Erdoğan’ın kasetle yendiği siyasetçi
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Erdoğan’ın kasetle yendiği siyasetçi

14.01.2021 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Unutmak için hızlanır, hatırlamak için yavaşlarız” diyor Kundera. Zaman su gibi aktıkça daha mı kolay unutuyoruz? Hafızayı silmenin de bir eylem olduğunu ancak trenden inince fark ediyoruz.

Adnan Oktar cemaatine verilen binlerce yıllık cezalar açıklandığında, Zülfü Livaneli’nin yıllar sonra yeniden basılan anılarını okuyordum. (Sevdalım Hayatİnkılâp Kitabevi) Oktarcılar aylardır kendilerini, bir zamanlar Erdoğan’ın arkasında müritlerinin göründüğü fotoğrafla savunuyor, iktidara verdikleri desteği hatırlatıyordu. İlginçtir, Livaneli’nin hayatının önemli dönemeçlerinden biri de o fotoğrafa bağlanıyordu.

Gündelik siyaset benim işim değildi” diyen Livaneli’nin ilk siyaset denemesi 1994 yerel seçimleriyle oldu. 1989’da İstanbul ve Ankara belediyelerini kazanan SHP, bu kez umut vermiyordu. Murat Karayalçın, İstanbul’da yaptırdıkları ankette 5. sırada olduklarını söylerken, sözlerini şöyle tamamlıyordu: “Eğer Zülfü Livaneli’yi ikna edebilirsek, sosyal demokrat seçmeni SHP’ye çekebiliriz.

LİVANELİ’NİN POLİSTEKİ FOTOĞRAFLARI

Aslında Livaneli’yi aday olarak öne çıkaran zamanın ruhuydu. Türkiye’nin İslamcı siyasete görünür şekilde kaydığı, Sivas katliamı ve Uğur Mumcu suikastlarının yaşandığı, devlet içinde çetelerin hortladığı dönemdi. Buna karşın Livaneli’nin konserlerinde yüz binlerce insan toplanıyor, sloganlarla adeta miting havasında geçiyordu.

Oylar müthiş bir grafikle arttı” diye anlatıyor sonrasını Livaneli. Ancak karşı ittifakı da sıralıyor:

ANAP’ın kazanacağı hesabıyla daha şimdiden gökdelen izinlerini almış gözüyle bakan TV sahipleri, İstanbul’u bir ‘solcu’ya teslim etmeme kararlılığında olan, sonradan Susurluk’un baş aktörleri olarak ortaya çıkacak yetkililer...

Livaneli, Hürriyet gazetesinin 22 Mart 1994 tarihli haberini hatırlatıyor. Livaneli’nin 12 Mart sonrası İsveç’teki iltica fotoğraflarını yayımlayan gazetenin manşeti şuydu:

“Zülfü’yü üzen fotoğraflar”.

Livaneli kitapta, haberin Mehmet Ağar’ın gazeteyi ziyaretinin ardından yapılmasının altını çiziyor ve devam ediyor:

Bu fotoğraflar İsveç polisine yaptığım iltica başvurusu sırasında çekildi. Stockholm polis merkezinde muhafaza edildi. Herhangi bir kişinin ya da basın kuruluşunun bu kayıtları ele geçirmesi mümkün değildir. Ancak devlet gücü, gizli polis kayıtlarına girebilir. Bu durumun mantıklı sonucu hükümetin, bir seçim manevrası çevirmek için, yabancı bir devletten gizli belgeler istediği ve bunu basına sızdırdığıdır.

Gazeteci Sabahattin Önkibar’ın anıları da Livaneli’yi doğruluyor. Önkibar, dönemin başbakanı Tansu Çiller’le görüşmesini şöyle aktarıyor:

Bu dosyada komünist Zülfü Livaneli’nin yurtdışında yaptıkları var. Bunları manşetten yayımlamanızı istiyorum.”

Star TV’nin haberini de ekliyor Livaneli: “Sonunda ne çıktı, biliyor musunuz? Atina’da Türk bayrağı yakan protestocu bir grubun uzaktan çekilmiş bir videosu. Arkası dönük bir kişinin ben olduğumu iddia ediyorlardı. Hayatımda bu kadar aşağılık bir iftira ne duydum ne okudum.

ORTAYA ÇIKAN KASET

Uydurma haberler, fotoğraflar, videolar derken ortaya bir anda “kaset” çıktı. Livaneli, “kaset tezgâhı”nın en büyük rakibi Erdoğan’ı güçlendirmek için yapıldığını, failinin ise Adnan Oktar grubu olduğunu iddia ediyor.

Ne mi var kasedin içeriğinde? 12 Mart sonrasında Livaneli’nin devleti yönetenleri, ordunun yönetimini eleştirdiği türküler:

12 Mart döneminde cuntaya karşı çıkan ve bir kısmını halkın yaktığı ağıtlarla beni vurmaya çalışıyorlardı. Oysa ben, ömrüm boyunca, o türküleri söylemiş olmaktan onur duydum.

Devir, Adnan Oktar grubunun yükseliş devriydi. Kitlesel gücü olmayan hareket, kamuoyunun gündemine daha çok lüks yaşamla, ortaya çıkan gizli çekimlerle, İslamcı hareketin vitrinine konan mankenleriyle geliyordu. Türkiye’nin köklü tarikatları merkez sağ siyasetçilerle flörte devam ederken; şaşırtıcı şekilde Oktarcılar, Erdoğan’ın yükseliş trendine girdiği Refah Partisi’ne destek verdi. Başta sözünü ettiğim, Oktarcı Altuğ Berker’in Erdoğan’ın ardında durduğu o meşhur fotoğraf, Erdoğan’ın 1994 yılındaki kampanyasında çekilmişti.

ERDOĞAN KASETİ BİLİYOR MUYDU?

Gelelim kasete...

Livaneli, Oktar’a 21 yıl önce yapılan operasyonda gözaltına alınan Fırat Develioğlu’nun o dönem basında yer alan ifadesini hatırlatıyor: “Recep Tayyip Erdoğan aday gösterildikten sonra bize, elinde Zülfü Livaneli’yle ilgili, devlet aleyhine söylemiş olduğu sözleri içeren bir türkü kaseti olduğunu, bu kaseti Zülfü Livaneli’nin çok eski tarihlerde Almanya’da doldurduğunu, kaseti yayımlatmak istediğini, bu şekilde oy kaybettireceğini ancak hiçbir televizyon kanalının yayımlamaya yanaşmadığını söyledi. Kasetin orijinalini aldık. Bahadır da Kadir Çelik’i aradı, Kadir Çelik kaseti yayımlattı.

Livaneli, bu ağır kampanya içinde yüzde 20.3 oy aldı. Solun İstanbul’da toplamda yüzde 35 oy aldığı seçimin kazananı yüzde 26.6 ile Erdoğan oldu. Erdoğan efsanesi böylece başladı.

Şimdilerde üniversitelere fuhuş yakıştırması yapacak kadar radikal Ebubekir Sofuoğlu bile Oktar’a “Hocam” diyordu. Oktar; Akit’te yazarlık yapıyor, Harun Yahya takma adıyla yazdığı kitapları İslamcı gazeteler pazarlıyordu. Medyanın, siyasetin, bürokrasinin ünlüleri müridiydi. Dekolte kediciklerle konuşulan televizyonunun baş konukları, şimdinin yandaşlarıydı. Malezya’ya büyükelçi yapılan Merve Kavakçı’nın önünde diz çöktüğü fotoğrafla hatırlayacağınız Şeyh Nazım, son nefesini verirken yanında Oktar’ın müritleri vardı. 80’lerde üniversite çevresinde, 90’larda siyasetin göbeğinde olan cemaat; finali mahkeme salonunda yaptı. Vitrine koyacak mankene, iş görecek kasete artık gerek de kalmamıştı. Bir Türkiye klasiği, yıllarca Oktar’ı uçuranlar bu kez onu tanımazlıktan geliyordu.

Oktar’a verilen binlerce yıllık ceza, nicelik olarak da bir çağı kapatıp yenisini açacak kadar. Eminim “yavaşlık çağı”nda Oktar’ın kitabını yazanlar, kendilerine birkaç kedicikten çok daha fazla şey bulacak.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025