Üniversite hocasını ağlatan video
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Üniversite hocasını ağlatan video

20.02.2023 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Antakya’da duvarları çatlamış, sıvaları dökülmüş bir bina. Depremi yaşamış, belli. Yine de yıkılmamış. Bir kadın, binanın merdivenlerinde anlatıyor:

“Burası 45 yıllık. ODTÜ’lü hocalarımız buraya güçlendirme yapmıştı. Onlara çok teşekkür ediyorum. Çünkü en az 50 kişinin hayatını kurtardılar. İçindekilerin ikisi de oğlum. O günden beri dua ediyorum. Ülkenin sadece iyi inşaatçılara, hocalara ihtiyacı var. Çok teşekkür ediyorum hocam, çok...”

Sosyal medyada izledim o görüntüyü. Ayakta kalan binadaki kadının teşekkür ettiği Hoca, Prof. Dr. Güney Özcebe’ydi.

Güney Hoca, 1974’de ODTÜ İnşaat Mühendisliği’ne girmiş. 82’de Kanada’ya yüksek eğitime gitmiş. Orada depreme dayanıklı binalar üzerine çalışmış. 1987’de Türkiye’ye döndükten sonra ODTÜ’de hocalık yapmış. İnşaat mühendisliği bölüm başkanlığına kadar yükselmiş. 2013’ten beri TED Üniversitesi Mühendislik Fakültesi dekanlığı yapıyor.

Bugün 66 yaşında halen öğrenci yetiştiriyor.

İZLEYİNCE AĞLADIM

Güney Hoca’yı aradım. Görmüştü, “Videoyu izlediğimde ağladım, 55 kişiyi kurtarmışız, keşke hep birlikte 80 milyonu kurtarsak” dedi. “Ben değil, biz yaptık, bir ekiptik, gurur duyuyorum” sözleriyle devam etti.

Üniversite bu değil mi zaten?

“Üniversite, ülkenin çok önemli bir sorununa çare bulmaya çalışmış, bulmuş, uygulamış ve ispatlamış. Daha ne yapsın!” diyor Güney Hoca.  

Projenin hikâyesini baştan anlattı...

Gölcük depreminden sonra arayış başlamış. Kuruluşlar, deprem araştırmalarına fonlar ayırmış.

Biri ulusal biri uluslararası kuruluştan, çalışmasına fon buldu Güney Hoca. NATO’nun sivil dairesi olan Barış ve Güvenlik için Bilim Projesi ve TÜBİTAK destekledi. ODTÜ İnşaat Laboratuvarı’nda çalışmalar başladı.

Çalışmanın amacı belliydi. Türkiye gerçeklerine uygun şekilde, binaların deprem güvenliğini sağlayacak bir yöntem geliştirmek ve mümkünse uygulamak.

Güney Hoca, harcanacak paranın dışındaki sorunu şöyle anlatıyor: “Uygulamada bina boşaltılıyordu. İnsanların 8-10 ay başka yere taşınması gerekiyordu. Bu da insanlara maliyet yaratıyordu. Biz de ‘İnsanları rahatsız etmeden nasıl bir güçlendirme yöntemi yaparız’ diye düşündük.”

50 BİN AVRO’YA OLDU

Buldukları formülün uygulanabilir, ekonomik, koruyucu ve hızlı olması önemliydi. Zira tarihin tozlu sayfalarına terk etmek için çalışmak istemiyorlardı.

Sonunda uygulamayı geliştirdiler. Lifli karbon polimerleri (LP) ile güçlendirme yaparak binaları depreme dayanıklı hale getirme yöntemini modellediler. Hafif ama güçlü olan bu malzeme ile insanlar oturdukları binaları terk etmeden korunaklı bir eve sahip olabilecekti.

Uygulama sırasında insanların evde yaşamının devam ettiğini gösteren fotoğraflar.

“Çalışmayı bitirdiğimizde elimizde 50 bin Avro’muz kalmıştı” diyor Güney Hoca. Bu parayı ne yapacaklardı? Karar verdiler. Bir örnekle uygulamaya çalışacaklardı.

Antakya’da içinde oturanların korktuğu ancak dönüştürmeye güçlerinin yetmediği, kolonları içler acısı haldeki dokuz katlı bir binada karar kıldılar.

Güney Hoca, uygulamaya başlama öyküsünü anlatıyor:

“50 bin Avro ile o binadaki tüm ileri malzemeleri aldık. Hibrit bir yöntem kullandık. Dışarıdan betonarme payandalarla, içeriden karbon fiberle dolgu duvarların güçlendirilmesi yöntemiyle yaptık.”

2008 yılının ekim ayında başlayan çalışma, 5-6 ayda bitmiş. Sadece iki ayda, bina içine hızlı bir şekilde, karbon fiberle takviye yapılmış. Kalan sürede dış cephe güçlendirmesi tamamlanmış. İnsanlar binalarında uyumaya uyanmaya devam etmiş.

ERDOĞAN’IN İSTEMİYORUM KONUŞMASI

Güney Hoca görülmeyen bir yanını da söylüyor:

“İşin sosyal boyutu da var. İşçiler için inşaat süresince kebapçılara sipariş vermek durumunda kalmadık. Bina sakinleri, kendi yaptıkları programla, her gün Antakya mutfağından yemekler hazırladılar.”

Yapılan çalışma 2009’da yayımlanmış. YÖK’ün Tez Merkezi’nde, “Orta-katlı bir betonarme binanın lifli karbon polimerleri kullanılarak güçlendirilmesi: Gerçek hayattan bir uygulama” başlığıyla okunabiliyor.

Peki neden uygulanmadı?

Güney Hoca, Erdoğan’ın “Güçlendirmekten değil, yenilemekten yanayım” konuşmasına işaret ederek yanıtını veriyor:

“Bir siyasi, ‘Ben güçlendirmeye güvenmiyorum kentsel dönüşüm yaptıracağım’ dedi. Böyle dendikten sonra böyle bir metodolojinin uygulanabilmesi mümkün değil. Bu ülke o andan sonra rantın peşinden koştu. Bostancı yenilenirken Zeytinburnu’na dokunulmadı. Nerede rant yüksekse oraya gidildi. Parası olmayanlar yalnız bırakıldı. Onlar da her gece deprem korkusuyla yatağa giriyor.”

O BİNA AYAKTA KALDI

Güney Hoca, depremle mücadelenin, savunma gibi milli bir devlet politikası olması taraftarı. “Bugünkü yatırım belki 100 sene sonra işe yarayacak, oy getirecek bir iş değil” diyor. Hükümetlerin bu nedenle imar affı gibi oy getirecek düzenlemelerin peşinde koştuğunu anlatıyor.

Güney Hoca’nın ODTÜ’lü mühendislerle birlikte geliştirdiği ve uyguladığı yöntemle güçlendirilen bina ayakta kaldı. Sağındaki ve solundakiler ise oturanlara mezar oldu.

Güney Hoca, “Benim işim mühendis olarak çözüm bulmak” derken Türkiye’den umudunu kesmiyor. “Halen üniversitede insan yetiştirme derdindeyim. Bugün 10 kişi yarın 100 olur. Bizlerin yetiştirdiği kuşaklar doğru lafları söylemeye devam edecekler” diye tamamlıyor sözünü.

Ders alır mıyız? Kendi bilim insanlarımızın kendi insanımızın gerçeğine göre ürettiği çözümü uygular mıyız? Mühendislik öğrencilerini eve gönderip Diyanet kurslarını açık tutan, üniversiteleri tasfiye edip deprem kurumlarının başına imamları atayan hükümetle olmayacağı açık.

“Hayat ucuz” derdik. Daha kötüsü varmış. Şimdi yaşamak bile lüks oldu. Medeniyetin beton olmadığını anladığımız gün, nefes almak bu kadar zor olmayacak.

Yazarın Son Yazıları

Ya su kirliyse?

Değişmez görünen gerçekten kaçmak yerine dokunmaya karar verdiğimizde, ona şekil verebildiğimizi de görürüz.

Devamını Oku
04.12.2025
200 günlük burun sürtme davası

Burnumuzla sadece nefes alsaydık en çok kötü kokuların sahipleri mutlu olurdu.

Devamını Oku
01.12.2025
Bir garip ölüm hikâyesi

Yaşamda birikmiş servet, bazen ölümün üzerinde perde olur.

Devamını Oku
27.11.2025
‘Kurucu önderlik’ ve kurucu irade

Küçük niyetler büyük sözlerin arkasına gizlenir.

Devamını Oku
24.11.2025
Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025