Panayot Abacı’yı yitirdik
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

Panayot Abacı’yı yitirdik

29.07.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Müzisyen, yayıncı, yazar ve çevirmen Panayot Abacı’yı yitirdik. Tüm benliğiyle İstanbullu bir aydın, sonuna kadar inançlı bir sosyalistti.
Bir mübadil olan dedesi Panayot 1923 yılında Atina’ya gitmişti. II. Dünya Savaşı’nda Yunanistan Almanlar tarafından işgal edilince Yunanistan Komünist Partisi’ne girmişti. Partizan olarak Almanlara karşı savaşırken yakalanmış, kurşuna dizilmişti. Ardında beşi erkek, ikisi kız yedi çocuk bırakmıştı.
23 Aralık 1923’te Galata’da dünyaya gelen Panayot Abacı, Rum Zoğrafyan Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi’nin Felsefe bölümünde ve İstanbul Konservatuvarı’nda eğitim görmüştü. Viyola sanatçısıydı. İlkin İstanbul Şehir Orkestrası’nda çalışmaya başladı, daha sonra 20 yıl boyunca İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Opera ve Balesi’nde çaldı. 1981 yılında emekli oldu.
Uzun yıllar İstanbul Filarmoni Derneği’nin yöneticiliğini yaptı. Görevi süresince dünya çapında birçok ünlü sanatçıyı Türkiye’ye getirerek müzikseverlerle tanıştırdı.

***

Çok yönlü bir aydındı. 1961’de yayımlamaya başladığı “Orkestra” adlı aylık müzik dergisini bugüne kadar yaşatmış, Türkçe ve Yunancadan karşılıklı olarak aralarında Yaşar Kemal’in dört, Aziz Nesin’in de yedi yapıtının bulunduğu 50’nin üzerinde kitap çevirmişti.
Hoşsohbet bir insandı. Bir İstanbul Kitap Fuarı sırasında kendisiyle uzun uzun sohbet etmiştik. O günlerde 6-7 Eylül 1955 olayları üzerine bir yazı hazırlıyordum. Bilindiği gibi o olaylar sırasında 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekân saldırıya uğramıştı.
Bu olaylar Panayot Abacı’nın yüreğinde derin bir yara açmış fakat onu İstanbul’a küstürmemişti. “Bu kenti, bu ülkeyi dünyanın neresine gidersem gideyim bir hafta sonra özlüyorum” demiş, sonra da “Bu yazdıklarını yayımlayabilecek misin” diye sormuştu. Bunu sormakta haklıydı. Nitekim yayımlandıktan çok sonra yazıda Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atarak 6-7 Eylül olaylarının başlama işaretini veren kişinin adını verdiğim için 1.5 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm olmuştum.
Bir oğlu ve bir kızı vardı. Oğlu Aris Atina’da yükseköğrenim gördükten sonra Türkiye’ye döndü. Kızı Prof. Dr. Ersi Abacı-Kalfoğlu da uluslararası ün yapmış bir bilim kadını olarak Türkiye’de görev yapıyor.

***

Eşi Sultana ile 63 yıl mutlu bir evlilik sürdüren Panayot Abacı’nın ölümüyle kültür dünyamız gibi İstanbul da bir parça daha yoksullaştı.
Değerli büyüğüm, ağabeyim Abacı’nın cenazesi bugün saat 14.00’te Arnavutköy Rum Ortodoks Kilisesi’nden uğurlanacak.
Toprağı bol olsun, üzerine yıldızlar yağsın.  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017