Organize kötülük ve haysiyet
Ceyda Karan
Son Köşe Yazıları

Organize kötülük ve haysiyet

27.12.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çünkü kötülük bir su gibidir. Her zaman en alçak seviyeyi bulur ve oraya iner. Kişiliğinde bir boşluk, açıklık ya da çatlak bulunan bunca insanın aynı yerde bir araya geldiği bu ülkede kötülüğün bu kadar kolayca organize olması da tesadüf olamaz”...
Bu satırlar, haysiyetle yürüttüğü gazetecilik mesleği ve düşüncelerini korkusuzca ifade ettiği için bir yıldır esir tutulan meslektaşımız Ahmet Şık’a ait. Ahmet’in resmi ifadesiyle ‘savunma hakkı’ gasp edilerek engellenen beyanından...

***

Pazartesi günü Ahmet’le birlikte, esaretleri 422 günü aşan Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ile Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’nun ve yine esareti 262 günü aşan muhasebe çalışanımız Emre İper’in beşinci duruşmaları vardı.
Hâkim heyetinin başkanı, duruşmaya talep ettikleri bilirkişi incelemelerinin gelmediğini söyleyerek başladı. Arkadaşlarımızın bu kez de bırakılmayacağı izlenimini edinmemek mümkün değildi. Yayımlandığı dönemde hiçbir soruşturmaya mevzu olmamış çalışmalar, “Yayın danışmanı ne yapar”, “Bu haberi neden yayımladınız”, “Bu fotoğrafı niçin koydunuz”, “Sizi kim işe aldı” gibi tuhaf sorular eşliğinde, alenen gazeteciliğin yargılandığı bir davada dinlenen son tanıktan da aleyhte malzeme çıkmadı.

***

Her ne olduysa, hâkimin ara vermekten söz etmesiyle oldu. Ahmet elindeki sayfaları sallayarak “Beyanım var” dedi. Hukuki hakkıydı. Salonda sadece iki hissiyat adeta ‘koklanabiliyordu’. Birisi hepimizi saran heyecan dalgası. Diğeri ise kesif bir korku...
Ahmet, iktidar mensupları ve medyasının insanları yargılanmadan ‘suçlu’ ilan edebildikleri bir memlekette, siyasi bir komplo davasında siyasi bir esir olarak ‘börtü böcekten’ söz edecek değildi. Söze başlamış, üç-beş dakika geçmemişken, ‘siyasi savunma yaptı’ gerekçesiyle hakkı ‘gasp edildi’, salondan çıkartıldı!
Ahmet, başına örülen malum çoraplardan ötürü mahkemedeki saygı ölçütlerini çok iyi bilir. Cemaat’le ilgili kitabını ‘bombaya’ benzetip yayımlanmadan toplatan zihniyetin daha önce de esiri oldu. Yani şu günlerde ‘bilirkişi’ ilan edilmesi icap ederken, mahkemede kendisine saygısızca ‘sen’ diye hitap edilmeye kalkışıldı. “Ahmet babanızın oğlu değil. Siz diyeceksiniz. Saygı göstereceksiniz” diye ikaz eden bir dostumuz dışarıya atıldı.

***

Mesleğimizin yüz akı olduğunu bir kez daha gösteren sevgili Murat Sabuncu, savunma yapmayıp Ahmet’in yanına gitmeyi seçti. Oğlunu 15 ayda 3-4 kez görebildiğini söylerken tutukluluktan yakınmadığını belirterek, “Kalemden başka bir şeyimiz yok. Biz gazeteciyiz ve gazetecilik yaptık. Merhamet beklemiyoruz sizden” vurgusu yaptı.
Başına gelecekleri bile bile memlekete dönmüş, hakkındaki tüm ithamları çürütmüş Türkiye’nin en iyi hukukçularından olan Akın Atalay da, Yahya Kemal’in şiirine atıfla “Tutuklu olmak değildir ömrümüzün en feci işi, müşkül odur ki hürriyetini ve haysiyetini kaybeder kişi” diyerek Ahmet’in yanında yerini aldı.

***

Cumhuriyet davasında apaçık görülen, Ahmet’in bir konuşmasının ‘korkunun dağları sarmasına’ kâfi geldiği. Hakikati konuştuğu için. Ve susturulamayacağı için...
Ahmet ne kadar haklı “Kötüler. Farkındalar ve biliyorlar kötü olduklarını. Ve bu da, onları daha kötü yapıyor” derken... Bir kez daha Çağlayan’da savunma yapmadı. Mahkemeden talebi yok. Heyetin tek doğru tespitinin ‘Serbest bırakılmaları halinde benzer suçları işlemeye devam edecekleri’ olduğunu boş yere söylemiyor. “Çünkü ne yaparsanız yapın ne hakikati aramaya devam etmekte, ne de hakikati bulduğumuzda sahibi olan halka teslim etmekte bir an bile tereddüt etmeyeceğiz” diye boş yere demiyor. “Çünkü biz gazeteciyiz”.
Ahmet’in şu sözleri de bizler için ibretlik:
Cesur olmak, elbette korkusuz olmak değil. Ama yitireceklerini bilmene rağmen itiraz edebilmektir. Çünkü korkaklar yaşamaz. Sadece hayatta kalırlar. Kötülüğe tanık olmak bile insanın ruhunu kirletirken, her şeyin herkesin gözleri önünde yaşandığı bunca kötülüğe sessiz kalmanın, itiraz etmemenin neler hissettiriyor olduğunun yanıtını da sessiz çoğunluğun vermesi gerektiğini yeri gelmişken söyleyelim.

Yazarın Son Yazıları

ABD’de darbe tehdidi

ABD’de darbe tehdidi

Devamını Oku
07.09.2018
Zaharçenko darbesi

Zaharçenko darbesi

Devamını Oku
05.09.2018
İdlib’den esen fırtına bulutları

İdlib’den esen fırtına bulutları

Devamını Oku
31.08.2018
Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Kapitalizm, ırkçılık ve toprak reformu

Devamını Oku
29.08.2018
Donbass cephesinden

Donbass, Kiev’in neo-faşist ortaklı rejimine karşı anti-faşist ve anti-emperyalist damar. Yurtsever küçük burjuva devrimiyle Rusya jeopolitiğinin önünü açan diyar...

Devamını Oku
23.08.2018
Trump’ın medya savaşı

Trump’ın medya savaşı

Devamını Oku
17.08.2018
Trump’ın ekonomik savaşı

Trump’ın ekonomik savaşı

Devamını Oku
15.08.2018
Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Parası olanın düdüğü çaldığı dünya

Devamını Oku
10.08.2018
Krizimiz

Krizimiz

Devamını Oku
08.08.2018
Şu Magnitsky

Şu Magnitsky

Devamını Oku
03.08.2018
Donbass damarı

Donbass damarı

Devamını Oku
01.08.2018
İlk dış politika sınavı

İlk dış politika sınavı

Devamını Oku
11.07.2018
Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Avrupa’nın ‘toplama kampları’

Devamını Oku
06.07.2018
Meksika deneyi

Meksika’dan deneyi

Devamını Oku
04.07.2018
Yüzyılın anlaşması

Yüzyılın anlaşması

Devamını Oku
29.06.2018
‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

‘Cepten yediğimiz’ Cumhuriyetimiz ve dünya

Devamını Oku
27.06.2018
‘Medeniyet mültecileri’

‘Medeniyet mültecileri’

Devamını Oku
22.06.2018
ABD ve 24 Haziran tercihi

ABD ve 24 Haziran tercihi

Devamını Oku
20.06.2018
İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

İki zirve: Charlevoix ile Qingdao

Devamını Oku
13.06.2018
Dünya Kupası ve siyaset

Dünya Kupası ve siyaset

Devamını Oku
08.06.2018
Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Çavuşoğlu’nun Menbiç’i...

Devamını Oku
06.06.2018
Yalandan kim ölmüş

Yalandan kim ölmüş

Devamını Oku
01.06.2018
‘İtalya’nın krizi’

‘İtalya’nın krizi’

Devamını Oku
30.05.2018
Tom ve Jerry ile Spike

Tom ve Jerry ile Spike

Devamını Oku
25.05.2018
Irak’ın seçimi

Irak’ın seçimi

Devamını Oku
23.05.2018
Transatlantik’te İran çatlağı

Transatlantik’te İran çatlağı

Devamını Oku
18.05.2018
Filistin’e dair...

Filistin’e dair...

Devamını Oku
16.05.2018
Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Suriye üzerinden İran-İsrail kapışması

Devamını Oku
11.05.2018
İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

İsrail’in yolları Moskova’ya çıkıyor

Devamını Oku
09.05.2018
Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Trump ile Bibi’nin ‘nükleer oyunu’

Devamını Oku
04.05.2018
Kore’lerin barışı

Kore’lerin barışı

Devamını Oku
02.05.2018
Bush - Blair Trump - Macron

Bush - Blair Trump - Macron

Devamını Oku
27.04.2018
Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Nikaragua’da yine ‘Contra’cı tehdit

Devamını Oku
25.04.2018
Erivan’da ‘kadife devrim’

Erivan’da ‘kadife devrim’

Devamını Oku
20.04.2018
‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

‘False flag’ (yanıltma operasyonu)

Devamını Oku
18.04.2018
Akıl yitimi çağı

Akıl yitimi çağı

Devamını Oku
13.04.2018
Guta falı: Hedef Rusya

Guta falı: Hedef Rusya

Devamını Oku
11.04.2018
Suriye’de telaşa mahal yok

Suriye’de telaşa mahal yok

Devamını Oku
06.04.2018
Amerika’nın monarkı

Amerika’nın monarkı

Devamını Oku
04.04.2018
Varna farsı

Varna farsı

Devamını Oku
30.03.2018