Savaş (05 Mart 2022)
Deniz Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Savaş (05 Mart 2022)

05.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir haftadır gelişmeleri izliyorum, okumaya çalışıyorum. Memleketin tribün kültürüne teslim edilmiş kanaat atmosferine rağmen nefes almak için arada suyun üstüne çıkıyorum, sonra yeniden derine dalıyorum. Yine de nefes mühim.

Fakat gördüklerim içimi karartıyor. Mahşerin üç atlısı kapıdaymış meğer. Önce küresel salgın, şimdi topyekûn savaş ihtimali ve küresel iklim değişikliğiyle zaten beliren kıtlık olgusunun savaşla birlikte daha da güçlü biçimde kapıyı vurması ile karşı karşıyayız.

Geride kalan hafta savaşların, “olağanüstü” olarak bildiğimiz ne varsa onları çok kısa sürede olağan hale getirmek gibi hızlandırıcı bir özelliğe sahip olduğunu tüm acılığıyla kanıtladı yeniden.

Savaşın trajedisi yine bir film gibi ekranlara yansıyor. On binlerce insan siren seslerinin ve bombardıman gürültüsünün eşliğinde sığınaklara iniyor, yüz binlerce insan evini terk edip komşu ülkelere göç ediyor. 

Bir yandan da siviller bir araya gelip molotof kokteyli hazırlıyor ya da kimi ülkeler, Ukrayna’ya savaşmaya gidecek yurttaşlarına olur vereceğini söylüyor. Öldürmenin cinayet, şiddetin suç olarak görüldüğü ve cezaya tabi tutulduğu savaş öncesi koşullardan, şiddetin olağanlaştığı savaş koşullarına bu hızlı geçiş, travmatik bir etkiye sahip her şeyden önce. Bu bir bakıma Hobbesçu “doğa durumu” sahnesi; sonunda ise yeni Leviathan’lara kapı açıyor.

LEVİATHAN

Bu saptamayı güçlendiren başka boyutlara da bakalım.

Bir defa, nükleer silahların kullanılmasından tutun da üçüncü dünya savaşı adlandırmasına kadar, ancak distopik kitaplarda ya da filmlerde karşımıza çıkan ifadeler/olasılıklar şimdi emperyal devletlerin liderleri, yönetici sınıfları tarafından rahatlıkla kullanılıyor. Ürkütücü elbette; fakat distopyalar da zaten bu ihtimalleri yaşayabileceğimiz konusunda bizi uyarmak için yazılan “bu böyle giderse” eserleri değil miydi?

Diğer yandan Rusya’nın işgal girişimi karşısında Batı’nın yeniden hegemonik bir siyaset biçimi etrafında ortaklaşmaya yöneldiği de görülüyor. Bu bir yandan, Rusya’yı ekonomik açıdan çevreleme, bir yandan da Ukrayna’ya silah/mühimmat desteği sağlama ve Rusya’ya komşu ülkeleri NATO şemsiyesi altında daha aktif bir güvenlik konseptine davet etme şeklinde beliriyor. Dolayısıyla Rusya’nın Ukrayna’yı kuşatma/işgal girişimi, Batı’yı, Soğuk Savaş sonrası yaşadığı “anlam krizi”ni ortak bir tehdit algısı etrafında aşmanın mümkün olduğuna uzun süre sonra inandırmaya başlamış gibi.

Bu canlanma, yeni dönemde Rusya’dan gelebilecek tehditlere göre devletlerin güvenlik politikalarını, strateji ve siyasetlerini güncellemelerini de ihtimale dönüştürüyor. NATO üyesi olmayan ya da tarafsızlığıyla bilinen kimi devletler NATO şemsiyesine çağrılıyor; Almanya, onlarca yıldır geliştirdiği pasif askeri siyasetin yerine, adım adım askeri harcamaları artırma yoluna dönüyor. Bütün bunlar, Rusya’nın, özünde Putin merkezli güvenlikçi yönetici elitlerin hesaplamalarının dışında mıydı, yoksa stratejiyi iyi bilen bu kadrolar, ne olursa olsun bir kuvvet denemesine girişmek için bu hesaplaşmayı kaçınılmaz mı gördü. B u soruyu tarih yanıtlayacak. Fakat Pandora’nın kutusunun açıldığı kesin.

Savaşın ne zaman biteceğini kestirmek zor; nereye kadar genişleyeceğini ve evrileceğini de. Ancak bilinen ve görünen gerçek şu: Küresel güç merkezlerinin dünyayı daha adil ve barış içinde bir yere dönüştürecek bir programı yok; fakat aksi yönde bir dünya tablosu, önümüzdeki dönemde daha büyük ihtimal. Daha fazla savaş, daha fazla askeri harcama, daha fazla “güvenlik” arzusunu merkeze koyan korkulardan beslenen “güçlü lider”ler ve otoriter rejimler ihtimali artıyor. Gıda krizleri, enflasyon/pahalılık, enerji maliyetlerindeki artış gibi olgulardan olumsuz etkilenecek olan ve savaşlarda asıl bedeli canlarıyla ödemeye zorlanan dünyanın emekçilerini, yoksullarını barışa, ekmeğe ve özgürlüğe birlikte inandıracak bir program ihtiyacı ne denli açık oysa.

Okura duyuru: Kitap çalışmalarım nedeniyle haftalık yazılarımı bir güne indirmeye karar verdim. Bir yandan da gündelik yazılarımın, parçalanmış kamusal cemaatler çağında bir etkisinin kalmadığı kanaatindeyim bir süredir. Şimdilik sadece cumartesi günleri devam.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’e veda

Cumhuriyet’e veda

Devamını Oku
04.06.2022
‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

‘Koalisyon eşittir kriz’ formülü üzerine

Devamını Oku
21.05.2022
Geçim siyaseti, aday siyaseti

Geçim siyaseti, aday siyaseti

Devamını Oku
07.05.2022
Hak mücadelesi

Hak mücadelesi

Devamını Oku
30.04.2022
23 Nisan ve iki halkçılık

23 Nisan ve iki halkçılık

Devamını Oku
23.04.2022
Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Enstitülü kuşak ve gelecek zaman

Devamını Oku
16.04.2022
‘Sonra hayat devam etti’

‘Sonra hayat devam etti’

Devamını Oku
02.04.2022
Değer mi hiç?

Değer mi hiç?

Devamını Oku
26.03.2022
Savaş ve siyaset

Savaş ve siyaset

Devamını Oku
19.03.2022
Transit

Transit

Devamını Oku
12.03.2022
Savaş (05 Mart 2022)

Savaş

Devamını Oku
05.03.2022
Ukrayna

Ukrayna

Devamını Oku
26.02.2022
Cemre düştü

Cemre düştü

Devamını Oku
23.02.2022
İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

İttifaklar, temsiller ve adlandırmalar

Devamını Oku
16.02.2022
Güneşli Pazartesiler

Güneşli Pazartesiler

Devamını Oku
12.02.2022
En uzun gece

En uzun gece

Devamını Oku
09.02.2022
Çatlak

Çatlak

Devamını Oku
05.02.2022
Rejimin yeni aşaması

Rejimin yeni aşaması

Devamını Oku
02.02.2022
Borç

Borç

Devamını Oku
29.01.2022
‘Siyasetin sonu’

‘Siyasetin sonu’

Devamını Oku
19.01.2022
Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Ahlat Ağacı’nın borç toplumu

Devamını Oku
15.01.2022
Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Kişiselleşme değil ortak çözüm programı

Devamını Oku
12.01.2022
Deli İbram Divanı

Deli İbram Divanı

Devamını Oku
08.01.2022
İki ülkeden Türkiye’ye

İki ülkeden Türkiye’ye

Devamını Oku
05.01.2022
Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Boric’den Babiš’e, Şili’den Çekya’ya

Devamını Oku
29.12.2021
Kâğıt

Kâğıt

Devamını Oku
25.12.2021
Geçim ve seçim: Şili dersleri

Geçim ve seçim: Şili dersleri

Devamını Oku
22.12.2021
Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Tatar Çölü’nden Tatar Ramazan’a

Devamını Oku
18.12.2021
Yeni model

Yeni model

Devamını Oku
15.12.2021
Joker

Joker

Devamını Oku
11.12.2021
Milli Görüş partileri

Milli Görüş partileri

Devamını Oku
08.12.2021
Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Drogolaşma ve Don Kişotlaşma

Devamını Oku
04.12.2021
Birincil ittifak

Birincil ittifak

Devamını Oku
01.12.2021
Oblomov’dan Don Kişot’a

Oblomov’dan Don Kişot’a

Devamını Oku
27.11.2021
‘Yoksulluk Kader Olamaz’

‘Yoksulluk Kader Olamaz’

Devamını Oku
24.11.2021
Labirent

Bir intiharın genel provası

Devamını Oku
20.11.2021
Akışına bırakmak

Akışına bırakmak

Devamını Oku
17.11.2021
Kalabalığa kaçış

Kalabalığa kaçış

Devamını Oku
13.11.2021
Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Yeni kamuculuk ve kooperatifler

Devamını Oku
10.11.2021
Truman kaçışı

Truman kaçışı

Devamını Oku
30.10.2021