Konut sektörü, her yeni güne bir projenin lansmanıyla uyanıyor. Uzun zamandır kendini mecburi bir beklemeye alan sektör seçim sonrasında hızla kaybedilen zamanı telafi etmenin peşinde. Piyasayı çok iyi okuyan firmalar, bu zamanı pazarlama faaliyetlerinden çok ödeme planı çalışmalarıyla geçirdi. Hal böyle olunca da karşımıza çok sayıda proje ve ödeme planı çıkıyor. Peşinatsız ödeme planları, ara ödemeleri yüksek ama taksitleri düşük alternatifler, bütün ağır ödemeyi teslimata bırakan seçenekler ilk bakışta oldukça cazip. Ancak bu cazibeye kapılmadan önce cevaplanması gereken temel bazı sorular var. Bu soruları doğru sorabilmek için önce bazı tespitler yapalım.

Para harcamayı biliyor muyuz?
Türkiye kredi kartı kriziyle çalkalanırken, ana haberlerde neredeyse her akşam bir mağdur hikâyesi anlatılıyordu. Bir yandan bir Laz fıkrası etkisi yapan hikâyelerde, bir yandan da Türkiye’nin gerçeği gün yüzüne çıkıyordu. Aslında yapılması gereken tespit çok netti; Türk insanı parasını nasıl harcaması gerektiğini bilmiyor. Bu coğrafyanın adeta genetiğimize işlemiş çok önemli bir özelliği var; gösteriş merakı. İşte bu merak da bizi düşünmeden harcamaya, bedelini ödemeden bir şeylere sahip olmaya itiyor.
Avrupa’da henüz ilkokulda çocuklara gelir/gider/tasarruf eğitimi verilir. Hatta matematik sorularının çoğunun bazı böyle kurulur. Bizde ise 2010’a kadar sadece üniversite öğrencilerinin bir bölümüne ekonomi öğretilirdi. Haliyle de, birkaç nesil harcama özentisi genetiğine sahip ama tasarruf bilincinden yoksun yetişti.

Taksitler çok düşük
Konut sektöründe halihazırda bizim tüketim eğilimimizi tetikleyecek, zaten dünden hazır olduğumuz alım iştahımızı körükleyecek çok sayıda proje ve ödeme planı var. Seçimin henüz ertesi günü faizler de düşmeye başladı. Artık neredeyse kiradan daha düşük miktarlarda taksit seçenekleri sunan yeni projeler var. Peki bu kolay görünen ödeme planları son toplamda ne kadara mal oluyor? Düşük zannettiğiniz faizler sakın son toplamda artan satış bedelleri dolayısıyla size daha maliyetli gelmesin?
Sektör, 2 Kasım’dan itibaren zorunlu uykusundan uyandı. Yabancı yatırımcılar da Türk alıcılar da konut sektörünü yeniden mercek altına almaya başladı. Dolayısıyla da bu sıcak satış ortamı uzun zamandır bekleyen konut üreticilerini projelerini yeniden fiyatlamaya itti, itecek.
Ekonominin itici gücü inşaat önümüzdeki günlerde daha çok konuşulacak, daha çok alternatif üretecek. Ama bu alternatiflerin de, seçim dolayısıyla yaşanan bu sürecin de son toplamda tüketiciye bir yansıması olacak. Faizler düşecek, taksitler daha kolay ödenecek ama son toplam iki ay öncesiyle aynı olmayacak.
Eğer bir karar aşamasındaysanız, eğer yatırım yapmaya karar verdiyseniz ama emin değilseniz daha fazla beklemeyin. Lansman öncesi fiyatlara bile yansıyan bu artış, hemen her firmanın gündeminde. Doğru soruları sorun, gerçek cevapları aldığınızdan emin olun ve yılbaşı gelmeden zamlanmamış fiyatlardan yararlanın.