Takke düştü, HÜDA PAR göründü.
Takke düştü, Yeniden Refah Partisi göründü.
Takke düştü, Menzil cemaati göründü.
Takke düştü, Cumhuriyet düşmanları ortaya çıktı.
AKP tarafından iktidar ortağı yapılan tarikatlar, cemaatler artık açıkça siyaset sahnesine çıkarılıyor.
Kimisi “Kürdistan” hedefine yönelik, kimisi kadın haklarına ilişkin, kimisi doğrudan Cumhuriyet karşıtı savlarıyla Cumhur İttifakı’nı destekliyor.
MHP’nin bunlara yönelik bir itirazı var mı? Hayır, olmuyor. MHP, kendi varlık nedenlerine sırt çevirmiş, iktidarın ikbaline ortak olmakla yetiniyor.
Bu hamle Cumhur İttifakı’na güç katar mı?
Hayır, güç katmaz, tersine olan güçlerini de azaltır. Ama, “denize düşen yılana sarılıyor”.
İktidardan gitmemek için yapmayacakları hiçbir şey yok. Ama her şey onlara “artık gideceklerini” söylüyor.
TRİBÜNLER İSTİFAYA ÇAĞIRIRKEN
Futbol seyircisinin gözü sahadaki futboldan başka şeyi görmez sanılır. Ama öyle olmuyor. Tribünler “Hükümet istifa” sözleriyle çınlıyor.
İktidar çaresiz, bu sözlerden suç yaratmaya çalışıyor. Eğer olmazsa “cumhurbaşkanına hakaret” suçuna sokma çabasında.
Yeni suçlar yaratma çabası iktidarın çaresizliğini gösteriyor.
“Hayat çok pahalı” demek de suç mu olacak?
“Geçinemiyoruz” demeyi suç saymak mı gerekecek?
“Depremde ilk üç gün kimse yoktu” demek hakaret yerine mi geçecek?
“Sel felaketinde yetkililer sorumlu” demek başka bir suç mu sayılacak?
Depremde 50 bin insanımızı kaybettik.
Yıkıntılardan kurtulanlar yağmurla, çamurla boğuşuyor. Kızılay, o zor günlerin vefalı dostu Kızılay, AKP’nin elinde çadır tüccarına dönmüş, pazarcı yapılmış. Çaresiz insanlarımız sağlam bir deprem çadırına alınamamış, kendi talihsizliğine bırakılmış.
Bunları dile getirmek neyin suçu sayılıyor? Hâlâ, bu koşullarda bile, yandaşlarınıza ihale vermenin peşindesiniz. Giderayak “yağma Hasan’ın böreği”ni paylaşıyorsunuz.
Milletten toplanan deprem vergilerini harcayıp bitirdiniz. Yaptırdığınız saraylara, bindiğiniz lüks arabalara, aldığınız uçaklara bu milletin parasını döktünüz.
Yandaşlarınızı birden çok maaşlarla refah içinde yüzdürdünüz.
Tarikat cemaat vakıflarına, derneklerine milyar dolarlar akıttınız.
Bu memleketin evlatlarını, emekçilerini yükselen fiyatların, ulaşılmaz hayat pahalılığının yangınları içine ittiniz.
Elinizde kan, dilinizde yalan, yediğiniz haram, koltuklarınızda oturuyorsunuz.
BU YAĞMANIN SONU GELDİ
Kendi sonunuzu kendiniz getirdiniz.
Kendi çıkmazınızı kendiniz yarattınız.
1923 yılında kurulan Cumhuriyeti düşman bellediniz.
Sultan-halife günlerine yeniden dönmeyi hedeflediniz.
Şimdi artık HÜDA PAR’ınızla, “Yeniden Refah” partinizle, “Menzil” cemaatinizle, bu yolda yürümeye çalışıyorsunuz. Ama yaptığınız yağmanın sonu geldi.
Elbette çırpınacaksınız. Her türlü oyuna başvuracaksınız. Hepsi biliniyor, hepsi görülüyor. Şiddete başvurmak sizi kurtaramaz. Milletin hiddetini yenemezsiniz.
TAKKE DÜŞTÜ, NE GÖRÜNDÜ?
Takke düştü efendiler, siz göründünüz.
Yalanlarınız göründü. Yaptığınız haksızlıklar göründü. Hapiste yatırdığınız masum insanlar göründü. Zulmünüz göründü. Talanlarınız göründü. Hırsızları nasıl koruduğunuz göründü. Bunca felakette nasıl sorumluluk almadığınız göründü. İstifaya niyetinizin olmadığı göründü. İstifa çağrılarını suç saydığınız göründü. Dahası da göründü. Cumhuriyet düşmanlığınız göründü. Cumhuriyeti kuranları inkârcılığınız göründü. Takkenizin altında neler olduğu göründü.
Şimdi bütün bunların hesabını vereceksiniz.
Her şeyin hesabını,
Bu dünyada vereceksiniz.
Çok yakında...
