’30 yaşınızdan önce evlenin en az 3 çocuk yapın’ diyenler,

‘Lezbiyen mezbiyenlere bakmayın, annelik kutsaldır’ diyenler,

‘LGBTİ’ler sapkındır’ diyenler,

‘Kadın cinayetlerinin artışına özgür kadınlar neden oluyor’ diyenler,

‘Kadın-erkek eşitliği fıtratımıza aykırıdır’ diyenler,

‘Çocuk yaşta evlilik bir insan hakkdır’ diyenler,

‘Kadınlar sokakta dondurma yemesin, mini etek, şort giymesin’ diyenler,

‘İstanbul Sözleşmesi Türk aile yapısını bozuyor’ diyenler,

‘Diziler eşcinselliği özendiriyor’ diyenler,

Taciz, şiddet ve cinayet mağduru kadınlar için ’O saatte orada ne işi varmış’ diyenler,

‘Kızlı erkekli aynı evlerde kalıyorlar’ diyenler,

‘Nikahsız yaşıyorlar’ diyenler,

Salgın dönemini fırsat bilip içki satışını yasaklayıp ‘Biz kimsenin hayat tarzına karışmıyoruz’ diyenler,

Şimdi de ‘Geceyarısından sonra müzik yok, kimse kusura bakmasın’ diyor.

Kiminle sevişeceğimize, evlenip evlenmeyeceğimize, çocuk yapıp yapmayacağımıza karışan, hayat felsefemize, siyasi görüşümüze, gardrobumuza, yatak odamıza ısrarla sızan bir iktidara sosyal medyada #KusuraBakıyoruz etiketiyle tepki veriyoruz. 

Dinlediğimiz müziğin saatine, türüne, mekanına bile hakim olmayı isteyen bir yönetimi kişisel hak ve özgürlüklerimiz açısından klavye üstünden insaflı olmaya çağırıyoruz. 

Aynı kayıp paralar, siyasi suikasta kurban gidenler, polisin elinde can veren çocuklar, hapiste yıllarını çürüten siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, açlık grevlerinde, insan hakları ihlallerinde canlarını verenler için yaptığımız gibi. 

Her seferinde etiket açıp, sanal isyana sürükleniyoruz. 

Ta ki bir diğer etikete kadar. 

Bir başka adaletsizlik, haksızlık, tecavüz, cinayet, çocuk istismarı, yolsuzluk, hırsızlık, talan, doğa katliamı, deniz ölümleri yaşanana dek..

İşçi, emekçi, öğrenci, müzisyen, öğretmen, esnaf haksızlığa uğrayana dek. 

Etiket üstüne etiket açıp, etiketlerden tuğla tuğla dijital bir anıt örüyoruz.

Ülkeyi ortasından yaran lağım kanyonunun kenarında, kubur kokularının içinde, midemiz ve aklımız bulana bulana etiketler altında homurdanıyoruz. 

‘Kimsenin hayat tarzına karışmayız’ cümlesinin gerçek çevirisi ‘Bizim onayladığımız ve izin verdiğimiz hayatı yaşayacaksınız’ demektir. 

Ve özgürlüğün ilk adımı güçlü itirazla başlar. 

Artık sanal etiketleri söküp atma zamanı...

Ve daha önce hiç bakmadığımız gibi kusura bakma zamanı.