Putları yıkmaya cesaretiniz var mı?
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Putları yıkmaya cesaretiniz var mı?

20.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

“Ve işte orada Muhammed, devesinden indi. Gururlu bir edayla putların yanına gidip asasını havaya kaldırdı. Önündeki ilk puta güçlü bir darbe indirerek onları kırmaya başladı. Müslümanlar da onu izlediler. Güçlü Hubal, üç ay bakiresi... 360 put toza toprağa karıştı. (...) Kısa süre içinde Mekke’de tek bir put kalmadı.” Hazreti Muhammed, Esad Bey (Kurban Said), Mızrak Yayınları.
Gazeteci Timur Soykan’ın yeni çıkan “Badeci Şeyh’in Sır Odası” kitabını okuyunca düşündüm. Acaba peygamberin yıktığı putları dinciler elleriyle yeniden mi diktiler? Kuran’ın harflerini, inançlarını, ibadetlerini kendilerine harç mı yaptılar?
Daha açık söyleyeyim...
Dergâhlar, hocaefendiler, gavslar geç kalmış putları mı temsil ediyor?
Ben Nakşibendi Tarikatı Halidiye Kolu’nda şeyhlik yaparım. Askerden geldikten sonra Bursa ilinde Hasan Burkay Efendi’nin yanında kalarak yetiştirildim. Hasan Burkay Efendi bana dervişliği ve mürşitliği öğretti. Benim şeyhliğini yaptığım dergâhın ismi Kırklari Sohbet Evi’dir.
Sorgusunda kendisini böyle tanıtıyordu. Gerçek adının Uğur Korunmaz olduğunu müritleri karakolda öğrendi. “Şeyh Hasan Uğur Hoca” diye biliyorlardı. Türkiye ise 8 yıl önce onu Bursa’dan çıkan “Badeci Şeyh” olarak tanıdı. Üzerine espriler yapıldı, unuttuk. Timur Soykan’ın kitabı ise peşini bırakmıyor. 9 Haziran 2011’de polise gelen ihbar telefonundan mahkeme kararına kadar Badeci Şeyh’in dosyasını anlatıyor.

İçene ‘mübarek olsun’ derim
Yüreğim kaldırmadı, inanamadım, öfkelendim. Hem Şeyh’in kendisi, hem de müritler açık açık anlatıyordu:
Bana pirliği 2005 yılında vefat eden Hasan Burkay Efendi verdi. Hasan Burkay Efendi beni badeledi. Badelemek benim tarikatıma göre pirin cinsel organını yalayıp öpmek ve sonra gelen sıvıyı içmektir. Pirin cinsel organından gelen sıvı sperm değildir, beyaz başka bir sıvıdır. Bu sıvı sadece pirlik verilmiş kişiden gelir.
Tarikatta dini sohbetler harem selamlıktı. Ortam muhafazakârdı. Zikir yapılıyor, müritler kendilerinden geçiyordu. Her şeyi bozan ise arkasından kapı kilitlenen “sır odası”ydı:
Zikir esnasında cezbelenen şahıslar benim bulunduğum sır odasına tek tek gelir. Ben gelen bayan ve erkek şahısları cinsel organımı öptürmek ve yalatmak suretiyle badelerim. Bunun dışında şahısların istekleri üzerine erkeklerle ters ilişki, kadınlarla ise ters ve normal yoldan cinsel ilişkiye girdim.
Pir’in cinsel organına “kelam-i ala”, gelen sperme “bade” diyorlar. Badeci Şeyh “içene ‘mübarek olsun’ derim ve mürit odadan çıkar” sözleriyle ilişkinin bitişini anlatıyor.
Onlarca erkek ve kadın müridin ifadeleri birbirini doğruluyor. Kimi ev kadını, kimi esnaf, kimi işsiz. İçlerinde AKP İl Başkanlığı’nı koruyan özel güvenlik dahi var. Karakolda, savcılıkta, mahkemede konuşuyorlar. Kendi istekleriyle sır odasına girip defalarca badelendiklerini anlatıyorlar. Cinsel ilişkiye ise “tabi olmak” diyorlar. Erkekler anal, kadınlar her yolla şeyhe “tabi oluyor”. Şeyhin sperminin “nur çeşmesi” olduğuna inanıyorlar. İçlerine ne kadar çok doldururlarsa cennete o kadar yaklaşacaklarını sanıyorlar. Hesap gününde “Uğur Hoca”nın kendilerinin yanına gelip yol göstereceğini düşünüyorlar. Yetmiyor. Eşlerini, kardeşlerini, annelerini “badelensin”, “tabi olsun” diye şeyhe götürüyorlar.
2011 yılında 34 yaşında olan internet kafe işletmecisi Ümüt S. ifadesinde anlatıyor:
Resmi nikâhlı eşim olan Ayşe S’yi ders alması için Uğur Hoca’nın yanına dergâha götürdüm ve hocamız ile tanıştırdım. (…) Eşime gerek ben, gerekse Uğur Hocam, Allah’a yakınlaşmak, cenneti kazanmak için bade olması gerektiğini söylerdik. Beraber dergâha gittik. Eşim Uğur Hoca’nın bulunduğu sır odasına tek başına girdi. Amacı bade yapmaktı ve yarım saat sonra odadan dışarı çıktı. Ben o sırada dergâhın yan odasında bulunuyordum. Dergâhı eşim ile beraber terk ettik. Eşim ile birlikte yolda giderken bade olayının nasıl geçtiğini sorduğumda bana ilk sıralarda zorlandığını sonra alışarak Uğur Hoca’nın cinsel organını ağzına alarak boşalttığını bana anlattı ve evimize gittik.
Şeyh’in ifadesinden Ayşe S. ile normal ilişkinin de olduğunu, Ümüt S’nin kardeşini bile Şeyh’e sunduğunu anlıyoruz. Mahkemede dahi “benim inancım bunu gerektirdiği için devam etmeyi düşünüyorum, hocama bağlılığım sürekli olacaktır” sözleriyle tabiyetini sürdürüyor.

Badeci Şeyh’in son durumu
Konu tarikat olunca soruşturmada bir isteksizlik başlıyor. Savcılığa bile çıkarılmadan serbest bırakılan Şeyh, tepkiler üzerine tekrar gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Soruşturmanın başlamasına neden olan çocuk istismarı ihbarı nedense hiç soruşturulmuyor. Hakkında sadece 4 sayfalık bir iddianame çıkıyor. Şikâyetçiler birer birer vazgeçiyor. Yılmaz Y. gibi müritleri “biz bade dediğimiz olayı yaparken çocuğun annesinin göğsünü emmesinden farklı duygular hissetmiyorduk” sözleriyle şeyhlerini savunuyor.
Yargı bile ikiye bölünüyor. Yerel mahkeme “herkes razı” diyerek şeyhe çocuk pornosu arşivinden ve tarikat kurmaktan 6 yıl hapis cezası veriyor. Yargıtay ise “din ile kandırmayı” rızasızlık sayıyor. Sonunda cinsel saldırı da sayılarak 188 yıl hapis cezası ile mahkeme bitiyor.
Hapisteki Şeyh’in son durumunu avukatı anlatıyor:
Morali, psikolojisi iyi. Ben ‘yeniden yargılama için yollar deneyelim’ diyorum. ‘Boş ver’ diyor. Kabullenmiş durumda. 32 yıl hapis yatacak. 73 yaşında çıkacak...”
Bugün halen sosyal medyada “Zamanın Gavsı Hasan Uğur Hazretleri” adıyla Badeci Şeyh’in dini videoları izlenebiliyor. Badeci Şeyh utanmadan konuşuyor: “Doğru yerde, doğru zeminde, doğru kişiyle olamazsanız güderler sizi, Allah adını kullanarak bile güderler”.

‘Sır odası’nın tek görüntüsü
Peki, sır odasının görüntüsü?
Mahkeme dosyasında bir video var. Şeyh’in badeleme görüntüsünden bilirkişiler şu sözleri rapora yazıyor: “Oh, işte öyle tavaf et”.
41 yaşında kendisini Şeyh’e teslim eden Dokumacı Ahmet Ş. polise “sır odası”nda attığı çığlığı anlatıyor:
“Canım çok acıdı ve ben de tam o sırada ‘Allah’ dedim.”

Nasıl oluyor?
Kendilerine “cennet” vaat edilenler Allah’a ulaşmak için şeyhi aracı kabul ediyor. Akıl ve irade ona teslim ediliyor. Rehberliği, Tanrı buyruğunun yerine geçiyor. Kandırılma öyküsü başlıyor. Müritler anlamını bile bilmedikleri El Mürselat Suresi’nde badelenmenin onaylandığını sanıyorlar. Şeyh, cinsel arzularına namaz pozisyonlarını, kimi ayetlerdeki ifadeleri hatta Hazreti Muhammed’in adının yazılış şeklini bile gerekçe kılıyor. Yarım yamalak inançları insanlara bıçak gibi saplanıyor.
O cemaat, bu tarikat konuşuyoruz. Asıl olana bir türlü gelemiyoruz. Badeci Şeyh’in gerçek öyküsü akıl düzeninden kopuşumuzu gösteriyor. Peki, başları göğe değen zamane putlarını yıkmaya ne zaman başlayacağız?  

Yazarın Son Yazıları

Askerlerin 175 milyonu nereye gitti

“Senin” dediklerinin akıbetini sorunca senin sandığının senden ne kadar uzakta olduğunu görürsün.

Devamını Oku
15.12.2025
Ne olduğunu görmüyor musunuz?

Her “Bak” dediğimizde gözler kapanıyorsa işaret ettiğimizi gösterebilir miyiz?

Devamını Oku
11.12.2025
Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025