Bekir Bozdağ’ın asıl işi
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Bekir Bozdağ’ın asıl işi

03.05.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son bir haftaya bakıyorum. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kimi zaman Millet İttifakı’na oy verecekleri, kimi zaman da LGBT’yi hedef alıyor. Gelen tepkileri de “istismar” olarak niteliyor. Garip mi? Bozdağ’ı düşününce değil.

Değil de... Madem seçim öncesi istifa etmeyi aklına getirmiyor, keşke koltuğunda oturduğu Adalet Bakanlığı’nın ve HSK’nin asli görevlerini hatırlasa. Yani, yargıda neler oluyor, biraz da onunla ilgilense...

Örneğin...

Bakan Bozdağ kendisine tepki gösterenleri “istismarla” suçluyor ya, asıl istismarı masamdaki dosyadan anlatayım.

2021 yılında öğrendik:

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde yaşayan 14 yaşındaki B.K. isimli bir kız çocuğu, fotoğrafları kullanılarak tehdit edildi. Şantaj yoluyla cinsel istismara maruz bırakılan kız çocuğu, bu yolla başka erkeklerle de birlikte olmaya zorlandığını söyledi.

Mağdur çocuğun yaşadıklarını isim isim anlatmasıyla birlikte birçok şüpheli tutuklandı. “Çocuğun nitelikli cinsel istismarı” ve “Tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” gibi suçlardan 19 sanık hakkında dava açıldı.

Özetle, savcılık üzerine düşeni yapmıştı...

Ancak öğrendim ki ne zaman mahkeme süreci başladı işte o zaman davanın seyri ilginçleşti. Daha dört ayları bile dolmadan 5 sanık, “tutuklukta geçirdikleri süre” gerekçe gösterilerek tahliye edildi. Bugün ise hiçbir sanık cezaevinde değil.

Mağdur çocuğun avukatı Hasret Ülkü İblikci ile konuştum. Feryat ediyordu telefonda. Dediklerini okuyunca nedenini siz de anlayacaksınız:

1- Dosyanın ilk duruşmasında mağdur çocuğun Adli Görüşme Odası’nda dinlenilmesi gerektiğini belirtmemize rağmen, çocuk duruşma salonunda dinlenildi. Mahkeme heyeti tarafından defalarca mağdur çocuğa “Neden bağırmadın? Neden ailene söylemedin?” şeklinde sorular soruldu. Defalarca itiraz etmeme rağmen mahkeme heyeti bu itirazlarımı kabul etmedi.

2- Mahkeme Malatya ve Elbistan Devlet Hastaneleri’nden alınan “çocuğun uğradığı eylemin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği olmadığı”na dair iki raporu gözetmeksizin tutuklu olan yedi sanıktan beşi hakkında tahliye kararı verdi. 22 Mart 2022 tarihli duruşmada ise Adli Tıp Kurumu’ndan rapor henüz gelmediği halde ve tutuklu iki sanığın suçu, çocuk 15 yaşından küçükken işlediği WhatsApp yazışmaları ve mağdur beyanı ile sabit olmasına rağmen, onların da tahliyesine karar verdi. Dosyada tutuklu sanık kalmadı.

-Başka çocuklar da var ama... -

3- Mağdur B.K. dışında birden fazla kız çocuğunun müstehcen görüntülerinin telefon inceleme raporlarında olduğunu duruşmalarda ifade ettim. Sanıkların iştirak iradesiyle birden fazla kız çocuğunu şantaj yaparak istismar ettiklerini defalarca anlattım. Bu çocukların kimliklerinin tespiti ile mahkeme tarafından resen suç duyurusunda bulunulmasını talep ettim. Ancak tüm bu delil taleplerim mahkemece reddedildi.

4-Adli Tıp Kurumu’ndan gelen rapor incelendiğinde; mağdur çocukta travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin olduğu yazıyor. Ancak aynı rapora göre, mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve bu olaya ruhsal yönden mukavemet etmesine engel olacak bir akıl hastalığı veya zekâ geriliği olmadığı ifade ediliyor. Bu rapor dosyadaki diğer iki devlet hastanesi raporu ile açıkça çelişiyor. Bu rapora karşı yazılı ve sözlü olarak itirazda bulundum. Mağdur beyanlarının “Kriter Bazlı İçerik Analizi” yaptırılarak incelenmesini ve dosyanın Adli Tıp Kurumu’na yeniden gönderilmesini talep ettim. Mahkeme bu taleplerimizi de reddetti.

5- Dosyaya sanıkların suçu işlediğine dair ses kayıtlarını içerir CD’ler sunuldu. Mahkemenin bu CD’leri bilirkişiye göndererek, rapor halinde çözümlemesini yaptırması gerekirken, bununla ilgili hiçbir işlem yapmadı.

6- Sonuç olarak mahkeme heyeti tüm taleplerimizi reddederek, delillerimizi toplamaktan imtina ederek açıkça adil yargılanma ilkesini ihlal ediyor. Her ne kadar Adli Tıp raporunda “çocuğun rızasının olduğu” iddia edilse de bu dosya özelinde rızanın ve mağdurun yaşının hiçbir önemi bulunmuyor. Zira sanıklar tarafından mağdur çocuğun müstehcen fotoğraf ve videoları ile şantaj yapılmak suretiyle, mağdur çocuğun iradesi sakatlanmıştır.

Evet...

Mağdur çocuğun avukatı böyle diyor.

Sahi, Kahramanmaraşlı bir iktidar siyasetçisinin mahkemeye baskı yaptığı iddiası doğru mu?

14 yaş, cinsel istismar, rızası var, tahliye...

Yan yana gelmemesi gereken kelimeler bunlar.

Bir daha aynı cümlede kullanmayacağımız günlere özlemle...

Yazarın Son Yazıları

TRT de mahkemeyi tanımadı

“Öncelikle belirtmek isterim ki görevimi layığı ile yerine getirerek savaş bölgelerinde, olağanüstü şartlarda TRT adına elde ettiğim başarılar sebebiyle Eğitim ve Araştırma Dairesi’nde görevlendirildim.

Devamını Oku
12.12.2025
CIA’nın şüpheci tavrı

The World Factbook’u bilenler bilir. CIA’nın resmi web sitesinde yer alan ve dünyadaki tüm ülkelere dair güncel verilerin yayımlandığı, kamuya açık bir veri havuzu.

Devamını Oku
10.12.2025
Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025