Teğmen Çelebi kendini niçin öldürdü!
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Teğmen Çelebi kendini niçin öldürdü!

13.10.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Sen artık

bu kitapta:

noktaları 

virgülleri 

satırları taşımıyorsun.”

(Nâzım Hikmet, Benerci Kendini Niçin Öldürdü)

Kalp krizi, kanser deriz. Oysa insan, gözü açıkken hayatına son veren tek canlıdır. Ömrü akıp giderken yaşam, nefes alışverişinden ibaret hale gelir. Fikir ölür, inanç ölür, idealler ölür. Geriye, nihayet için bir sebebin onu bulması kalmıştır.

Teğmen Çelebi’yi Ergenekon kumpasında tanıdım. Tanıdım dediğime bakmayın. Ne oturup sohbet etmişliğimiz ne çay içmişliğimiz vardı. Benim için dava dosyalarında, mahkeme salonlarında haksızlığa uğramış genç bir subaydı. Kimilerine göre Türk ordusunun “sarı öküzü”ydü. Generallere giden yol onun teslimiyle açılmıştı.

PKK ile Hizbullah’ı, DHKP-C ile Hizbuttahrir’i, TİKKO ile İBDA-C’yi aynı anda yöneten sözde bir Ergenekon örgütü icat etmişlerdi. Sağ milliyetçi çizgideki ateşli bir genç olan Çelebi’yi, Hizbuttahrir bağlantılı ilan edip kumpasa monte etmişlerdi.

Gözaltındayken telefonu açılmış, içine Hizbuttahrircilerin numaraları yüklenmişti. O dönemin Emniyet’i “sehven” diye açıklamıştı. İşte yıllarca “sehven” ile akılda kalan o haberi yapan gazeteciydim. Sonra ben de tutuklandım. Sebeplerden biri de buydu. Savcı Zekeriya Öz’e göre, zaten içi boş değilmiş gibi, Ergenekon davasının içini boşaltıyordum.

HAPİSTE VEKİLLİK GARANTİSİ

Siyasi davalar sanıldığı gibi salonlarda ilerlemez. Milletin sinesinde görülür. Eylem duruşma salonunda olsa da kavgası ve etkisi dışarıdadır.

Ergenekon kumpasında da öyleydi...

FETÖ, kumpasın vurucu gücüyse, AKP de siyasi ayağıydı. Erdoğan, kürsüden “Ergenekon’un savcısıyım” diyordu. Gerçek savcı Zekeriya Öz’ün ayağına taş değmesin diye zırhlı aracını ona hediye etmişti. Ne yapsa savunuyor, hangi skandaldan çıksa arkasında duruyordu. Taraf’tan Zaman’a FETÖ gazeteleri ne yazıyorsa, Sabah’tan Star’a AK gazeteler de aynı yerdeydi.

Cezaevinin bir yanı çileyse öbürü imkândır. İnsan dört duvarın arasında çürüyüp yok da olabilir. Bir başka dünyayı da keşfedebilir. Mahpus deyimiyle, “Patlıcan girdik, imam bayıldı çıktık” derler buna.

Teğmen Çelebi de içeride zaman içinde başkalaştı. Ya da insanlar öyle sandı. Kendisine “Kemalistim” diyordu. Hapishanede Aleviliğini keşfetmişti. Sert ve doktriner bir muhalif çizgi izliyordu. “Abim atmış” diye bugün yan çizse de Gezi Direnişi gibi iktidara karşı eylemlere destek veren mesajlar onun zihninin eseriydi. Savunmaları önümde duruyor, gözüm sözlerine çarpıyor: “Mustafa Kemal’den, onun devrimlerinden, millet olarak şahsi çıkarlarımız adına ödün vere vere, Hasdal-Silivri zindanlarına çekildik. Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı.”

Tanığıyım, Ergenekon kumpası sanıklarının çoğunluğu, aslında CHP’ye de mesafeliydi. Belki hapishane radikalizmi, belki haklı bir serzeniş... CHP’yi yeterince muhalif bulmuyorlardı. Çelebi hariç. Çelebi, o yıllarda, en CHP’li en Kılıçdaroğlucuydu. Öyle ki askeri cezaevinde evlendiğinde nikâh şahitleri Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP milletvekilleriydi. Sonrasında oturacağı vekillik sandalyesini, daha hapiste garantilemişti.

Ya çıktıktan sonra?

EN İTİBARLI İŞİ SANIKLIK

Aklıma davanın sanığı ilkokul mezunu Fatma Cengiz’in avukatının sözleri geliyor: “Benim müvekkilimin hayatındaki en itibarlı iş bu davada sanık olmaktır!” Meğer ne çok kişi için söylenmiş. “Sıkça ve çok çabuk fikir değiştiren” Çelebi için de hayatının en itibarlı işiydi Silivri’de sanık olmak!

Silivri’de “Bırakın orduma gideyim” diyordu. Tahliye günü, askeri cezaevinde generaller ve amiraller ona selam durmuş, sırtlarına alıp uğurlamıştı. Çıkıp da üniformasını giydikten sonra, “hapishanede psikolojisi bozulduğu için” emekli olmaya karar verdi. Teğmen Çelebi, “emekli Çelebi” oldu.

Elbette gerçek neden milletvekili olmaktı. 2016’daki 35. kurultayda CHP Parti Meclisi’ne girdi. 2018 seçimlerinde milletvekili oldu. Aynı yıl 36. kurultayda da parti meclisindeydi. 2020’deki 37. kurultayda parti meclisinde bu kez yer bulamadı. Çelebi yine fikir değiştirdi. Birkaç ay sonra, 29 Ocak 2021’de CHP’den istifa etti.

2016’daki CHP neyse 2018’deki de 2020’deki de oydu. Gelgelelim, parti meclisine seçilemeyince bir başkalık fark etmişti! İstifa açıklamasında, CHP’yi, AKP’ye yeteri kadar muhalefet yapmamakla suçluyordu: “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinden doğmuş özgüveni yüksek CHP’den, AKP’nin ve Saray rejiminin miadı dolmuşken, kendi değerleri ve mücadelesiyle birinci parti olmaya çabalamayan, başka partileri parlatan ve siyasi sebil gibi besleyen, iktidar çöplüğünde yeni dostlar ararken partinin başarılı evlatlarını dışlayan CHP’ye geldik.”

‘SARAY REJİMİ’NİN PİYADESİ

Memleket Partisi’nde vekillik şansı göremeyen, ardından bonservisi elindeki futbolcu gibi 11 partiyle görüşen Çelebi, AKP’de karar kıldı. Oysa çok değil, birkaç ay önce, AKP’ye geçeceğini söyleyenlere, “yalancı” diyordu. Teğmen Çelebi, kısa sürede, kendi deyimiyle “Saray rejimi”nin ya da “iktidar çöplüğü”nün piyadesi oldu!

Sanmayın ki formasını giydiği yeni takımı çok farklı. Çelebi “abisinin attığı” AKP karşıtı mesajları silerken Süleyman Soylu da onun için yazdığı “şerefsiz FETÖ’cü” mesajını silmişti. Kısa süre önce, “satılık” suçlamalarıyla milletvekili transferini engelleyen tasarı hazırlayan AKP, onun için bu tasarıyı sümen altı etmişti.

İnsan bir ağaç gibi. Aklı da kendisiyle olgunlaşır ya da çürür. 15 yaşında, 30’unda, 45’inde farklı farklı olur. Ancak ana göre görüş değiştirmek başka bir durumu ifade ediyor. Hasan Yalçın, “dönek” diye tanımlardı. Yalçın Küçük, “itirafçı”yı kullanıyordu. “İtirafçı kendini kusan adamdır” diyordu. İtirafçı, duruma göre fikir elbisesi giymekle kalmıyor. Fikirlerinde ısrar edenlere küfrediyor, geçmişiyle savaşıyor.  

Samimiyse, yeni partisine benliğiyle katıldıysa, bundan sonra Vahdettin’in vatanseverliğini anlatacak. FETÖ-AKP ortak kumpasıyla hapiste olan 28 Şubat davası generallerinin üstüne beton dökecek. Montrö’yü savunan amiralleri darbeci ilan edecek. “Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık” diyen başkan yardımcısının koluna girip, “Ergenekon ve Balyoz sapına kadar gerçekti, FETÖ’cüler sulandırdı” diyen başkanvekiliyle siyaset yapacak. Kim bilir, geleceğin ekmeğini geçmişini satarak kazanan Çelebi’yi, bugün kumpas davalarına geri götürebilsek, karakteriyle ancak Osman Yıldırım’ın ya da Zekeriya Öz’ün koltuğunu doldurabileceğiz!

Benerci kendini öldürerek aslında tarihin ona hazırladığı bir başka ölümden kurtulmuştu:

“kendi kendini öldürmene rağmen

benim ellerim senin

kanlı delik

şakağına dokunacaktır.”

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025