Çiğdem Toker

Yoksulluğa bağlanan köprüler

13 Haziran 2018 Çarşamba

Bayramda otoyol ve köprüler ücretsiz olacakmış. Tabii hepsi değil. Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, “Karayolları Genel Müdürlüğü’nce işletilen” dedi.
“Milletin cebinden beş kuruş çıkmayacak” sloganıyla yaptırılsa da 3. köprü, Osmangazi Köprüsü ile Avrasya Tüneli’nde paralı geçişler bayramda da sürecek. Çünkü Yap-İşlet-Devret (YİD).
YİD olunca, o meşhur “beş kuruşlar” milletin cebinden inşaat yapılırken değil, sonraki 10-15 yıl boyunca çıkıyor. Hem de hizmet bedelleri (geçiş tarifeleri) dolar/Avro üzerinden olduğu için arta arta 3. köprüde 13.05, Osmangazi Köprüsü’nde 71.75, Avrasya Tüneli’nde otomobiller için 19.20, minibüsler için ise 28.80 TL olarak belirlenmiş durumda. (Bu tutarlar, olması gerekenin altında.)
YİD malum Kamu Özel İşbirliği modelinin, ulaştırma alanında yoğun kullanılan türü.

***

Merkez Bankası’nca açıklanan Nisan 2018 dönemine ilişkin cari işlemler açığı, geçen yılın aynı ayına kıyasla 1 milyar 706 milyon dolar artarak, 5 milyar 426 milyon dolara ulaştı. 12 aylık cari işlemler açığı 57 milyar 73 milyon dolara çıktı.
Ülkenin döviz sorununun altını bir daha çizen bu veriler, Merkez Bankası’nın KÖİ’lerin yükünü irdeleyen Kasım 2016 tarihli Finansal İstikrar Raporu’nu anımsatıyor.
KÖİ projelerinde kur riskinin devletin üzerinde olduğu vurgulanan rapordan bir alıntı:
“YP (yabancı para) kredilerin önemlibir kısmının KÖİ projelerinde toplandığı değerlendirilmektedir. Mevcut durumda KÖİ projeleri kapsamında faaliyet gösteren Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, toplam YP kredi borcu (...) 46 milyar ABD Doları’na ulaşmaktadır. Analizimize göre bu rakamın yaklaşık 31 milyar ABD Doları, kamu hizmet/ürün satın alma, kiralama, veya dolaylı garanti yöntemleriyle kur ve talep risklerine karşı korumaya sahiptir.”
Daha açık anlatımla, köprü, tünel,otoyol, şehir hastanelerini içine alan KÖİ projelerinde kullanılan 46 milyar doların 31 milyar dolarını ya o köprülerden geçenler ödeyecek. Ya da Hazine. Sonuçta hepimiz. Eşzamanlı olarak hem vergisini ödeyen tüm yurttaşlar hem de Hazine, kur riskini üstlenmiş durumda. Dahasını belirtelim. Merkez Bankası’nın raporu yayımladığı tarihte, Kasım 2016’da dolar kuru 3.4/ TL’ydi. Şimdi 4.55.
Bu sözleşmelerin dövizli yapılmasının en önemli sonucu, kur arttıkça, Hazine garantilerinin ve projelerden hizmet alanların sırtına binecek yükteki artıştır.
Finansal İstikrar Raporu’nda 31 milyar doları veri aldığımızda, kurdaki her 1 kuruşluk artışın getirdiği yük 310 milyon TL’dir.
Her bir liralık artış ise 31 milyar.
Sonuç olarak; köprü, tünel ve hastanelere verilen talep garantileri döviz cinsinden olduğu için, kurdaki artış ekonominin yükünü sürekli artırmaktadır. KÖİ projelerinin finansmanı için şirketlerin kullandığı kredilere verilen Hazine garantisi riskli boyutlara ulaşmıştır.
Bu sözleşmelerin yeniden gözden geçirilmemesi, orta ve uzun vadede yoksulluğun derinleşmesi anlamına gelecektir.
İyi bayramlar. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları