Avrupa İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en ciddi savaş tehdidiyle karşı karşıya.
Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıması ve bu bölgelere asker göndermesi olası bir savaşın kritik eşiğinin geçilmesi anlamına geliyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, pazartesi akşamı ulusa sesleniş konuşmasında ‘Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Luhansk Halk Cumhuriyeti’ni’ tanıma kararı aldığını açıkladı.
Putin ‘Moderin Ukrayna'nın Rusya tarafından yaratıldığını’ söyledi ve komşu ülkenin aslında gerçek bir devlet olmadığını belirtti.
Rus lider Ukrayna'nın NATO üyeliğine kabul edilmesinin Rusya için büyük bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu ve Batılı ülkelerin Kiev'e silah desteği verdiklerini ifade etti.
Putin Batı’ya hitaben ‘Dostumuz olmak istemediniz, ama bizden düşman yaratmanıza da gerek yoktu’ dedi.
Putin ulusa sesleniş konuşmasında Ukrayna sınırına 150 bin askerini yığmış, hedeflediği ülkeyi küçük gören, topraklarını ‘Büyük Rusya’ hayalinin parçası olarak kabul eden, gerilimden ve gelinen noktadan Batılı ülkeleri sorumlu tutan ve pek çok şeyi göze almış bir lider izlenimi veriyordu.
ABD’nin, AB ve NATO ülkelerinin haftalardır anlaşmazlığın diplomasi yoluyla çözülmesi çağrıları Putin için zaman kazanma hesabından, savaş oyununda üstünlük sağlama taktiğinden ileri gitmedi.
Gelinen noktada bu bölgeler Rusya tarafından aynı Abhazya, Güney Osetya ve Kırım gibi ilhak edilmiş olacaklar.
Ellerinde sadece yaptırım sopası bulunan Batılı ülkeler, kartlarını yavaş yavaş açmaya başladı.
ABD, İngiltere, Almanya ve AB, Rusya'ya ekonomik yaptırımlar için harekete geçti.
Putin, ABD’nin ya da NATO ve AB ülkelerinin Ukrayna için savaşmayacağını çok iyi biliyor ve oyununu bunun üstünden kuruyor.
Rusya'nın Ukrayna’nın tamamını işgal etmesi Batı cephesinin askeri, siyasi ve ekonomik ortak bir zeminde tek ses olup olamayacağına bağlı.
Sovyetler Birliği'nin çöküşünü büyük bir yenilgi olarak gören eski gizli istihbarat servisi KGB’nin eski ajanı Putin, ülkesi için yeni bir zafer hedefini revize etmek istiyor.
Rusya bugün Ortadoğu’da, Afrika’da ve Orta Asya’da etkin, saldırgan politikalar yürütüyor.
Çin’le yakınlaşıyor ve Doğu Avrupa'daki sınırlarını sorguluyor.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan uluslararası düzenin kurallarını bozmak, yeniden tanımlamak, Rusya’ya küresel alanda daha geniş bir yer açmak istiyor.
Putin konuşmasında öfkeli, sabırsız ve tehditkardı.
Doğu Avrupa’yı, Güney Avrupa’yı ve Karadeniz’i yutacak siyasi ve askeri bir istikrarsızlığın işaretlerini veren eşik ne yazık ki aşıldı.
Biri elindeki tabancayla Rus ruleti oynuyor.
Ve namlunun ucu Rusya’nın değil karşı tarafın kafasına dayanmış durumda.
