Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?
Sorudaki son kelimenin farkındayım zira Ankara kulislerinde daha çok onun üzerine tartışma yaşanıyor. Hem muhalefet hem iktidar hem de Kürt siyasi hareketi temsilcileriyle yaptığım görüşmeler şunu gösteriyor:
Hukuksuz barış olmaz. Gelin görün ki strateji barışsız hukukun hatta düşman hukukunun yerleşmesi üzerine kuruluyor.
Ne demek istediğimi sorularla açayım...
1 - GENEL AF ÇIKAR MI?
Kimse, en azından seçime kadar herkesi kapsayan bir genel af beklentisi içinde değil. Bir CHP yöneticisi “Toplumsal barıştan ziyade dışlayıcı bir yaklaşım içerisinde olacaklar” diye özetliyor durumu. Yüksek sesle dillendirilen özet şu: Kısmi bir genel af bekleniyor.
2 - NEDİR BEKLENEN KISMİ AFFIN DETAYI?
PKK’nin adının açıkça yazdığı ya da açık olmadan tarif edildiği bir af yasası. Bu da FETÖ gibi diğer terör örgütlerinin ya da Ekrem İmamoğlu gibi diğer suçlardan soruşturulacakların kapsam dışı olduğu bir çerçeveye işaret ediyor.
Bugüne kadar “yargı paketi” diye sunulan örtülü aflarda terör sanıkları hep kapsam dışı bırakılmış, suç örgütleri ise özgürlüğüne kavuşmuştu. Şimdi ise “süreç” için tam tersi bir uygulama bekleniyor.
Meselenin bir de “kamu görevlisi” tarafı var. Cumhurbaşkanının konuşmasında hatırlattığı, PKK ile mücadele sürecinde devletin yaptığı hukuksuzluklara da bir af gelir mi, bunun da Meclis’te tartışılması bekleniyor.
3 - EKREM İMAMOĞLU VE DİĞER İBB YÖNETİCİLERİNİN DURUMU NE OLACAK?
Önceki gün görüştüğüm bir AKP’li kaynağımın dediğini aktarayım: “Benim gördüğüm kadarıyla, İmamoğlu’nu seçime kadar içeride tutmayı planlıyorlar. Seçim de 2028’e kalmaz, muhtemelen 2027’nin kasımı olur... Yani İmamoğlu’na yaramayacak bir formülü mutlaka bulurlar.”
Ekrem İmamoğlu’na yapılan ana suçlama “suç örgütü kurmak”. Haliyle bu suçlamayı, affın dışında tutmak isteyecekleri görünüyor.
Özetle, CHP açısından “kent uzlaşısı” davalarının kadük hale geldiği ama “yolsuzluk” davalarının sürdüğü bir süreç bekleniyor.
5 - SELAHATTİN DEMİRTAŞ ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞACAK MI?
Süreçte önce yaşlı ve hasta tutukluların cezaevinden çıkarılması bekleniyor. Bununla birlikte, AİHM’nin Demirtaş lehine geçen hafta verdiği dördüncü kararı da bir beklenti yarattı. Cezaevinde 9. yılını tamamlamak üzere olan Demirtaş’ın tahliye edilmesi için avukatları yine bir başvuruda bulundu. Mahkemenin, belki bugünlerde belki de AİHM kararının resmi tercümesini bekleyip gelecek hafta bir karar vereceği düşünülüyor. Sonuca dair Demirtaş ailesi temkinli, Kürt siyasi cephesinde ise umutlu bir bekleyiş olduğunu söyleyebilirim.
6 - SONUÇ NE OLUR?
Dediğim gibi yukarıda yazdıklarım kişisel görüşlerim değil, farklı cephelerdeki siyasetçilerin beklentileri. Görünen o ki yine eşitlik ilkesine aykırı bir af için kollar sıvanmış durumda. Tabii ki olası bir anayasa pazarlığı, Anayasa Mahkemesi’nin affı genişletmesiyle de sonuçlanabilir.
Kuşku yok ki nihai sonucun ne olacağını muhalefetin hem Meclis’teki hem de toplumdaki temsilcilerinin stratejisi belirleyecek.