Kurtları boğan çakallar nerede
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Kurtları boğan çakallar nerede

31.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kurdun peşinden koşuyorlar. Önce göğsüne vuruyor yere yıkıyorlar. Kalkmadan boynuna yapışıyorlar. Nefessiz bırakıp, sonunda öldürüyorlar. “Kurt boğmak” eylemi böylece tamamlanıyor.

Haberlerde “104 emekli amiral yargılanıyor” yazıyor. Yanlış, kimse farkında değil. Amirallerden ikisi, Orhun Özdemir ve Raif Naldemir hayatını kaybetti. Yaşları 52 ile 92 arasında değişen 102 amiral kaldı. Bir de imza atmadığı halde, TESUD Başkanı emekli General Namık Kemal Çalışkan onlara eklendi. Haliyle 102’si amiral 103 sanık oldu.

Tam ismi “Emekli Amirallerin Duyurusu”ydu. Montrö ve sarıklı amiral hassasiyetiyle, 3 Nisan 2021 akşamı ilk kez ortaya çıkmıştı. Artık apartmanlarda yaşayanların, okullarda velilerin bile kurduğu WhatsApp grubunda hazırlanmıştı.

Yayımlandıktan sonra gözaltına alındılar. 23 Aralık’ta dava açıldı. 3 Şubat’tan itibaren ise ifadeleri alınmaya başlandı.

Tesadüf değil…

O günlerde Amiral Mehmet Sarı’nın cüppeli, sarıklı fotoğrafları ortaya çıkmıştı. Yetmemiş, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Bir cumhurbaşkanı Montrö’yü de feshedebilir mi” sorusuna “Teknik olarak evet” yanıtını vermişti. Üstelik Şentop’un sözlerinden önce Cumhurbaşkanı da “Montrö Anlaşması Türkiye’ye ne kazandırmıştır ne kaybettirmiştir? Bunu hiç düşündünüz mü?” diyerek Montrö’ye karşı tavrını ortaya koymuştu. Amiraller, kendi görev alanlarında bulunan, yıllarca korumak için uğraştıkları anlaşma kapsamında görüşlerini açıklayarak aslında anlaşılır bir çıkış yapmışlardı. Ancak kendilerine “Size ne oluyor” diyenler arasında Erzincan Tapu ve Kadastro 24. Bölge Müdürlüğü de vardı!

ERDOĞAN’DAN RANDEVU ALSALARDI

Hani “dün ne yediğimizi unutuyoruz” ya…

Bu süreçte Rusya ile Ukrayna savaşa tutuştu. Türkiye için hem denge kurmak hem savaştan uzak durmak hem de savaşın Karadeniz’in dışına taşmasını engellemek kritik hale geldi. Yerden yere vurulan Montrö bir anda fark edilmesin mi! Amirallerin yargılanmasının önünü açan Hulusi Akar dahil, hükümet üyeleri, Montrö’ye sahip çıkma yarışına girdi. Montrö’yü “aşındıranları” eleştirdiler!

Harbin bittiğinden habersiz nöbete devam eden Japon askerleri gibi… Cumhurbaşkanlığı’nın avukatı geçen günlerde davaya geldi. “Cumhurbaşkanı veya Milli Savunma Bakanı’ndan randevu alıp seslerini duyurabilseler veya bir televizyonda anlatsalardı” dedi ve ekledi: “Bildiriyle yapılan açıklama, fikir özgürlüğü kapsamı dışındadır.”

Böylece fikir özgürlüğünün sınırlarının, Erdoğan hukukundaki yerini öğrenmiş olduk. Bir de bundan sonra görüş açıklamak isteyenlerin, Cumhurbaşkanlığı’ndan randevu alması gerektiğini!

643 AYNI DİLEKÇE

Dava kamuoyunun gündeminden düştü ama savunmalar devam ediyor. Sürdükçe de bilgiler ortaya saçılıyor. Amirallerin değil ama şikâyetçilerin organize bir hareket içerisinde olduğu görülüyor. Amiraller hakkında, tam 643 kişi; virgülü, noktası, hatta yazım yanlışları bile aynı olan suç duyurusu yapmış.

Bunların içinde 16 milyon nüfuslu İstanbul’dan üç kişi varken Kahramanmaraş’tan ise 41 kişi var. Rize’den Memur-Sen, Ardahan’dan Ensar Vakfı, Sinop’taki Din Görevlileri Derneği yöneticileri bile nedense şikâyetçiler arasında. Siirt’ten imzasız bir dilekçe bile savcılık tarafından kabul edilmiş!

15 TEMMUZ’DA SOKAKTAYDIM!

Geçen hafta savunma yapan, 40 yıllık görevinin üç yılını Balyoz kumpasıyla hapiste geçiren, emekli Amiral Can Erenoğlu’nun savunmasını okuyorum. Kendisine darbe iması yapılmasına, “Emekliysen otur yerinde” denmesine isyan ediyor:

“FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı direnmek için o gece ilk sokağa çıkan emekli amiral oldum. O gece yanıma bir tırnak çakısı bile almadan Genelkurmay Başkanlığı’nın önünde darbe şüphelilerine direnen halkımıza katıldım. Demir parmaklıkların bir kısmını halkımızla birlikte kırarak yüzlerce masum Mehmetçiğ’in kan dökülmeden dışarı çıkarılmalarına vesile oldum. Helikopterden üzerimize ateş edildiğinde mermiler 20 santim önümden geçti. 16 Temmuz sabahı yanıma gelen ve bu davada yargılanan emekli Amiral Caner Bener ile birlikte Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın önüne gittim. Orada da darbe şüphelilerinin üzerime ateş etmesine rağmen teslim olmalarına yardımcı oldum. Çünkü vatan savunması ve vatan sevgisi emekli olunca bitmiyor.”

ORDUEVLERİ DE ÜNİVERSİTE DE YASAK

Dün de duruşma devam etti…

Ergenekon kumpasından 2 buçuk sene hapis yatmış Amiral Alaettin Sevim’in avukatı Ziya İlker Göktaş savunma yaptı. Göktaş’ın savunmasında dikkat çeken bir ayrıntı vardı. Madde madde anlattığına göre, MSB’nin amirallerin duyurusuna sert tepki vermesinin birincil nedeni “sarıklı amiral”di.

Göktaş, MSB’nin sanıkları daha mahkemeye çıkmadan suçlu ilan ettiğini söyledi:

“Alaettin Sevim’in 8 Nisan 2021 tarihinden itibaren beş yıl süreyle askeri tesislere girişinin yasaklandığını öğrendik. Oysa müvekkilimiz ve gözaltına alınan emekli amiraller, 13 Nisan 2021 tarihinde Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nin karşısına çıktılar. Yani sanıklar sulh ceza hâkiminin karşına dahi çıkmadan beş gün önce, Milli Savunma Bakanlığı tarafından suçlu ilan edilmiştir. Bu da kararın idari değil, siyasi bir içerik taşıdığını göstermektedir.”

Göktaş, Ergenekon kumpasında hedef alınan Sevim’in emekli olduktan sonra görev yaptığı üniversitesindeki görevinden de edildiğini anlattı:

“Piri Reis Üniversitesi’ndeki görevi sırasında hiç şüphesiz ki anlattığı konulardan birisi Montrö’dür. Ayrıca birçok sempozyum, konferans ve benzeri akademik çalışmalarda Montrö konusunda sunumlar yapmıştır. Maalesef bu soruşturma başladığında görev yaptığı üniversiteden baskılarla ayrılmak zorunda bırakılmıştır. En iyi bildiği konulardan birisi olan Montrö konusundaki açıklamaları nedeniyle, artık emekli bir askerden önce akademisyen olan müvekkilimin yargılanması trajikomik bir olaydır.”

ALİYEV’İN DOKTORUNA YASAK

Sadece akademisyen Sevim değil. Bir de tıp profesörü var. Ertan Demirtaş da amiralliğin ardından kalp uzmanı bir profesör olmuştu. Ziya İlker Göktaş, onunla ilgili hikâyeyi şöyle anlattı:

“Emekli Amiral Prof. Dr. Ertan Demirtaş, rahmetli Haydar Aliyev’in özel doktorudur. Vefatına kadar doktoru ve arkadaşı olarak yanında kalmıştır. Birçok devlet bakanı ve yöneticisinin tedavilerine yardımcı olduğu birisidir. Gelelim asıl kritik noktaya, Demirtaş’ın bu suçu (darbe) işlemesi için elverişli vasıtası nedir?”

Bir zamanlar TSK’yi yöneten amiralleri, önce Ergenekon-Balyoz kumpaslarıyla hapse atarak göğüslerine vurdular. Onlar 15 Temmuz’da bile sokağa çıkarak ülkelerine sahip çıkmaya devam etti. Ülkenin tapusu olan anlaşma hedef alındığında hep birlikte ses verdiler. Yine gözaltına aldılar, mahkemelere yolladılar. Yetmedi boyunlarını sıkar gibi orduevlerini yasakladılar, işlerinden ettiler, yurtdışına çıkarmadılar.

Kurtlar boğulmaya direniyor ya... Acaba onları yıllardır nefessiz bırakan çakallar hep aynı mı dersiniz?

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025