‘Umutsuz çağın sesi’
Ayşe Emel Mesci
Son Köşe Yazıları

‘Umutsuz çağın sesi’

30.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:


Romanya’da Constantin Chiriac tarafından 1993’te Ulusal Öğrenci Tiyatrosu Festivali olarak başlatılan ve 1997’de Uluslararası Tiyatro Festivali’ne dönüşen Sibiu, dünyada Avignon ve Edinburgh’dan sonra en büyük üçüncü tiyatro organizasyonu olarak biliniyor. Eugenio Barba, Peter Stein, Peter Brook, Thomas Ostermeier, Robert Wilson gibi dünyaca tanınmış yönetmenleri de ağırlayan festivalde her yıl yaklaşık 70 ülkeden 550 gösteri yer alıyor.

Sibiu yaklaşık 140 bin nüfuslu, Alman mimarisinin öne çıktığı, tam bir Avrupa kenti. Kentin mimari dokusu içinde eski yapılar restore edilerek korunmuş. Güzel meydanları, dar sokaklardaki kafe-restoranları, kaldırımlardaki masalara taşan tiyatro sohbetleri, meydan ve sokak gösterileri ve festival ruhunun tüm kenti kaplamasıyla Avignon’u andırıyor. Bu yıl 20-29 Haziran tarihleri arasında 32’ncisi düzenlenen festivalde, Ankara-İstanbul Devlet Tiyatrolarının ortak yapımı “Medea-Material” de 21-22 Haziran tarihlerinde oynandı. Heiner Müller’in yazdığı, Hilal Ceylan’ın Türkçeye çevirdiği, Ayşe Emel Mesci’nin rejisini ve koreografisini yaptığı oyun, St. Petersburg Festivali’nden sonra, Sibiu’da da büyük beğeniyle karşılandı.

'BİR ÜST-YAPIM'

Romanya’ya gitmeden kısa bir süre önce bu oyundaki rolüyle 50. İsmet Küntay Ödülleri jürisi tarafından “yılın en iyi kadın oyuncusu” seçilen Sükûn Işıtan’ın performansının yanı sıra, genç oyuncu-dansçılardan oluşan koronun kattığı ansambl enerjisi de oyunu izleyen yönetmenler ve eleştirmenler tarafından vurgulandı.

Tam da ABD’nin İran’ı bombaladığı gün oynanan “MedeaMaterial”, Heiner Müller’in tiyatronun ve genelde sanatın trajik çağımızdaki rolü hakkında bir kehaneti çağrıştıran sözlerini de tekrar anımsattı: “Oyun insanlığın yöneldiği felaketlere işaret ediyor. Tiyatro bunların engellenmesine ancak onları sahneye taşıyarak katkı sağlayabilir.” O gün oyunu izleyen festival yöneticisi Constantin Chiriac da değerlendirmesinde aynı şeye dikkat çekti: “Bugün seyrettiğim oyun, gerek oyunculuk gerekse reji anlayışıyla çağdaş tiyatronun bir üst-yapımıydı. Tarihe ışık tutmasının yanı sıra bugünle, yaşanan savaşla da çakışması çarpıcıydı.”

'YENİDEN YAZILAN MİT'

St. Petersburg basınında “Türk tiyatrosunun zaferi” diye karşılanan Medea-Material’in Sibiu’daki temsillerinin ardından Romanya basınında çıkan eleştirilerde de savaş ve kirlenme temaları ön plandaydı. Sebastian Marcovici, “Medea: Kirlenmiş Bir Dünyada Yeniden Yazılan Mit” başlıklı yazısında, “Bu oyunda, Medea kirliliğin ve savaşın ta kendisinin sembolü haline geliyor” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “Bu rejide, çocuk katli artık sadece kişisel intikamın aşırı bir eylemi değil, kendi geleceğini yiyip bitiren çağdaş insanlığa yönelik şiddetli bir eleştiri olan kolektif bir kendini imha eyleminin eşdeğeri haline gelir. Böylece Mesci mitin politik bir yeniden yazımını gerçekleştirir, bu yeniden yazımda Medea (Sükûn Işıtan), sevginin, anneliğin, sürgünün ve intikamın iktidar, teknoloji ve ideolojinin yıkıcı mekanizmalarının filtresinden süzüldüğü hasta bir dünyanın semptomu haline gelir. (...) Murat Gülmez’in imzasını taşıyan sahne tasarımı, görsel olarak derin sembolik bir evren inşa eder, bu evrene enkaz imgesi hâkimdir. Dekor tanıdık bir mekânı veya belirli bir coğrafyaya/çağa bağlı bir yeri yansıtmaz; daha ziyade bizi insan ile insanlık dışı, canlı ile ölü, doğal ile yapay arasındaki sınırların silikleştiği sürekli bir çözülme bölgesine sokar. Sahne tasarımı, Can Akyürek ve Yakup Çartık tarafından gerçekleştirilen video projeksiyonlar ve ışık tasarımıyla güçlendirilir ve dönüştürülür. Bu görsel unsurların salt betimleyici bir rolü yoktur, paralel bir anlatı katmanı olarak işlev görürler.”

'ADALETİN OLMADIĞI DÜNYA'

Christa Anghel ise eleştirisinde, “Oyun sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda insanlığa dair bir uyarıdır ve finalde bombanın ‘düşmesini’ simgeleyen dramatik bir projeksiyonla, bu yıkımın sadece bireyi değil, tüm insanlığı tehdit ettiğini hatırlatır. Yıkımın etkisi büyür, çoğalır, kolektif düzeye ulaşır. Medea’nın intikamı kolektif bir çöküşe, tüm uygarlığın yıkımına dönüşür. Ayşe Emel Mesci’nin rejisi, antik metni çağdaş bir anlatıya dönüştürüyor. Medea artık sadece mitolojik bir figür değil, yanmış, yıkılmış bir dünyada hak ve adaletin olmadığı, umutsuz bir çağın sesi oluyor. O artık kaybedecek hiçbir şeyi olmayan bir kadındır, adaletin olmadığı bir dünyada, intikam kolektif bir yok oluşun habercisidir.”

İlgili Konular: #FESTival #Romanya

Yazarın Son Yazıları

İnsan idrak ettiği ruha benzer

Aleksandr Puşkin, “dramatik büyünün titreştirdiği düş gücümüzün üç telinden” söz eder. Bunlar; gülme, acıma ve dehşettir. Vsevolod Meyerhold ise Charlie Chaplin ve Sergey Ayzenştayn’ı karşılaştırırken, her iki sinemacıda bu “üç tel”in ne denli ustalıkla kullanıldığına değindikten sonra, bir ayrım yapar: “Chaplin’de gülmece ve acımanın ön planda olduğunu, dehşetin gölgede kaldığını söyleyebiliriz oysa Ayzenştayn’da gülmece geri plana kayarken acıma ve dehşet öne çıkar.”

Devamını Oku
24.11.2025
Goethe: İkilem ve Deha

Büyük yazarın kendi yaşam sürecinin de derinlemesine nüfuz ettiği “Faust”un ilk bölümü ise, kendisinden önce Christopher Marlowe’un 16. yüzyıl sonunda oyunlaştırdığı (“Dr. Faustus”) ruhunu şeytana satan Faust efsanesinden yola çıkmakta ama bu bölümde Faust’un Mefistofeles ile macerası kadar, “ayarttığı” Gretchen’in trajedisi de göze çarpmaktadır. Goethe dahi sanatçı duyarlılığıyla içinde yaşadığı toplumun “mahalle baskısı”nı, ikiyüzlü ahlak kurallarını kendi siyasi ve toplumsal kimliğinin çok ilerisinde bir noktadan eleştirir. Viktor Glass’ın “Goethe’nin İnfazı” romanında (çev. Regaip Minareci, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) anlattığı olayda, evlilik dışı hamile kaldığı çocuğu öldürmekle suçlanan genç kadın hakkındaki idam cezasını siyasi kimliğiyle onaylayan Goethe, “Faust”ta konuya bambaşka bir duyarlılıkla yaklaşır. Büyük sanatçı ve düşünürün, “Almanların en büyüğü”nün tüm hayatına yayılan ve “Faust”a da yansıyan bu ikilemi aslında çağının, yükselen modernitenin etkisi günümüz

Devamını Oku
10.11.2025
Mucize 102 yaşında

Böyle zamanlarda geçmişe dönüp bugünkünden çok daha ağır koşullar içinden düze çıkmayı bilmiş, hem memleketin ufkunu kaplayan sisi hem ileriye doğru koşmak isteyenleri engelleyen karanlığı yarıp geçmiş kurucu kuşağın mücadelesini, Kocatepe’den Afyon Ovası’na doğru bakarken sadece biraz sonra cereyan edecek o büyük muharebeyi değil, oradan geleceğe açılan yolu da gören çelik iradeli bir çift mavi gözü, o mucizeyi hatırlamak iyi geliyor insana.

Devamını Oku
27.10.2025
Bir ödül töreninin ardından

Cumhuriyetin kurucu felsefesinin kültür alanındaki en önemli adımlarından biri tiyatro, opera, bale ve müzik alanlarında modern, kalıcı sanat kurumları yaratarak sanat sevgisini tüm yurt sathına yaymaktı.

Devamını Oku
13.10.2025
Işık, biraz daha ışık

O yıl Doğan Hoca’dan bir gün önce, 21 Eylül 2021’de tiyatro alanından çok değerli bir hocamızı, sevgili Prof. Dr. Hülya Nutku’yu hem de çok vakitsiz yitirmiştik.

Devamını Oku
22.09.2025
Hayatımdaki iki Güney

Gerçekçilik, içtenlik, hayatın sihrini, gizini yakalayıp onu kendi kişisel büyüsünü katarak yeniden yaratmak... Yılmaz Güney’in sinemasının da edebiyatının da en önemli özellikleridir bunlar.

Devamını Oku
08.09.2025
Eğitim ve sanat

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin üzerinde yükselmesi gereken dört sütunu, “mektep, iktisat, sanat, imar” diye sıralamıştı. Bu dört sütundan ikisini oluşturan “mektep” ve “sanat” maddelerine yakın tarih içinde bir arada bakıldığında, yani sanatta eğitim ve eğitimde sanat alanlarında nereden nereye geldiğimize bakıldığında umut verici bir tabloyla karşı karşıya olduğumuz söylenemez.

Devamını Oku
18.08.2025
Altmış yıl önce altmış yıl sonra

İzmir’de tam anlamıyla “ağır, koyu bir sıcak” vardı. “Kerbela” oyunu 2 Ağustos tarihinde bir zamanların fuar alanı, günümüzün Kültürpark’ı içindeki açık hava tiyatrosunda oynanacağı için İzmir’deydim.

Devamını Oku
04.08.2025
Hatırlamak bir eylemdir

Ergin Yıldızoğlu, 7 Temmuz tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Faşizm ve kültür” başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.

Devamını Oku
21.07.2025
‘Umutsuz çağın sesi’

'Medea-Material' Romanya'da köklü Sibiu Tiyatro festivalindeydi...

Devamını Oku
30.06.2025
Vahşi bir dünya

Vazgeçilmez dört elementten biri olan havayı yine paramparça ediyor bombalar, füzeler... Doğal yerinden koparılıp insanın elinde oyuncak olmuş ateş, gecenin karanlığını kızıla boyuyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Beyaz gecelerde Medea-Material

23-27 Mayıs tarihleri arasında, Dostoyevski’nin unutulmaz novellasının fonunu oluşturan St. Petersburg “beyaz geceler”indeydik.

Devamını Oku
02.06.2025
İyimserlik önyargısı

İyimserlik önyargısı

Devamını Oku
12.05.2025
Bir kez daha Kerbela

Bir kez daha Kerbela

Devamını Oku
28.04.2025
Bursa ve tiyatro Bursa...

Bursa ve tiyatro Bursa...

Devamını Oku
14.04.2025
Dünyayı sevgi kurtaracak

Dünyayı sevgi kurtaracak

Devamını Oku
31.03.2025
Sonrası gündüz

Sonrası gündüz

Devamını Oku
17.03.2025
Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Tiyatroantropolojisi ve Metin And

Devamını Oku
03.03.2025
Tiyatroda eğitimin önemi

Tiyatroda eğitimin önemi

Devamını Oku
10.02.2025
Toplumsal çürüme ve sanat

Toplumsal çürüme ve sanat

Devamını Oku
27.01.2025
Ben bir veri bankasıyım!

Ben bir veri bankasıyım!

Devamını Oku
13.01.2025
Umarım gelen gideni aratmaz

Umarım gelen gideni aratmaz

Devamını Oku
23.12.2024
Bir ödülün düşündürdükleri

Bir ödülün düşündürdükleri

Devamını Oku
09.12.2024
Heiner Müller ile bir kez daha

Heiner Müller ile bir kez daha

Devamını Oku
25.11.2024
Buzdağının altı

Buzdağının altı

Devamını Oku
04.11.2024
Toplumsal çürüme

Toplumsal çürüme

Devamını Oku
21.10.2024
Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Ali Cem Köroğlu’nu yaşatmak

Devamını Oku
30.09.2024
'Keşke bir parti olsaydı...'

Yılmaz Güney’in bakışı

Devamını Oku
16.09.2024
Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Franz Kafka: Yüzyılın kâhini

Devamını Oku
02.09.2024
Issızlaşıyoruz

Issızlaşıyoruz

Devamını Oku
12.08.2024
Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Ahmet Cemal’i hatırlamak...

Devamını Oku
29.07.2024
Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Belediyeler ve kültür-sanat politikası

Devamını Oku
15.07.2024
Güvenilir olmanın sırrı

Güvenilir olmanın sırrı

Devamını Oku
24.06.2024
Bir döngü daha tamamlandı

Bir döngü daha tamamlandı

Devamını Oku
10.06.2024
Taşın ve tarihin büyüsü

Taşın ve tarihin büyüsü

Devamını Oku
27.05.2024
Cumhuriyet 100 yaşında

Cumhuriyet 100 yaşında

Devamını Oku
13.05.2024
‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

‘Devlet Ana’ Macaristan’daydı

Devamını Oku
29.04.2024
Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Tahsin İncirci: Bu toprağın kokusu

Devamını Oku
15.04.2024
Dünya bir sahnedir

Dünya bir sahnedir

Devamını Oku
01.04.2024
On yıl sonra...

On yıl sonra...

Devamını Oku
18.03.2024