Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Devrim Gazı' Alev Alınca...
“Savaşta önce gerçekler ölür” diye bir söz var.
Doğru söz.
Ama bir doğru daha var: Bazı gerçekler de savaşla ortaya çıkar.
Gürcistan’la ilgili gerçeklerin ortaya çıkışı gibi...
Geçen gün, Gürcistan lideri (ne kadar liderse?) Saakaşvili’nin Gori kentinde dolaşırken görüntülerini izlemişsinizdir. Fransız Dışişleri Bakanı Kouchner ile (o da neden hemen oraya damladıysa?), bombardımana uğrayan kenti geziyor. Sırtında çelik yelek, elinde güneş gözlüğü, gülüyor. Sanki Gori festivaline gelmiş (Nasıl bir ruh haliyse?). Yıkılmış, alevler içinde binalar, yanmış araçlar, perişan insanlar...
Gürcistan’ın cumhurbaşkanı, “kadife devrim”in lideri Saakaşvili gülüyor.
“Artist” gibi pozlar vererek...
Bir anda düşman helikopteri alarmı veriliyor ve Saakaşvili’nin yüzü değişiyor. Gülücükler yerini korku ve paniğe bırakıyor. Korumaları çevresini kuşatıp, alıp sığınağa götürüyorlar.
İşte, savaş bu demek.
Saakaşvili, savaşı düşman helikopteri alarmıyla öğreniyor.
Saakaşvili’nin birkaç dakika arayla yaşadığı iki ruh hali, gösterdiği iki yüz şekli, aslında Gürcistan halkının da durumunu yansıtıyor. Beş yıl önce, demokrasi, özgürlük, insan hakları adı altında ayaklandırılan Gürcü halkı, beş yıl sonra kan ve ateş içinde ağlıyor. İnsanlar can derdinde, canını kurtarabilen ekmek derdinde. Beş yıl önce, Saakaşvili’nin peşine takılıp mevcut iktidarı devirmek için parlamentoyu basan insanlar bugün Saakaşvili’ye soruyor: “Bizi neden ateşe attın?..”
Saakaşvili ne demeli? Ne diyebilir?
“Beş yıl önce kadife devrim diye, gül devrimi diye, umutsuzluk içindeki siz halkımı peşime taktığım zaman, aslında devrim mevrim değil, Kafkasya’daki büyük bir stratejik savaşın tetikçisi olacağımı, sizi bir savaşa sürükleyeceğimi bilmiyordum” diyebilir mi?
“Benim misyonum, sizi yoksulluktan, baskıdan kurtarmak, refaha kavuşturmak, çağdaş uygarlığa yükseltmek değil, iktidarı ele aldığım günden beri, Batı’nın kışkırtmasıyla, Güney Osetya’ya, Abhazya’ya gözdağı vermek, Rusya’ya meydan okumaktı” diyebilir mi?
“Üstelik ben siyasetten de, stratejiden de, taktikten de anlamayan, boyundan büyük işlere girecek kadar cahil, gün olur güvendiğin dağlara kar yağar atasözünden bile habersiz, hesap-kitap bilmeyen bir adamım” diyebilir mi?
“Beş yıl önce ‘devrim gazı’na geldiniz. Sadece siz olsanız neyse, Türkiye’deki medyanın büyük bölümü bile gaza geldi; aslında kadife eldiven içinde bir demir yumruk kafanıza iniyordu da haberiniz yoktu” diyebilir mi?
Aslında dese de olur demese de olur.
Çünkü artık gül devrimi diye bir devrim, Saakaşvili diye bir lider yoktur.
Ve dünya Saakaşvili’ye bir teşekkür borçludur. Allı dallı, güllü müllü, kadifeli madifeli, turunculu murunculu devrimlerin ne anlama geldiğini gösterdiği için.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık