Bugün 15 Temmuz darbe girişimine dair çok söz duyacaksınız. Şehitler anılacak, yeminler edilecek, etkili kahramanlık müzikleri eşliğinde duygularımız okşanacak. Bazı gerçekleri ise hiç duymayacaksınız. O gün yaşanan işgalin bilinmeyen işbirlikçileri müstehzi gülümsemeleriyle bizi izleyecek.

Misal, TRT’nin iki gün önce yaptığı haberi okuyorum: “FETÖ, 40 yıllık hain planlarını hayata geçirirken en çok gizliliğe önem verdi. Bunun için farklı iletişim yöntemleri belirlediler. Örgüt içinde kripto haberleşme uygulaması ByLock kullanıldı.”

Ne büyük keşif! Peki, TRT’deki meslektaşlar şu sorunun yanıtını verebilir mi:

Aslında kaç kişi ByLock kullandı?

Ya da mesela ByLock kullandığı tespit edilen 14 bin kişi için, geçtim gözaltıyı neden bir soruşturma dahi başlatılmadı?

Bitmedi sorular ama önce...

Bakınız...

Pek bilinmeyen bir iddia ortaya atayım.

Tarih: 12 Temmuz 2016. Yani darbe girişiminden üç gün önce...

Denir ki, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) 18 bin kişilik bir ByLock listesi hazırladı. Ve bu liste Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yollandı. Acaba ByLock’un deşifre olduğunu öğrenen örgütün darbeyi hızlandırmasında bu listenin payı var mıydı?

Ya Eylül 2017’de ne oldu?

Tam bu tarihte Twitter’da “byleak” isimli bir hesap devreye girdi. Yönlendirilen bir site üzerinden ByLock listeleri 3 dolara sorgulanabiliyordu. Ödemeler kripto parayla gerçekleşiyor, telefon veya TC kimlik numarasından sorgulama yapılabiliyordu. Sahi, kim bu çok gizli veritabanına ulaşabildi? Bunun soruşturması yapıldı mı?

Ya, Ayasofya’nın önceki baş imamının yeğeni ve AKP’nin şu anki Londra temsilcisi Abdurrahim Boynukalın’ın ismi o Twitter hesabında “ByLock kullanıcısı” olarak neden yayımlandı?

Bu bilgi doğruysa, AKP’li Boynukalın’a bir savcı “Bu ne iş” diye sordu mu?

Dahası...

Fethullahçıların ByLock’tan kurtulma planı olan “Mor Beyin” listesine sokulanlar arasında gerçek ByLock kullanıcıları da var mıydı? Hadi rakam da vereyim, 300 gerçek ByLock kullanıcısı da mağdurlar arasına sokulup, sanık olmaktan kurtarıldı mı? Onlar arasında kaç AKP’li bakan ve milletvekili vardı? Örneğin, Abdurrahim Boynukalın’ın telefon numarası da o listeden çıktı mı? Ya da halen hakkında adli işlem yapılmayan binlercesi arasında hangi özel insanlar bulunuyordu? Kaçı kaç parayla kaçabildi?

Saf değilim. TRT’nin ya da AKP medyasının bu soruları sormayacağını bilebilecek bilinçteyim.

Ama işte Han Suyin’in şu sözü ne kadar da doğru: “Gerçek, tıpkı ameliyat gibi, can yakabilir, ama iyileştirir.”

15 Temmuz darbe girişimine karşı mücadele eden ama şimdi sistemden uzaklaştırılan çok önemli bir savcı şunu demişti bana:

“Devleti o gece sokakta topladık. Sonrasında ise devlet bizi sokağa attı.”

Bugün 15 Temmuz’a dair konuşanları dinlerken bu sözü anımsayın...

NOT: Biraz dinlenme vakti... Arka Bahçe’nin kapısını çok kısa bir süreliğine kapatıyorum. Yeniden bu köşede buluşmak üzere.