Ceren Kumbasar

Sandık Sandınız Sandılar

01 Kasım 2015 Pazar

Uzun zamandır beklediğimiz, aylardır gündemimizi adeta işgal eden, yorum yapmaktan bile sıkılır hale geldiğimiz seçim günü nihayet geldi çattı. Eğer bu satırları okurken hala oy kullanmadıysanız -ki hiç bir Cumhuriyet okurunun oy kullanmayacağını düşünememumarım bu yazı, sandık başında daha çok zaman harcamanızı, daha gözlemci olmanızı sağlar. Hele eğer avukatsanız, umarım bu yazı mesleğinizin en kutsal görevlerinden birini yapıp sandıklarda okullarda daha uzun süre kalmanıza, Oy ve Ötesi gönüllülerine yardımcı olmanıza yol açar. Bugünün kilit kelimesi sandık. Sandığa gitmek, sandığa oy atmak, sandığı beklemek, sandıktan çıkan sonuçların açıklanan sonuçlarla aynı olması ve kuşkusuz olması için çalışmak, çalışanlara yardımcı olmak.
İnşaat sektörünün tüm oyuncuları, müteahhitler, mimarlar, mühendisler, işçiler, satışçılar herkes siyasi zeminde istikrar bekliyor. Uzun zamandır istikrar denilince akla ekonomik istikrarı sağlaması muhtemel tek partiyi getiriyordu ama son 1 yıldır yaşanan her şey, özellikle seçimin tekrarı durumu iyice değiştirdi. Şimdi istikrar sadece Türkiye topraklarının gerçeğini ve çoğunluğun seçimini (ama gerçekten seçtiğini) ifade ediyor. Bu coğrafya politik arenadaki oynak zemine çok alışkın ancak iş özgürlüklere, adalete, barışa gelince her Türkiye vatandaşı için durum değişir. İnşaat sektörü için de. Bu sektörün bütün oyuncularının tek derdi var; yaşanır mahalleler, yaşanır şehirler kurgulamak ve gerçekleştirmek. Bu ortak paydada birleşerek, aralarındaki çürük elmaları eleyerek yapılabilecek en doğru, en kaliteli ve en adil projeleri gerçekleştirmek. Memlekette taş üstüne taş koymak. Ama bunu yapabilmek için önce bu ülkenin kutsal saydığımız değerlerine sahip çıkmamız gerekiyor.

Son çıkış
Hayat seçimlerden ibaret, Türkiye sanma’lardan. Konu inşaatsa da bir sanma halindeyiz, otomotivse de, tarımsa da. Hele bir de konu siyasetse bırakın sanmayı, bir illüzyonun ortasında debelenen hamsterlar gibiyiz. Olay belli, içinde olduğumuz şey bir labirent. Bizim aklımız, fikrimizle kolayca içinden çıkmak neredeyse mümkün değil ama bir olasılık var. Bir umut var. O labirente yukarıdan bakarsan bir çıkış var. Zor ama bir çıkış var. Sadece 1 tane çıkış var. Bırakın o çıkışın en doğrusu olup olmamasını tartışmayı, çıkış tek.
Çıkış; aklıselimin, yaptığı işine muktedirin, vicdanın, onurun, adaletin yolu. Çıkış bir partinin yolu değil, çıkış insan olmanın asgari müştereğinin yolu. Çıkış sandık yolu. Sanmamak için. Sandımdı dememek için. Sandık başına gidelim. Hadi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ihlamur’a dokunma 3 Temmuz 2016
Demokratik şehircilik 25 Haziran 2016
Mayısta 1058 yeni firma 18 Haziran 2016

Günün Köşe Yazıları