AKP içinde Ayasofya kavgası
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

AKP içinde Ayasofya kavgası

18.03.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Siyah, deri koltuk. Masanın ardında ne ihtişamlı duruyor. Oturuyorsun. Sanki sen, sen değilsin. Kolların daha kaslı, cildin daha gergin, sesin daha gür. Bir başkası oluyorsun. Kapının girişindeki tabelayı adının başına da yazıyorsun.

Makamları, rütbeleri, cüppeleri çok mu abartıyoruz? Evet, “Ayasofya Camii İmamı” tartışmasını kastediyorum. 

“İslamda ruhban yoktur” diyenler dini kullanarak her yerde bir kast sistemi yarattı. Zırhlı Mercedes’lerinin peşinden koşulan tarikat şeyhleri, etekleri öpülen imamlar, biadı akıldan üstün tutan bir vesayet sistemi...

Andımız’ı yasaklayan, Atatürk’ü madalyalardan kaldıran aynı Danıştay hâkimlerinin kararıyla oldu. Önce çağ açan fethin, ardından çağı yakalayan barışın sembolü olan Ayasofya’nın şeklini değiştirdik. Yetmedi, ona bir de makam yarattık. “Ayasofya imamı” dedik. Ettiği dualardan çok; attığı tweet’leri, siyasi mesajları, kimlere kızdığını tartışıyoruz.

Oysa...

Binaların değil, insanların değer ürettiğinin en büyük kanıtı Ayasofya’ydı. Çünkü, acı ama gerçek, işgal altındaki vatan toprağında ihanetin merkezlerinden biri Ayasofya’ydı. İstanbul’daki Damat Ferit Hükümeti, Milli Mücadele’yi “fitne ve fesat” diye hedef alırken, Ayasofya’da işgalcileri destekleyen hutbe okunuyordu: “Hafız İsmail’in Ayasofya Camii’nde cuma günü verdiği vaazında İngiliz taraftarlığı yapması ve Loyd George’nun ‘Biz Türklerle değil, İttihatçılarla harp ediyoruz’ dediğini nakletmesi ve Kuvayı Milliye’nin tenkilinin devletin bekasının bir gereği olduğunu savunan açıklamalarda bulunması...” (Osman Akandere, Damat Ferit Paşa Hükümetleri Döneminde Kuvayı Milliye Hareketine Yönelen İthamlar).

Atatürk’ün milli Ayasofyası

Hem cephede hem beyinde... 

Milli Mücadele yalnız bir dış savaş değil, aynı zamanda bir iç savaştı. İşgalcilerle birlikte onların içerideki temsilcileri de ezilmişti. Ayasofya da artık “yerli ve milli”ydi. 3 Şubat 1932’de Kadir Gecesi, 70 bin kişiyle, Ayasofya Camii’nde, Türkçe kutlandı. Gazeteler on binlerin dışarıda kaldığı gece, sıkışıklıktan secdeye gitmekte zorlanıldığını haber veriyor. Sadece bu kadar değil.. Radyolardan töreni dinlemek için binlerce insan kahvelere, halkevlerine koşmuştu. Çok değil, 10 yıl önce, anlamadıkları dilde işgalcilere itaatın vaaz edildiği kürsüden, bu kez anladıkları duaların okunuyor olmasının ilk etkisinin gözyaşları olduğu yazıyor. Yunus Nadi, ertesi gün Cumhuriyet’teki yazısını şöyle bitiriyordu: “Bu memleket Arap memleketi ve bu millet Arap milleti olmadığına göre bu manasız bidat ilanihaye böyle devam edip gidemezdi. Milli harsta elbette içtimai tesiri olan dinin ergeç öz dilimizde de terennüm edilmesi lazımdı.” (4 Şubat 1932, Cumhuriyet)

Hiç anlatmıyorlar. Damat Ferit’in Ayasofyası ile Atatürk’ün Ayasofyası. İkisi arasındaki fark ne binadan ne cüppeden, manadan ne fikirdendi.

İmam mı, şeyhülislam mı?

Şimdi...

Şeyhülislam mı halife mi? Günlerdir Ayasofya imamının kendisini, dinin de devletin de toplumun da merkezine koyan açıklamalarını izliyoruz. Anayasadan laikliğin çıkarılmasını istiyor, kadınları hedef alıyor, siyasetçilere ayar veriyor.

O noktaya geldi ki...

Bu kez kavganın iki tarafı da aynı mahalleden. AKP milletvekili Özlem Zengin’i tutanlar ile Ayasofya imamını destekleyenler birbirine ağır sözlerle yükleniyor. Zengin’in “Herkes kendi işini yapmalı” sözüne, imamın “Sözlerim ‘sen imamsın, namazını kıldır, başka bir şey söylemeye hakkın yok’ zihniyetine karşıdır” yanıtını vermesi, meselenin daha derine doğru gittiğini gösteriyor. Tartışma AKP’li kimi milletvekillerine, yazarlara, sivil toplum örgütlerine kadar uzandı. Sosyal medyada günlerce en çok konuşulan olay oldu.

İmamcılar: Neden susalım?

Konuşmayı değil ama mesaj atmayı seviyorlar. Yine de iki grubu da dinledim. Ayasofya imamının taraftarları özetle şunu söyledi:

“Bir imam dini referanslar vererek tebliğde bulunmayacaksa ne yapacak? Özlem Hanım bundan neden rahatsız oluyor? Cumhurbaşkanı ‘İslam bize göre değil biz İslama göre hareket edeceğiz’ demedi mi? 

Özlem Zengin’in konuşmasındaki sorun, Ayasofya imamını eleştirmesinden ibaret değil. ‘Ayasofya sadece Müslümanların değil, başka dinlerin de ibadetgâhı, hangi dinden olursanız olun gelin’ diyor. Ayasofya artık bir cami. Özlem Zengin, FETÖ’nün dinlerarası diyalog tezini Ayasofya üzerinden sürdürüyor. 

Kadın konusunda dinimizin hükümleri belli. Bir kısmını kabul edip diğer yanını etmiyorum diyemezsiniz. 

Yıllardır tabanı oluşturan bizlere ‘aman siyaseti zor durumda bırakacak sözler söylemeyin’ deniliyor. Geçmişte biraz anlıyorduk da şimdi hâlâ niye susalım?

Başörtüsü için mücadele ettik ama içindeki başları kaybettik. KADEM gibi örgütlerde yuvalanan modernist zihniyet, bizi var eden değerlerle partiyi karşı karşıya getirdi. Bu sorun çözülmezse, AK Parti dışarıdan müdahaleyle değil, içeriden çürümeyle yok olur.”

Vekilciler: İmamın niyeti başka

AKP’li vekili destekleyenlerse şöyle diyor:

“Mesele dinin hükümleri değil. Ayrıca inancımız kimsenin tekelinde değil. Suudi tedrisatının şekil verdiği bir zihniyetin (Ayasofya imamının ailece Türkiye’yi terk edip Suudi Arabistan’da yetişmesi kastediliyor) inancımıza nizam vermesini görmeyecek miyiz? 

Kendisini destekleyenlere bir bakın. Alparslan Kuytul gibi iktidara karşı FETÖ’yle bile yan yana duranlar dahi onu takdir ediyor. Partiyle derdi olanlar onun üzerinden AK Parti’ye vuruyor.

Biyografisine Davutoğlu’na yakın Şehir Üniversitesi’nde 7 senelik hocalık yaptığını yazmıyor. Geçen sene okula el konana kadar oradaydı, bunları da konuşmuyordu. 

Bir cami imamı, neden sistematik olarak hükümeti zor durumda bırakacak açıklamalar yapar? Asıl hedefin Erdoğan ve AK Parti iktidarı olduğunu, niyetin bizi kendi içimizden boğmak olduğunu görüyoruz. 

Diyanet İşleri Başkanı da kendi memurunun yaptıklarından rahatsız. Kendisine bir görev verilmiş gibi sınırın ötesine geçiyor. Bu tartışmaların ortasında olmasa da uygun bir zamanda görevden alınmasını bekleyin.”

AKP kimlik bunalımında

Ayasofya cami olurken, destekçileri Necip Fazıl’ın sözlerini paylaşıyordu: “Türkün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya’nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler. Ayasofya açılacak, hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün manalar, zincire vurulmuş kan revan içinde masumlar gibi, ağlaya ağlaya, üstünü başını yırta yırta onun açılan kapılarından dışarıya vuracak!”

Danıştay hâkimleri okullarda “Türküm, doğruyum” demeyi yasaklarken Ayasofya’yı açtı. Ancak öyle görünüyor ki ortaya çıkan “mana” herkesi memnun etmedi. 94 ruhuyla, 2021 gerçekleri; İslamcı hayallerle, ülkeyi yönetme hakikatı; bütün tariflerin çoktan yapıldığı ilkeler ile her şeyi zamanla yeniden tanımlamak zorunda olmanın realitesi... Muhalefet, her zamanki gibi, iktidarın yaşadığı krizin farkında olmasa da, bir yandan Andımız’ın milliliğiyle öte yandan Ayasofya’nın diniliğiyle çekiştirilen AKP, bir kimlik bunalımı yaşıyor. Partinin kendi içinden çıkan tepki, bize hem boşluğu hem nasıl dolabileceğini gösteriyor.

Elbette rahat ama... Bir koltuk bulup oturduğumuz gün, ayakta ölmek için sebeplerimizi de kaybediyoruz.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025