Evin İlyasoğlu
Evin İlyasoğlu evini@boun.edu.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kusura bakma Beethoven

29 Temmuz 2020 Çarşamba

Bugünlerde ne çok şey için üzülüyoruz: Memleketteki aydınların suskunluğu ve şaşkınlığı bir tarafta, Covid-19 ile değişen yaşam biçimimiz diğer tarafta! Herkes her konudaki alışkanlığından ödün vermek zorunda kalıyor. Sanat dünyası sanal ortama taşındı. Mesafeli oturma düzeniyle birkaç açık hava konseri dışında etkinlik yapılamıyor. Festivaller ve nice kurum kış programını bile hazırlayamıyor.

Oysa yıl boyunca bütün çağların en büyük bestecisi Beethoven’ın 250. yaşı için nice program düzenlenmişti. Ben de kendisine bir özür mektubu hazırladım:

Sevgili Beethoven, mutsuz bir ev ortamında doğup büyümüşsün. Alkolik baba, zayıf bir anne, sorunlu kardeşler! Hep bir arşidük ya da prensin himayesinde yaşamış, onların adına eserler adamışsın. Aşkların da hep hüsranla sonuçlanmış: Ya bir öğrencin ya bir arkadaşının karısı olan bu hanımları hiçbir zaman açıklamamışsın. Üstelik hayatının en büyük zorluğu senin gibi olağanüstü bir müzisyenin duyma yetisini yitirmesi ve kocaman borulara muhtaç olması! Tam piyano dersleriyle ve konserlerle maddi durumunu biraz düzelttiğinde sağırlığın ortaya çıkmış. Öğrencileri duyamadığın için dersler kesilmiş, sahnede orkestrayla buluşamadığın için solist olarak da yaşamını kazanma olanağın kalmamış. Bestelerini de ancak içkulak zenginliğiyle yapmışsın.

Senin yetiştiğin günlerde sanatçı bir önceki dönem gibi toplumun hizmetlisi değil, yapıtlarındaki derin anlatımla toplumun sesini haykıran bir kahraman olmuştu. Kendinden önceki Aydınlanma akımının değerleriyle beslenmiştin, ama sendeki deha Romantizme, hatta 21. yüzyılın Post-Modernizmine bile yol gösterdi.

Müzik tarihinde Haydn-Mozart’ın Klasik Dönem’ini bir sonraki Romantik Dönem’e (18. yüzyılı 19. yüzyıla) bağlayan bir deha olarak tanımlandın. Gençlik günlerinde yağ kandilinden gaz lambasına, at arabasından buharlı lokomotife geçilmiş; Fransız Devrimi’yle toplumsal değerler sarsılmıştı. Sanatçılar ise kendi iç dünyalarına kapanmış, besteci, icracı ve dinleyici arasında uçurumlar oluşmuştu. Sen de yapıtlarının o gün değil, ama elbet bir gün anlaşılacağına inanmıştın. 

Dokuz senfoninden her biri kendine özgü bir karakteristik taşır. Schiller’in dizeleriyle bezenmiş korolu 9. Senfonin, çağlar boyunca kardeşliğe çağrının simgesi olacaktı. Pastoral Senfonin, doğayı betimleme sanatıyla ‘senfonik şiir’in öncüsü olmuştu. Fidelio, tek operandı. Keman Konçerton da tekti. Kuvartetlerin arasında zorluğu nedeniyle bugün bile icra edilmesi hadise olanlar var.

2020 yılındaki 250. doğum yıldönümün için bütün dünya senin yapıtlarını baştan kayıtlara almaya, senin için nice konser, konferans, yayın yapmaya, sana anlı şanlı bir doğum yıldönümü armağan etmeye hazırlanmıştı. Yalnız kendi yaşadığın yıllarla değil, ‘Beethoven Çağı’ olarak bilinen 1790-1830 arasındaki bestecilerle birlikte gündeme gelecektin. Bu konferanslar belki de bugüne dek bilmediğimiz yönlerini bile ortaya çıkaracaktı. Kaç yıldır müzikologlar, müzik okulları, orkestralar, şefler, solistler ve turist şirketleri bu kutlamaya hazırlık için el ele vermişlerdi. Senin doğduğun, yaşadığın kasabalar, gittiğin kentler bu etkinliklerle ihya olacaktı. 

12 Aralık 1770’te dünyaya geldiğin Almanya’nın Bonn kentinde yıl boyunca çeşitli etkinlik hazırlanmıştı. En ünlü şefler, solistler ve orkestralar Bonn’un sahnelerinde yer alacaktı. Ayrıca, dünyanın bütün sanat merkezleri bu kutlamalara kucak açmıştı. 

Belki senin müziğini hiç dinlememiş insanlar bile senin için CD basıp, konserler düzenleyip, törenler yaparak, senin üstünden para kazanacaktı. 

Sevgili Beethoven, ne yazık ki senin yaşam boyu bahtsızlığın bu kutlamalara da damgasını vurdu. Şimdi planlandığı gibi canlı değil, cansız konserler yapılacak: Orkestra sanatçıları sanal dinleyiciye hitap edecek ve sosyal mesafeyi koruyarak çalacaklar. Koronavirüs hiçbir konsere, hiçbir toplu törene izin vermiyor. Covid-19 yalnız insanları değil, hayalleri de söndürüyor.

Bu gidişle biz de birkaç yıl daha bekleyip hastalığı savarsak, senin 255. yıldönümüne ancak hazır oluruz. Şimdilik kusura bakma.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları