Süleyman Soylu’nun ezemeyeceği karınca
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Süleyman Soylu’nun ezemeyeceği karınca

27.08.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Saatler süren ameliyattan çıkıyorsun. Sanki parmaklarının ucunda yürüyorlar. “Karıncalanıyor” diyorsun. Sahiden insan siniri ile karıncalar arasında bir benzerlik var. Karıncaların hafızası yok. Ama binlerden oluşan kolonilerinin var. Sinir hücreleri de geçen yıl ağrıyan dişini anımsamıyor. Ama koca bir sinir bulutu olan beyin çocukken düştüğün ağacı hatırlıyor. Hem uyarıları taşıyan sinirler hem iz bırakan karıncalar geçmişi bugüne getirmenin işçiliğini yapıyor.

Dün haber bültenlerinden şipşak geçen iki habere bakıyorum. Biri küçücük bir kıza tecavüz ederek ölümüne neden olan tutuklunun “kaçma şüphesi yok” diye tahliyesini haber veriyor. Öbürü İçişleri Bakanı’na hakaret eden birinin evine yapılan operasyonla gözaltına alınışını anlatıyor. Zavallı kız ile İçişleri Bakanı yazılı kanunlara göre eşit iki vatandaş. Ancak yaşanan iki olay, Türkiye’nin yurttaşların eşitliğinden kopup kendi menfaatlarını kutsal diye sunan zihniyetle geldiği noktayı özetliyor.

Haliyle aklıma OdaTV’nin tam bir kanunsuzlukla kapatılması geliyor. Barış Pehlivan’ın, Murat Ağırel’in, Hülya Kılınç’ın yargı aracı kılınarak rehin edilmesini hatırlıyorum. Tabii ki Müyesser Yıldız’ın Süleyman Soylu ile yaşadığı polemikten sonra başına gelenleri de.

Türkiye’de son yıllarda yaşananları düşünün. FETÖ’nün bürokrasiyi ele geçirdiği dönemlerde Müyesser Yıldız’ın haberleri bize bir karınca izi bırakıyordu. 15 Temmuz’a giden süreci onu takip ederek öngördük. Haberlerini, yazılarını, belgelerini birleştirip buna hafıza diyorduk.

Bakan biliyor muydu?

Kuytulara ışık tutmasından hoşlanmadıklarını biliyorduk. Haliyle bugün Sincan Cezaevi’nde tutuklu olmasına şaşırmıyoruz.

8 Haziran Pazartesi günü, sabaha karşı evinden gözaltına alınmıştı. Ne tesadüf, 3 gün önce 5 Haziran’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya dava açmıştı. Gözaltı sanki cevabı oldu.

Nasıl bu noktaya geldi?

Soylu, 30 Nisan’da jandarmanın yaptığı operasyonları duyurup Kars’ta PKK’li yedi teröristin etkisiz hale geldiğini, Çemçe grubunun yok edildiğini söylemişti. 18 gün sonra ise haber merkezlerine son dakika olarak Kars’tan gelen şehit haberi düşmüştü. Müyesser Yıldız, şehit haberinin Çemçe bölgesinden geldiğini hatırlatıp “Anlaşılan o ki Bakan Soylu’nun dediği gibi ‘Çemçe grubu’ tamamen yok edilmemiş” dedi. Görevini yapıyordu, hafızayı zorluyor, iz bırakmaya devam ediyordu.

Ancak Soylu, PKK’ye yapamadığını Müyesser Yıldız’a yaptı. “Çemçe grubunun itlafına bir PKK bir sen üzülmüşsün” dedi, “Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil” dedi, en ilginci “Devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutuyorsun” dedi.

Ankara’da devlet protokolünden fazla cenaze kaldıran Müyesser Yıldız elbette “PKK sevici” ifadesine dava açtı. Yalnız bir ayrıntı var: 9 yıl önce AKP’nin desteklediği dönemde FETÖ’nün kumpasıyla 16 ay hapiste kalan Yıldız, “devletten istemem” diyerek tazminat davası açmamıştı. Niyeti zengin olmak değildi. Onurunu korumaktı. Bugün, 0 liralık açılamadığı için Soylu’ya 1 TL’lik tazminat davası açtı.

Davanın dilekçesinin verilmesinden sonraki ilk iş gününde (cuma-pazartesi), polis sabaha karşı Müyesser Yıldız’ın evine gitti. Bakmadık köşe bucak bırakmadılar, bilgisayar mühendisi oğlunun bilgisayarlarına dahi el koydular.

Benim aklımda ise Yıldız gözaltına alınmadan önce Soylu’nun “Devlet gömleği giymiş pespayeler” sözleri kaldı. Tesadüf olabilir mi? Müyesser Yıldız’a önce casusluk suçlaması yöneltildiğini söylediler. Görevdeki bir astsubay Müyesser Yıldız’ı aramış, sözde bilgi vermişti. Tepkiler yükselince, casusluk suçlamasını çıkarıp bugün hâlâ yayında olan OdaTV’deki üç yazıyı delil gösterip “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri açıklama” iddiasıyla tutukladılar. Soylu, açık ki Müyesser Yıldız’ın başına gelecekleri önceden biliyordu.

1 liradan alındı

Sonrasını hiç konuşmadık...

Müyesser Yıldız’ın açtığı davada, Soylu’nun avukatının verdiği yanıt dilekçesini elime aldım. Dilekçe, Soylu’nun demokrasi anlayışını da sergiliyor. Diyor ki “toplumda tanınan biri, ağır eleştirilere katlanmalıdır, eleştiri zorunlu olarak sert olacaktır.” Ayrıca kendini savunan İçişleri Bakanı, “PKK sevici” demenin hakaret olmadığını da söylüyor! Demek ki kendisine “PKK sevici” denilse eleştiri diye düşünüp dava açmayacak!

Soylu’nun verdiği yanıtta dikkatimi çeken bir başka husus daha oldu; davanın 1 TL’lik açılmasına çok içerlemiş. 1 TL’lik manevi tazminat davası açılmasının kendisine bir hakaret olduğunu düşünüyor Soylu: “1 TL’lik tazminat talebiyle kötü niyetli bir mesaj verilmek istendiği hatta hakaret ve küçük düşürme kastı ile hareket edildiği açıkça ortadadır.”

Müyesser Yıldız, Süleyman Soylu’ya bir değer biçmiyor. Kendisinin onun parasının peşinde olmadığını gösteriyor. Ama bu bilgeliği anlamayan Bakan, insanı düşündürüyor: Süleyman Soylu’ya kaç liralık dava açılması hoşuna gider?

Fillere karşı karıncalar

Bir ayrıntı daha var...

Süleyman Soylu’nun mahkemeye gönderdiği dilekçenin altındaki imza dikkatimi çekti: Avukat Uğur Kızılca. Araştırınca fark ediyorum ki kendisi sadece avukat değil, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi, aynı zamanda Yüksek Hakem Kurulu üyesi. Dilekçesinde Yıldız’ın davasının reddedilmesini, aynı zamanda Yıldız’a 1 TL’lik dava açtı diye ceza verilmesini istiyor.

Tarafları gözünüzün önüne getirin: Bir tarafta, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve onun avukatı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu üyesi Uğur Kızılca. Karşısında ise Ankara Temsilcisi olduğu OdaTV zorbalıkla kapatılmış olan, Sincan’da bir hücrede bulunan Müyesser Yıldız. Mahkeme bu şartlar altında nasıl bağımsız kalacak? Cumhurbaşkanlığı rozetiyle yapılan avukat karşısında nasıl tarafsız olacak?

45 kiloluk Yıldız sanki bir karınca, devletin koltuklarında ise filler oturuyor. Karıncaları devletin çizmeleriyle ezmeye çalışıyor.

Masum değil...

Dünyanın büyük binalarını yapanlar; gücü, iktidarı ve parayı sembolleştirdiler. Empire State, Burj Halife ya da Shard gökdeleni... Yerden yüzlerce metre yükseğe ulaşan binaların en üstüne çıkmak, jet asansörlerle saniyeler alıyor. Ani basınç düşüşüyle kulaklar zayıflıyor, yükseklikten baş dönüyor. Tepeden baktığınızda aşağıdaki insanlar karınca gibi görünüyor.

Karıncalar ezilir ezilir de insanlığın hafızasını nasıl sileceksiniz?

Not: Hastalığımda, ameliyatımda, iyileşirken yarama merhem olan herkese desteği için teşekkür ederim.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025