
Dünya bir sahnedir

Dünya bir sahnedir

Devamını Oku
01.04.2024
On yıl sonra...

On yıl sonra...

Devamını Oku
18.03.2024