Oğuz Güven haykırıyor: ‘Sonun başlangıcı’

16 Mayıs 2017 Salı

Gazeteciyi, yazarı hapse atmak...
Gazete kapatmak, kitap yasaklamak, toplatmak...
Radyo ve televizyonlara el koymak, kapatmak...
SONUN BAŞLANGICIDIR!
Bir haber başlığı yüzünden cumhuriyet. com.tr’nin Yayın Yönetmeni, Oğuz Güven’in hapse atılması, otoriterliğini 16 Nisan Halkoylaması ile tescil etmiş olan iktidarın, diktatörlük bataklığında çırpındıkça daha da derine gömüldüğünü gösteriyor!

***

Susturduklarını sandıkları Oğuz Güven’in haykırışı, Komisyon Sözcüsü Maja Kocijancic’in ağzından, Avrupa Birliği’nde şöyle yankılanıyor:
AB bir kez daha anımsatır ki; iddia edilen herhangi bir hata veya suç her zaman için kanuni prosedüre uygun olmalı ve her bireyin masumiyet karinesine sahip olma ve her koşulda adil yargıda kendilerini savunma hakkı olmalıdır...
Türkiye, aday ve Avrupa Konseyi’nin bir üyesi olarak, en yüksek demokratik standartlar ve uygulamalara saygı duymalıdır!”

***

Ankara Barosu, Oğuz Güven’i, Başkan Hakan Canduran’ın ağzından seslendiriyor:
Tweet’in içindeki bir kelimeyi alıp bunu anayasal bir suç haline getirmek gerçekten hukukun sınırlarını zorlayan bir davranış biçimi. Bunu kabul etmek mümkün değil... Oğuz Güven derhal bırakılmalıdır. Bugün dünyada tutuklu bulunan gazetecilerin üçte biri Türkiye’de...”

***

Eski İstanbul Baro Başkanı Turgut Kazan da bu haykırışı seslendirenlerden:
Hukuk devletinin zerresi kalmadığı için ne yazık ki hukukçu gözüyle bunu değerlendirmek mümkün değil. Basın mensubunun sorgusu yapılacaksa bile telefonla, çağrı kâğıdıyla ifadeye çağrılır; ifadesi alınır. Hele hele böyle bir cümleyi suç saymak da mümkün değildir...
Hukukun zerresi yok. Kimsenin hukuki güvencesi yok. Çünkü Türkiye’de yargı yok.”

***

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar’ın haykırışı da şöyle:
Demokratik bir ülkede var olması gereken ifade özgürlüğü tek yanlı olarak tamamen yok edildi. Bir tarafta tamamen hakaret etme özgürlüğü var. Ama diğer tarafın ifade özgürlüğünü kullanma hakkı yok...
Bunu daha fazla yürütemezsiniz. İktidar bir an önce ifade özgürlüğü sınırlamalarından vazgeçmeli.”

***

Silivri davalarının efsane avukatı Celal Ülgen’den yükselen haykırış da Oğuz Güven’i seslendiriyor:
Bir manşet attı diye gözaltına alınmak düşünce özgürlüğü ihlalidir, gözaltı süresinin 1 hafta uzatılması kişilerin özgürlükleri baskı altına alınarak terbiye etme yöntemidir...”

***

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da Oğuz Güven’in haykırışını yükseltenlerden:
Bu keyfi bir karardır. OHAL kapsamında da böyle bir karar verilemez. OHAL, FETÖ ile mücadele için çıkarılmıştır. Attığı bir tweet’ten dolayı FETÖ’nün arkasına sığınılarak 7 günlük süre uygulanamaz!”

***

DİRENECEĞİZ, DİRENİYORUZ: HAYIR!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları