'Dediğim Dedik, Çaldığım Düdük' (11.09.2011)

11 Eylül 2011 Pazar
\n

Son genel seçimlerde AKPnin aldığı yüzde 50lik oy Başbakanın egosunun tavan yapmasına yol açtı. Onun kişisel davranış biçimini belirleyen Dediğim dedik, çaldığım düdük”çü anlayış giderek katmerlenip hükümetin içeride ve dışarıda izlediği siyasetlere de egemen oldu. Başbakan da, hükümeti de, denetimleri altına soktukları tüm kurumlar da toplumdan yükselen her türden itiraza karşı tahammülsüzler.

\n

Cumhuriyet savcılarının soruşturma yöntemleri ya da yargıçların kararları mı kafana uymuyor, alırsın görevden, sürersin bir köşeye, olur biter. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunun denetimini ele geçirmendeki amaç bu değil miydi?

\n

Türkiye Bilimler Akademisinin çalışmaları mı rahatsız ediyor seni? Çıkartırsın bir Kanun Hükmünde Kararname, üyelik koşullarını değiştirip adamlarını doldurursun içeri, görürler günlerini!

\n

SİT kurulları yandaş müteahhitlerin avanta yollarını mı kesiyor? Tümünü kaldırıp işi Çevre Bakanlığına devredersin, olur biter.

\n

Yalovada, Sinopta, Hopada insanlar yaşam alanlarında kurulacak kimyasal atık deposuna, nükleer enerji tesisine, hidroelektrik santrallarına karşı mı çıkıyorlar, çoluk çocuk sokaklara mı dökülmüşler? Polisi, jandarmayı sürersin üzerlerine. Oh be!

\n

Ergenekon, Balyoz, KCK davaları nedeniyle sayısız insanımız yıllardır demir parmaklıklar ardında çile çekiyormuş, başı sonu belli olmayan suçlamalar nedeniyle Biri çıkıp da insan hakları dediğinde, hukukun üstünlüğü der, kapatırsın ağzını. İyi de hangi hukukun üstünlüğü? Buna da bir yanıt bulursun elbet!

\n

***

\n

Son sekiz yılda toplumca alıştık bu Dediğim dedik, çaldığım düdük”çü yaptırımlara. Medyanın büyük bölümü ya satın alınmış ya da hot zot ile hizaya getirilmiş, alıştırıldık.

\n

Alışmasak ne olur? Telefonlarımız dinleniyor, özel hayatlarımız gizli kameralarla görüntüleniyor. Tepemizde sürekli sallanan Demoklesin Kılıcının altında yaşıyoruz. Yüreklerimize korku salan yüzlerce örnek var karşımızdaMustafa Balbay, Tuncay Özkan, Nedim Şener, Ahmet Şık ve daha birçok örnek. Onlar ellerine silah alıp dağa mı çıkmışlar? Adam mı vurmuşlar? Terörist eylemlere mi katılmışlar? Hayır. Gazetecilik yapmışlar, televizyonculuk yapmışlar, kitap yazmışlar, hepsi bu, ama hepsi içerideler!

\n

Korku imparatorluğunun üstün hukuku atmış onları zulümhanelere, kararı da o hukuk verecek; yıllarını tüketerek bekliyorlar.

\n

***

\n

Memlekette işleri sağlama alınca bu kez yüzünü Ortadoğuya döndü Başbakan. Libya da, Mısır da, Suriye de benden sorulur havasına girdi. Dün elinden ödül aldığı Kaddafiyi, dün kardeşimdediği Beşşar Esadı artık sevmiyor. Kendisi demokrat ya, demokrasi adına bu kötüadamlar gitsin, yerlerineiyiadamlar gelsin istiyor. Libyalı isyancılara bavulla para taşınıyor Türkiyeden. Öyle ya, kaz gelecek yerden tavuk esirgenmezmiş. Libyaya hele bir demokrasi gelsin, bakın o zaman ne tatlı işler çevireceğiz bu çöl ülkesinde!

\n

Ne var ki bir pürüz var, tekerimize çomak sokan: İsrail. 800.000 nüfuslu Komorlar Federal İslam Cumhuriyetinin bayrağını taşıyan Mavi Marmarada 8 Türk, bir de Türk asıllı ABD yurttaşının komandoları tarafından öldürülmesi nedeniyle özür dilememekte direniyor.

\n

Oysa bu direnç Başbakanın Ortadoğunun patronu olma yolundaki çabalarına gölge düşürüyor. Öyleyse bu direnç mutlaka kırılmalı!

\n

Büyük olasılıkla bir gemi daha yola çıkacak Gazzeye doğru, bu kez iki savaş gemimizin eşliğinde. İsrail bu kez de engel olmaya çalışırsa gümbürtü kopacak. Daha düne kadar canciğer kuzu sarmasıolduğumuz İsrail ile iş savaşa kadar gidebilecek. Başbakan niçin yeni Mısır rejimiyle Gazzeye açılan Refah Kapısından geçiş için görüşme yapmıyor. Yardımın ille de deniz yoluyla mı ulaştırılması gerekiyor? Yoksa amaç üzüm yemek değil de bağcıyı mı dövmek?

\n

Biz metazori de olsa alıştık Başbakanın çaldığı düdüklere, fakat buna dünya alışır mı, hiç sanmıyorum. Kısacası bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil. Tanrı sonumuzu hayır etsin!

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları