Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anayasa değişti mi yoksa!..

09 Aralık 2019 Pazartesi

Önce kuşkuya düştüm.

Acaba anayasa değişti de bizim haberimiz mi olmadı?” diye.

Hani bir KHK çıkar, anayasa değişmiş olur mu?

Sonra yok, dedim, öyle olmaz. Anayasa Meclis’te değişir.

Hemen anayasayı okudum.

Anayasa madde 1- Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.

Anayasa madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.

Anayasanın ilk iki maddesi böyle ve bu maddeler değiştirilemez nitelikte.

Yani, “Türkiye Cumhuriyeti .... demokratik, laik,sosyal bir hukuk devletidir.” Nokta.

Neden mi böyle bir kuşkuya düştüm? Çünkü AKP reisi ve Cumhurbaşkanı, 6. Din Şûrası’nda bir konuşma yapmış ve şunları söylemiş:

İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz.

Cumhurbaşkanı, temsil ettiği görev gereği, hepimizi temsil ettiği (ya da temsil etmesi gerektiği) için, sözleri bütün toplumu bağlamaktadır. Ve devam etmiş:

Dinimiz İslam, hayatın tüm alanlarını kuşatan, kucaklayan, ihata eden kurallar, yasaklar manzumesidir. Ticaretimizden beşeri münasebetlerimize, eğitim öğretimden evliliğe, temizlikten kılık kıyafete, yaşantımızın her safhasını düzenleyen bir dine inanıyoruz.

İslam dininin dünyadaki yaşamı, yaşamın her safhasını düzenlemesinin adı, eğer doğru biliniyorsa, şeriattır.

Bu da İslam esaslarına göre yönetilen bir ülke için doğrudur ama bizim anayasamız “Türkiye Cumhuriyeti.... demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir” diyor.

Cumhurbaşkanı, bu göreve gelirken bu anayasaya göre ant içmiş, bu ilkeleri koruyacağını taahhüt etmiştir.

Bu noktada açıklanması zorunlu bir çelişki vardır.

Bu sözler bir niyet midir, temenni midir, karar mıdır?

Bu soruların yanıtları açıkça bilinmelidir.

 

Laiklik kalktı mı?

 

Seküler yaşamın, laiklik kavramının epeydir zorlandığı bu toplumun yaşadığı gerçektir.

Eğitimin dinselleştirildiği, anaokullarına (3-6 yaş çocuklarına) din ve Arapça öğretilmesinin kararlaştığı, her düzeyde eğitim kurumunda din derslerinin zorunlu olduğu biliniyor. Eğitimde tarikatların, cemaatlerin etkisi giderek artıyor.

Bu gidiş, laik eğitimin zorlanmasıdır.

Müftü nikâhlarının evlilik akitlerinde geçerli olması bir süredir uygulamadadır. İsteyen çiftlerin dini nikâh yapmaları bile yeterli sayılmaktadır.

Kılık kıyafet konusunda kadınların maruz kaldıkları davranışlar, kadınların konuşup gülmeleri, oturup kalkma biçimleri bile baskı altına alınmaktadır. Kadın cinayetlerinde bile, kadına karşı tutumun etkileri vardır.

Yeme içmede, helal gıda uygulamaları, içki yasakları giderek artan oranda dinsel plana kaymaktadır.

Bütün bunlar bir araya gelince sorulması gereken soru şu olmaktadır:

Laiklik hâlâ yürürlükte midir? Yoksa fiilen ortadan kaldırılmakta mıdır?

Bu sorunun da açıkça yanıtlanması gerekiyor.

 

Ya İslam ahlakı?

 

Cumhurbaşkanı, konuşmasında İslam ahlakını da dile getirmiştir.

Faiz, yalan, zulüm, kibir, iftira, tecessüs, zan, hırsızlık, masumu öldürmek “yasak olmaya devam edecektir.

Faiz yasak, öyle mi? Öyleyse nasıl oluyor da Cumhurbaşkanı faizlerle ilgili “yüksektir, indirilsin” kararlarını veriyor?

Yalan yasak mı gerçekten? Şu Rıza Sarraf olayında kendi bakanlarının ortaya çıkan yalanları yeter de artar.

Zulüm yasak mı? İşlerinden atılan binlerce kişi ne oluyor?

Kibir yasak öyle mi? Hiçbir şey söylemeyelim.

İftira yasak mı? Duyduklarımı okuduklarımı unutayım, en iyisi.

Tecessüs, zan? Dolmabahçe konuşmaları mıydı?

Hırsızlık? Herhalde hiç hırsızlık olmamıştır.

Eğer bu ahlaki kurallar uygulansa idi, ortada “kendine Müslüman diyen” kim kalırdı, merak ederim.

Ahlak öyle bir şeydir işte.

Ahlak vicdandır vicdan. Varsa vardır, yoksa yoktur.

 

Bizler mi?

 

Bizler, Atatürk Cumhuriyeti’nin insan haklarına saygılı, demokrasiye inanmış, laik yaşamı, evrensel ahlakı benimsemiş yurttaşlarıyız.

Bu Cumhuriyetin kuruluş felsefesine bağlılığımız, bağımsızlık, laiklik, uygarlık, yaşamımızı adadığımız andımızdır.

Bizler, milyonlarca insan, hep birlikte insanca yaşayacağız.

Birlikte, kardeşlikle, eşitlikle, barışla...




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları