En iyimiz en çalışkanımızdı…
Feyzi Açıkalın
Son Köşe Yazıları

En iyimiz en çalışkanımızdı…

11.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu sözleri CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kaybettiği yakın çalışma arkadaşı, Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’ in ardından söylemişti. Özel, Türk siyasi yaşamında görülmediği ölçekte, egolarından arınmış bir siyasi lider olarak arkadaşına böyle övgüler düzüyor, onun içlerindeki en iyisi, en çalışkanı olduğunu rahatlıkla dillendiriyordu.

Özgür Özel’in kullandığı dil bir yatılı okul arkadaşlığı raconuydu. Gerçekten de ülkenin en iyi devlet okullarından birisinde yatılı okuyan Özel, ‘kardeşliğin’ tadına orada varmış olmalıydı. Sonrasında zaten ailesinden getirmiş olduğu sevgi dolu birlikteliği sosyal ve politik yaşamına da taşımış, sarsılmaz dostluklar inşa etmişti.

Özel’in okulunun özelliği, o kurumun yani Bornova Anadolu Lisesi’nin benzer sosyal sınıfların çocuklarının buluştuğu bir eğitim yuvası olmasıdır. Orada çocuk eşitleri arasında eğitim alır, dahası büyür. Bir öğrencinin ancak özel bir yeteneği varsa eşitlerinin arasında sıyrılabilir. Aslında sıyrılmak gibi bir derdi de yoktur öğrencinin. Çünkü bu tür güçlenmeler ile elde edilebilecek bir liderlik ve onun kuracağı sulta böyle bir okulda prim yapmayacaktır.

Hele o okulun yatılı okul öğrenciliği bambaşkadır. Orada çocuklar öğretmenlerinden ziyade birbirlerinden beslenerek büyürler. Rol modelleri kendi içlerinden çıkar. İlginçtir, okullarıyla kuracakları aidiyet bağını dillendirirken özne olarak arkadaşlarını öne çıkarırlar. Sözgelimi, onların masa tenisi, müzik yarışması, satranç gibi kişisel başarılarından bir kolektivizm duygusuyla bahsederler. Dahası, on yıllar sonraki buluşmalarda hala onları çekincesizce övmektedirler. 

İşte ülkenin böylesine kötücül bir anlayışla yönetildiği bir zaman diliminde Özgür Özel’in kullandığı dil, takındığı tavır bunun için çok önemlidir. Her türlü kaybı, yok oluşu, doğal yıkımı bulunduğu dünya ile değil bir sonrakine hazırlık olarak değerlendiren, asıl olanın öbür dünya olduğunu dikte eden siyasi anlayıştan çok farklı bir tavır sergileyerek yapmıştır bunu. 

Özel ülke insanının çeyrek yüzyıldır hasret kaldığı insanı duyguları, trajik bir süreç içinde büyük bir içtenlikle sergilemiştir. İnsanın, içinde covid-19 dönemi de olmak üzere her türlü doğal yıkımdaki yaslarını bile tutturmayıp, onu görmemezlikten gelen anlayışa inat yapmıştır. Bunu yaparken ona bu gücü toprağa verdiği arkadaşı Ferdi Zeyrek vermiştir.

Cenaze merasiminde de tanık olunduğu gibi, Zeyrek diğer hasletlerinin ötesinde ‘iyi bir insan’ olarak herkese bir şekilde dokunduğu için sevgiyle uğurlanmıştır. Kötülüğün bir yönetim biçimi olarak sıradanlaştırıldığı, kabul görmeye çalıştırıldığı böylece ülke insanının yorgun düştüğü bir zamanda çıkagelmiştir Zeyrek’in kaybı. Cenazede onu geleneksel sığıtçı yani ölü arkası ağlayıcılarından farklı olarak uğurlayan on binler, mutlaka meraklı gözlerle merasimi televizyondan izleyenlere dersler vermiştir. Organize kötülüğün çürüttüğü zannedilen Anadolu insanının, hala iyiliğe prim verdiğini bu duygunun özlemini çektiğini göstererek…


İlgili Konular: #Ferdi Zeyrek